Bizim 12 Eylül Hikayemiz

Otuz dört yıl aradan sonra sıkıyönetim ve darbe günlerini yazmak çok kabul edilebilir bir durum değil! \nTüm Eylül mağdurlarının bir hikâyesi var.

Yüksel Avşar

12.09.2014, Cum | 08:16

Bizim 12 Eylül Hikayemiz
Makaleyi Paylaş
Otuz dört yıl aradan sonra sıkıyönetim ve darbe günlerini yazmak çok kabul edilebilir bir durum değil!

Tüm Eylül mağdurlarının bir hikâyesi var. Kendi hikâyemi anlatmayacağım.

12 Eylül\' darbesi; her birimizi bir yerlere atmıştır Ateşten günler yaşanıyordu. Varlığımızı kişiliğimizi koruyabilmek inanılmaz bir beceri gerektiriyordu. Arkadaşlarımızın ve yakınlarımızın; gözaltı, işkence, tutuklanma ve ölüm haberleri ardı ardına geliyordu. Şehirlerde, kasabalarda, dağlarda sürek avları başlamıştı. Herkes kendi başının çaresine bakmak zorunda bırakılmıştı.

İktidar olanlarda 12 Eylül yasalarını kullanarak, bize yapılanları hakkımız ve ödediğimiz bedel olarak hayatımızın bir parçası olarak kaldı. Yüreğimizi ve beynimizi rahatlatmadı. Temizlemedi. Hepimiz yarım kalmış, örselenmiş yaşamımızla baş başa kaldık hata biz mağdurlar daha da mağdur olduk. Ailelerimiz cezalı bir hayat yaşadı. Onlarsa Bakan ve Vali bile oldular.

Kürt sorunu da, barışın arkasında bekleme modunda. Yeni bir anayasa beklemede. Umarım 2015 seçimlerine kurban edilmez. 12 Eylül darbesini yapan cuntanın yaşayan işkenceci iki ferdi yargılandı mahkûm edildi. Ancak devam eden her Eylülü 12 Eylül cuntanın yasaları devam ediyor. 12 Eylül faşizminin sorumlusu olduğu acıların her birimizin ruhunda, hafızasında unutulmaz izler bırakarak devamı yürürlüktedir. Eylül cuntasının yaşayan iki yaşlı şefinin mahkûm edilmesi, onların devlet zihniyetinin başka şekliyle işbaşında olduğu gerçeğini değiştirmemiştir. Neden değişmemiş?

Hala sokakta işkencecilerle karşılaşıyoruz…

Mevcut iktidar, 12 Eylül düzeninin sağladığı imkânlarla ülkeyi yönetmenin, arkasına sığınarak tekçiliği keskinleştiriyor. 12 Eylül’ün kurumları, yasaları tamamı olmasa da önemli bir kısmı yerli yerinde duruyor.

12 Eylül yasaları emekçilerin sendikalarda “örgütlü” olmasından, toplu iş sözleşmesi ve grev haklarından çok rahatsızdır Bu bağlamda işçi haklarını yasaklarla kuşanmış. SGK’ya kayıtlı yaklaşık 10 milyon işçi içerisinde sendikalı olanların sayısı bir milyon bile değil. AKP döneminde petrol, bankacılık, şehir içi ulaşım gibi alanlardaki grev yasakları genişletildi… Emeklilik yaşı kademeli olarak 65’e yükseltilirken prim gün sayısı 7.200’e çıkartıldı.

12 Eylül yönetimi ilaçta yüzde 20 katkı bedeli getirirken AKP muayene ve tedavi ücretlerini yüzde 30 ila yüzde 70 oranında artırdı. Taşeronlaşma ve kiralık işçilik yasalaştırıldı. Güvencesiz çalışma ve stajyer çalıştırma yaygınlaştırıldı. Fazla mesai ücretleri işçiler aleyhine değiştirildi. Cuntanın getirdiği hak grevi yasağı, işyeri ve işkolu barajları, memura grev yasağı, sendikacılık yaparken milletvekilli seçilememe yasağı gibi çeşitli yasaklar geçerliğini korudu. Hakkında kapatma davası açılan sendikaların çoğu kapatıldı.

Ölümlü iş kazaları sıralamasında dünya üçüncüsü ve Avrupa birincisi olması da geçmişten bugüne taşınan gerçeklerden biri. Çünkü İşçi Sağlığı ve Güvenliği ile ilgili uluslararası anlaşmalar ve standartlar bizden çok “uzak” tır. Bu kazalar işin fıtratında var.

Yüksel AVŞAR

Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.

10339 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:12:01:11

Yüksel Avşar

Yazarın Önceki Yazıları

Dil yaşamın kalbidir, Dilimi çok sevdim Jina Emini Anısına... Jina Emini'nin saçları, kadınların, ezilenlerin, isyan kıvılcımı oldu! Hikayemiz, Hikayem Ey Büyük İnsan Sen Qazi Muhammed’sin! Biji Newroz Artık Hiçbir Haritaya Bakamıyorum. Kentlerin Adları, Yanık Et Kokuyor Toplumsal Ci̇nsi̇yet Bağlamında 8 Mart Dünya Kadınlar Günü Leyla Qasım Halepçe: Kürt olmanın acısı Bu Çocuklar Kim, Kimin? Halepçe, yüreklere kelepçe oldu Samimiyeti ve kahramanlığından dolayı Bağımsızlık mazlum Kürtlerin de hakkı olsun... 8 Mart Kutlanmaz, Anılır… İsimsiz, mazlum kahramanlar: Kürtler... Korkusu Törpülenmemiş Peşmergemiz… Sait Çürükkaya Musul ve Kara Elmas; 'Feda Edilen 16-18'likler Kürt ve Kürdistan meselesi siyasetler üstüdür Öfkeli Kadınlar Kahraman Kürt Önderi Kürt Analar İsyanda Eylül Kürt Halkına Ve Yoksul Halk Çocuklarına Ölüm Taşıyarak Geldi. Acının Sesi...1 Eylül...Dünya Barış günü... HDP, Kürt Birliği ve Adaylık Üzerine.. Güvenlik Paketi Kürt dili ve Kayıp olmaktan Kurtuluş… Halepçe'nin il oluşuna Tanıklık Bir Kürt kadınının yürek isyanı ROBOSKİ;GÖNÜL YARAMSIN.... 500 Sembol Oldu Kardeş Kanı Dökülmesin Halkımız Kan Ağlarken, Bayramı Nasıl Kutlarız? Türkiye-Barış ABD Başkanının Açıklamasından ''Kürtler Stratejilerini Belirlemeli'' Acının Sesi... 1 Eylül Kürtlerin Doğum Günü Ya Özgür Yaşayacağız yada Yas Tutacağız HDP Kongresi ''Dil'' e Takıldım...Durdum Ez Qurbana Birîna Te Newroz'u Diyarbakır'da neden kutluyorum? ”Artık hiç Bir Haritaya Bakamıyorum Kentlerin Adları Yanık Et Kokuyor'' Kürtlerin babasının vasiyeti: 'Mezarım peşmerge mezarından yüksekte olmasın' Ben Dillime Küsmüştüm.!!!! Hrant-Roboski Kanayan Kalp Acımızdır!!! Çocuk Gelinler Sözcüğü Oluştu! Sakine Cansız, Leyla Şaylemez ve Fidan Doğan'ı anma Roboski 'Yüreğimin Kanayan Yarası' Bu dizelerle anmak istedim Mandela’yı niye seviyorum!!! Stratejik Düşünce Enstitüsü'ne Sunduğum Konuşma Metnim
x