İHD’nin raporuna göre, KCK eşbaşkanları Öcalan ile devlet görevlilerinin görüşmesinin Kürt siyasal hareketinde gevşemeye sebep olduğunu, nasıl olsa sorunları Öcalan görüşerek çözebilir anlayışının mücadeleyi zayıflattığını ifade etti.
İHD heyeti şu isimlerden oluştu: İHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, Uluslararası İnsan Hakları Federasyonu (FİDH) Genel Başkan Yardımcısı Yusuf Alataş, İHD Genel Başkan Yardımcıları Raci Bilici, Osman Süzen, İHD Genel Saymanı Sevim Salihoğlu, İHD Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölge Temsilcileri Abdulselam İnceören ve Orhan Koparan, İHD Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyeleri Vetha Aydın ve İsmail Akbulut ile İHD Hakkari şube yöneticisi Ferzende Taş.
KCK görüşmeleri
“11-12 Şubat 2015 Erbil-Maxmur-Kandil Ziyareti Raporu”nda KCK Eşbaşkanları Cemil Bayık ve Bese Hozat ile yapılan görüşmelere yer verildi.
Raporda eşbaşkanların Adalet ve Kalkınma Partisi\'nin (AKP) iç güvenlik yasa tasarısı ile bir tür savaşa hazırlık yaptığını düşündükleri ve bunun kabul edilemez olduğunu ifade ettikleri belirtildi.
Rapora göre KCK eşbaşkanları anahatlarıyla şu noktalara dikkat çekti.
Çözüm süreci
* “Öcalan ile devlet görevlilerinin görüşmesinin Kürt siyasal hareketinde gevşemeye sebep olduğu, nasıl olsa sorunları sayın Öcalan görüşerek çözebilir anlayışının geliştiğini, bunun da mücadeleyi zayıflattığını ve hükümetin müzakereye geçmeme eğilimini güçlendirdiğini” ifade ettiler.
Devletin niyeti
* “Türkiye demokratik kamuoyunun sorunun müzakere yolu ile çözülmesi noktasında güçlü bir tepki vermediği ve böylece sayın Öcalan’ın yalnız kaldığı, esasen devletin de sorunu çözüyormuş gibi yapıp özde çözme niyetinin olmadığını, sorunu zamana yaymak istediğini ve sürekli seçimlerde malzeme olarak kullandığını belirtip daha güçlü bir toplumsal mücadele ile sayın Öcalan’ın elinin güçlendirilmesi gerektiğini” söylediler.
PKK güçler
* “8 Mayıs 2013 tarihinde PKK’nin gerilla güçlerini Türkiye ve Kuzey Kürdistan sahasından çekmeye başladığını ancak hükümetin taahhütlerini yerine getirmemesi nedeni ile sürecin eylül ayında sona erdirildiğini, şu anda geri çekilen gerillaların yerlerine geri döndüğünü ve örgütün tarihindeki en güçlü dönemini yaşadığını” belirtiler.
Seçimler/b>
* “HDP’nin parti olarak sol ve sosyalist partilerle ittifak temelinde seçime girmesinin önemli olacağını, bu durumun Türkiye’deki barajı yıkacağını ve Türkiye sol sosyalist hareketin önüne önemli fırsatlar çıkaracağını, bu şekilde AKP’nin durdurulacağını ve Türkiye’nin demokratikleşmesinde önemli bir mevzi elde edileceğini” ifade ettiler.
Federal Kürdistan Bölgesi
* “Federal Kürdistan Bölge Yönetimi\'nin ve Kürdistan medyasının PKK/HPG güçlerinin IŞD’e karşı verdiği mücadeleye yer vermemesini eleştirdiklerini ve bu nedenle istenirse Güney Kürdistan savunmasından çekilebileceklerini ifade etmişlerdir. Bu açıklamalarından sonra Güney Kürdistan sivil toplumu ile Kerkük Yönetiminin kendilere talepte bulunduklarını ve HPG gerillasının Güney Kürdistan’dan kesinlikle çekilmemesi gerektiğini” söylediler.
Parlamento görüşmeleri
Irak Kürdistan Parlamentosu görüşmelerinde heyete aktarılan bilgilerin bazıları şöyle:
* Kamplarda 2 milyon kişi yaşıyor.
* Bu nüfusun büyük çoğunluğu Türkmen ve Araplardan oluşuyor. Ayrıca birçok yerden Kürtler ve Ezidiler gelmiş durumda.
* Bağdat’tan sekiz aydır yardım gelmiyor.
* Beş milyonluk Irak Kürdistanı’na gelen iki milyon sığınmacı gelmesine karşın Irak hükümetinin desteğini kesmesi hayatı zorlaştırıyor.
Raporda görüşmelerde ayrıca “komşuluk hukukuna dayanarak Türkiye’den hem insanlık hem de savaş için yardım istedikleri” de vurgulandı.
Erbil-Baharke Kampı
Rapora göre, Baharke mülteci/sığınmacı kampı üç bin civarında insana ev sahipliği yapmaya çalışıyor. IŞİD saldırılarından kaçan bu insanların yarısından fazlası çocuk.
Kamp altyapısının yetersiz olduğuna dikkat çekilen raporda, kamp güvenliğinin federe hükümet tarafından sağlandığı, kamp giriş-çıkışlarının özgürlük ortamını zedelemediği gözlemlendiği de belirtildi.
“Kampta bulunan her etnik grubu temsilen bir temsilcinin seçildiği, bu temsilcilerin oluşturduğu komisyonun kamp yönetimine yardımcı olduğu ve bu nedenle kampın idaresi noktasında herhangi bir sorun yaşanmadığı bilgisi verilmiştir.”
Mahmur Kampı
Raporda Birleşmiş Milletler’in Mahmur Kampı’na ilişkin bilgiler de verildi.
“BM statülerinin devam ettiğini, ancak BM tarafından sadece resmi güvenlik yaklaşımlarının devam ettirildiği, pratik güvenlik tedbirleri ve insani yaklaşımların yok ya da çok az olduğu; resmiyette Musul’a bağlı olduklarını, Irak ve yerel hükümet nezdinde yapılması gereken yardımlar anlamında arada kaldıklarını, en temel ihtiyaçlarını bile karşılayamaz halde olduklarını, su ihtiyaçlarını dahi tırnaklarıyla kazarak getirmeye çalıştıklarını anlatmışlardır.
“Eğitim, sağlık ve kanun karşısında göçmenlikten kaynaklı haklarından yararlanamadıklarını, Kürt sorunuyla bağlantılı olarak Maxmur’da olduklarını, Kürt sorunu çözülürse sorunlarının çözüleceğine inandıklarını belirtmişlerdir.”
17 bin kişinin yaşadığı Mahmur’un nüfusu 1994’te Türkiye\'nin Irak sınır köylerinde yaşayanların güvenlik gerekçesiyle tahliyesinden sonra buraya sığınan Kürtlerden oluşuyor.