Bazı Konularda ''Zorunlu Açıklama ''lar
Hıdır Sarıkaya
13.07.2014, Paz | 16:46
Son olarak Dr.Baran(Müslüm Durgun) üzerine \'\'BDP Dersim\'\' adlı internet sitesinde yayınlanan makalede şahsıma yönelik son derece asılsız, üslup olarak zavallıca, gerçeklerin aksine yanlış yönlendirici ve hedef gösteren, kasıtlı olduğunu düşündüğüm bir yazı yayınlandı.
Bu güne kadar hakkımda birçok şey söylendi ve yazıldı hiçbirine cevap vermeyi düşünmedim. Benim için bireylerin düşünceleri önemlidir. Eleştirende olur, sevenler olur, sevmeyen olur. Her birine cevap yetiştirmem zaten mümkün olamaz ve gereklide görmüyorum. Eleştiri sınırları içerisinde kalıyorsa bunu temel bir hak olarak görüyorum ve değer biçiyorum. Kasıtlı bir şekilde yapanlar karşısında çok basit bir yol izliyorum. Bilmeden yapanların zamanla gerçekleri görüp daha olgun yaklaştıklarını tecrübelerimden biliyorum. Nitekim geçmişte de pervasız bir şekilde hakkımda konuşanlardan birçoğu sonradan pişmanlık göstermiş ve yaptıkları için özür dileyenlerde olmuştur. Kendilerine saygılı yaklaştığımı biliyorlar. Çeşitli çevrelerin yönlendirmesi altında ve ısrarla hiç vazgeçmeyenler ise iflah olmazlardır ki onları da hiç ciddiye almıyorum çünkü gölgelerle uğraşma diye bir tabiatım yok. Siyasi birikimim, yaşadıklarım ve edindiğim deneyimlerle suyun her zaman aktığını ve bir şekilde yatağını bulduğunu biliyorum.
Bir ilk olarak böylesine çirkin bir kampanya karşısında sessiz kalmayışım bu asılsız suçlamaların bir kurum adına yapılıyor olması ve iyi niyetinden kuşku etmediğim birçok kişinin buna alet edilmek istenmesindendir. Bireyler ne kadar değerlendirme ve eleştirilerinde özgür iseler kurumların hiç değilse bir topluluğu bünyesinde barındırdığı için daha ciddi ve sonuçlarını hesap edecek bir yaklaşım içinde olması gerektiğine inanıyorum. Hiç olmazsa iddialarını biraz olsun nesnel bir zemine oturtmayı esas almalıdırlar.
Bir Kürt bireyi olarak, Kürt halkının özgürlük mücadelesine çok genç yaşlardan başlayarak kesintisiz bir şekilde bu güne kadar katkı sağlamaya çalıştım, bundan sonrada halkımın özgürlüğü ve topraklarımın kutsallığı benim için vazgeçilmez olanıdır.
PKK hareketine de kendi isteğimle katıldım ve uzun yıllar sonunda ayrıldım, katılırken de ayrıldığımda da kimselere sormadım. Doğru bildiğimi yaşadım, inançlarıma ve duygularıma ters düşmekten kaçındım. Dün nasıl bir kulvarda bu mücadeleye inandıysam ve hizmet ettiysem bu günde farklı zeminlerde bu idealimi yaşatmaya çalışıyorum. Mücadele bir yaşam tarzıdır. Bir devrimci olarak bugünde aynı kararlılıkla bu coşkuyu yaşıyor ve sürdürmeye çalışıyorum. Yaptıklarımın arkasındayım, hatalarım olmuştur ve bunun hesabını da her zaman vermeye hazırım. Madem Dr. Baran diyorsunuz o halde onun sözleriyle cevap vereyim bizim kirimiz ne kadarsa emin olun sabunumuzda mevcuttur. Mücadele süreci içerisinde yaşanan olayların her birinin kendi özgün çerçevesi içerisinde değerlendirilmesini daha anlamlı buluyorum Birileri ak diğerleri karadır diyen yaklaşım genellemeci bir mantıktır. Özelliklede bu pratiğin sahiplerinin inkârcı yaklaşımları kabul edilemez. Devletin Kürdü inkârıyla sizlerin Kürt bireylerinin emeklerini inkârı arasında ne fark var. Sizlerin ve bu mücadele geleneğinden gelenlerin ne kadar ölü sevici olduklarını biliyoruz. Hepimiz az çok bu illete bulaştık. Anladık yaşayana kıymet vermiyorsunuz hiç değilse o kadar çok sevdiğiniz ölülere biraz saygı gösterin. Dr.Baran’ın cenazesini istiyorsunuz ama adresi şaşırmışsınız. İnsanların duygularıyla oynamayı bir kenara bırakın, olayları kişiselleştirip bir rant olayına dönüştürmekten vazgeçin o kadar samimiyseniz cenazesini verin, yerini de biliyorsunuz, gerçekleri de.
Yazının üslubundan ve içeriğinden anlaşıldığı kadar yazanların ve yorumlayanların bu mücadelenin içerisinde yer almadıkları ve fazlaca da bir bilgilerinin olmadığıdır. İddialar tutarsız ve art niyetlidir. Dr.Baran olayı açıktır ve kuşkulu bir yönde bulunmamaktadır. Kendisi intihar etmiştir, bunu da bir kaza olarak göstermek istemiştir. Bunun anlaşılır nedenleri vardır. İntihar bu gelenek içerisinde reddedilmekte ve kabul görmemektedir. Neden intihar ettiği gibisinden suallere verilecek cevaplar ancak bir yere kadar objektif olabilmekte genellikle de sübjektif yorumlara açık olmaktadır. Kimin hangi Saiklerle davrandığı ve nasıl bir ruh hali içerisinde olduğu yorumlanması son derece güç hususlardır. İlk gün olduğu gibi bugünde böyle bir akıbeti doğru görmedim ancak bireyin o an için neler yaşadığını tahmin edebilecek durumda da değilim. Zaman zaman hepimizin bunalımlı anları olmuştur ve bu anlarda neyin nasıl gelişeceğini kestirmek güçtür zaman izah ettiğim gibi yaşadığı bunalımın farkındaydım, kendisiyle tartışmalarımızda oldu, bu ruh halinden çıkarmak için girişimlerimizde oldu. Ne yazık ki intihar seçeneğini hiç düşünmedim. Bunlar bilinen gerçeklerdir ve yaşayan, tanık olan birçok arkadaşta vardır. Gidenin arkasında konuşmayı doğru görmüyorum. En genel anlamıyla söylenecek olan benimde katıldığım Şehit ilan edilmesi doğru ve yerinde bir karardı. Kendisine ayrıca hak ettiği saygıyı göstermekte gerekli olanıdır. Henüz Dersimdeyken ailesine ve çevresine ayrıca ilgi duyan herkese gerekli açıklamalarda bulunmuştum. Çokça çekilmek istendiğim yersiz polemik ve karşılıklı suçlama türünden yaklaşımlardan özenle kaçındım. Diğer İddialara gelince sadece bilinmesi açısından izah ediyorum yoksa bunlar birer ayrıntıdır ve pekte bir önemi bulunmamaktadır.
Şemdin Sakık için Türkiye gerilla komutanı sorumlusu türünden ne idüğü belirsiz bir paye verilmiş böyle bir görevlendirme yoktur. Yine Şemdin daha sonra Dersime gelmiştir ve ikimiz beraber hiçbir zaman birlikte çalışmadık, ne ironidir ki bu türden şaibeleri ilk yaratan kendisidir ve bugünde kurban olmaktadır.
Dr. Baran Aliboğazında şelale dediğimiz noktada üzerindeki el bombasının patlaması sonucu yaşamını yitirmiştir. Cenazesi gizli değildir halen Dersim de bulunan gerillalarında bilgisi dahilindedir. Cenazesi yürüttüğümüz soruşturma sonuçları, fotoğraflar, ilgili belge ve kimi eşyalarıyla aynı noktanın yukarısında defnedilmiştir. Olay sonrasında çekilen resimler aynı zamanda Partiye de teslim edilmiştir. Cenazesi gerçekten alınmak isteniyorsa bunun mercii bellidir. Bir diğer tuhaf iddia yerine geçmek istediğime ilişkin olanıdır. Biraz olsun tanıyanlar bilirler ki benim hiçbir görev, yetki, yer, çalışma şartlarıyla ilgili bir sorunum olmamıştır. Birçok yerde farklı görev statüleri içinde çalıştım, yeteneğim kadar, başarılı bir çalışma için hiçbir fedakârlıktan kaçınmadım. Kaldı ki bu iddia sahipleri bilmelidir ki, Dr. Baran ve ben örgüt tarafından istenmiştik ve Kongreye katılmak için Güneye geçecektik. Alişer-Yücel halis in gelmesi ve sonradan Şemdin’in gönderilmesi bunun içindir. Ciddi Şaibe yaratan bir değerlendirmede Öcalan’dan gelmiştir. Onunkisinin tamamen siyasi nedenlerle ve gayri ahlaki yaklaşımından kaynaklandığını biliyorum. Benim sorumluluğumdan fazla kendisinin rolü daha barizdir. Ayrıldıktan sonra yapılan saldırılar samimi olamaz.
Sonuç olarak ne geçmişimden utanıyorum nede pişmanlık duyuyorum. Dün nasıl bu Halka ve Ülkeme hizmet için çalışıyordumsa bu günde aynı gaye ve çabayla yürüyorum. Bunu engellemeye dönük çabalar beyhudedir.
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.
22288 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:14:55:54