Irak’ta kartlar yeniden dağıtılırken: Erbil yeni güç merkezi mi oluyor?
Doğalgaz sahalarına yönelik saldırılar, İran–ABD gerilimi ve bölgesel dengelerdeki hızlı değişim; Irak’ta Kürdistan Bölgesi’nin yeniden belirleyici bir siyasi güç olarak öne çıktığına işaret ediyor. Erbil’in rolü, Bağdat’ın ve bölgenin geleceğini belirleyebilir.

Irak’ın Kor Mor doğalgaz sahasına yapılan son saldırı ve bunu izleyen yerel ile uluslararası tepkiler, bölgede göz ardı edilemeyecek işaretler verdi. Bu gelişme, İran’a yakın partilerin güç kazandığı seçimlerin hemen ardından, silahlı grupların Irak’ın iç ve dış siyaseti üzerinde bir baskı aracına dönüştüğü bir döneme denk geldi. Aynı zamanda bu süreç, İran’ın sürekli müdahaleleri karşısında Bağdat ile Washington arasındaki güveni yeniden tesis etmeye çalışan ABD’nin özel temsilcisinin yürüttüğü misyonla da çakışıyor.
ABD’nin resmi açıklamasına göre Washington, tüm siyasi, dini ve ekonomik taraflarla çalışarak “istikrarlı, güçlü ve bölgesel çatışmalardan uzak” bir Irak inşa etmeyi hedefliyor. Ancak Ortadoğu’daki son gelişmeler, bu hedefin gerçekleşmesinde Kürdistan Bölgesi’nin ağırlığını artırabilecek yeni bir denge yaratmış durumda. Bunun temel nedenlerinden biri, Kürt liderlerle Batı arasındaki güçlü ilişkilerin; Bağdat’taki ideolojik partilerin İran’la olan bağlarıyla karşılaştırıldığında çok daha istikrarlı bir zemin sunması.
Son dönemde İran’a yönelik saldırılar, Lübnan ve Suriye’de yaşanan köklü stratejik değişimler ve bölgesel ittifakların yeniden şekillenmesi, Irak iç siyasetini de etkiliyor. ABD’nin Irak’tan çekilme tartışmaları sırasında, Kürdistan Bölgesi’ni askerî varlığını sürdürmek için güvenli bir üs olarak belirlemesi; petrol ve gaz zengini bölgeyi Washington için hem ekonomik hem de güvenlik açısından vazgeçilmez bir ortak haline getiriyor.
ABD ve Batı’nın Kürdistan Bölgesi’ne verdiği önem; bölgenin yeni Irak düzeninde sahip olduğu anayasal statü, özerk yönetim kapasitesi ve federal hükümetteki belirleyici rolüyle açıkça görülüyor. Nitekim bölge, son on yıllarda Batı’nın desteğiyle fiilen yarı-bağımsız bir yapıya kavuşmuş ve bu statüyü korumayı başarmış durumda.
Tüm bu gelişmeler ışığında, Nuri el-Maliki’nin son Erbil ziyareti, iç ve dış siyasette yaklaşan değişimlerin habercisi olarak yorumlandı. 2025 yılı, İsrail–İran nüfuz mücadelesinin Irak’ta daha önce görülmemiş seviyelere ulaşması nedeniyle Bağdat için oldukça zor geçti. Bu durum, mevcut teokratik yapıyla “demokratik, birleşik bir Irak” hayalini her zamankinden daha uzak hale getirdi.
Bu bağlamda Erbil’deki sıcak karşılama, İran’a yakın bir siyasi lider olan Maliki’nin, yeni güç dengeleri karşısında Kürtlerle zorunlu bir uzlaşı arayışına girdiğini gösteriyor. Bazı siyasi çevreler, bu ziyaretin; Kürdistan Bölgesi Başkanı’nın, geleneksel olarak İran’a yakın olan KYB yerine Barzani’ye bağlı KDP’den seçilmesi karşılığında Maliki’ye başbakanlık için destek verilmesi yönünde bir anlaşmanın parçası olabileceğini savunuyor.
Ayrıca Washington’ın Irak'ta yeni hükümetin kurulmasına doğrudan müdahil olacağı, “milis yapılarının etkisini sona erdirebilecek bir başbakan” seçilmesini şart koşacağı yönündeki haberler; siyasi denklemin Kürtleri daha güçlü bir konuma taşıdığı izlenimini pekiştiriyor. Bu çerçevede hem ABD’ye yakınlığı hem de Batı’nın desteğini aldığı düşünülen mevcut başbakan Muhammed Şiya es-Sudani’nin yeniden aday gösterilmesi ihtimali de dile getiriliyor.
Bölgesel gelişmeler ve yeni ittifaklar, Kürdistan Bölgesi’ni ABD için daha da vazgeçilmez bir ortak haline getirmiş durumda. Peşmerge güçlerinin ABD ile uzun yıllara dayanan güvenlik işbirliği, bölgeyi İran’ın “Şii Hilali” projesine yakın Iraklı partilere kıyasla Washington’ın daha güvenilir müttefiki yapıyor.
Tüm bu veriler ışığında birçok gözlemci, İran’ın Irak siyaseti üzerindeki etkisinin, yaşanan bölgesel kırılmalarla birlikte azalmakta olduğunu düşünüyor. Buna karşın petrol ve gaz zengini Kürdistan Bölgesi’nin; Batı’nın Irak’taki çıkarlarını koruyan, istikrarlı ve öngörülebilir bir partner olarak öne çıktığı görülüyor.
Sonuç olarak, Irak’ın hızla değişen siyasi ortamında Erbil’in rolü daha önce hiç olmadığı kadar kritik hale gelmiş durumda. Yaşanan gelişmeler, Kürdistan Bölgesi’nin Irak’ın geleceğinde “kral yapıcı” bir aktör olma ihtimalini her zamankinden daha güçlü kılıyor.
Son güncellenme: 11:03:50




































































































































































































