Reuters haber ajansında yayınlanan bir analizde, “Türkiye'nin PKK’ye karşı 40 yıldır sürdürdüğü mücadele, örgütün hapisteki lideri Abdullah Öcalan'ın Perşembe günü örgüte silah bırakma ve dağılma çağrısında bulunmasının ardından sona yaklaşıyor olabilir” değerlendirmesi yapıldı
Reuters haber ajansı, Perşembe günü İmralı’da tutuklu PKK lideri Abdullah Öcalan’ın DEM Partili bir heyet tarafından açıklanan mesajı sonrası bir analiz yayınladı.
Analizde, “Türkiye'nin PKK’ye karşı 40 yıldır sürdürdüğü mücadele, örgütün hapisteki lideri Abdullah Öcalan'ın Perşembe günü örgüte silah bırakma ve dağılma çağrısında bulunmasının ardından sona yaklaşıyor olabilir” denildi.
Reuters: "1984'ten bu yana 40 bin kişinin öldüğü çatışmayı çözmek büyük başarı"
Öcalan'ın açıklaması, kendisiyle son dönemde üç görüşme gerçekleştiren DEM Parti tarafından paylaşıldı. Açıklama, bu fikrin ilk kez Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın hükümet ortağı MHP Genel Başkanı Bahçeli tarafından ortaya atılmasından dört ay sonra geldi.
PKK’nin yönetim kademesinden Öcalan'ın çağrısına henüz bir yanıt gelmedi.
Reuters analizinde, “1984 yılından bu yana 40 binden fazla insanın öldüğü bir çatışmayı çözmek, geçmişteki çabaların başarısızlıkla sona ermesinin ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan için büyük bir başarı olarak görülebilir” ifadeleri kullanıldı.
Yazıda, Erdoğan’ın Ocak’ta Diyarbakır’daki konuşmasında, son zamanlarda yaşanan gelişmeleri “büyük ve güçlü Türkiye hedefinin önündeki en son engellerden birinin devreden çıkartılması” olarak nitelendirdiği hatırlatıldı.
"Anayasa değişikliği için DEM'in desteğine ihtiyaç duyabilir"
Yazıda ayrıca, nihayetinde bir ateşkes ya da barış anlaşmasının ortaya çıkıp çıkmayacağı belirsizliğini korusa da Öcalan'ın çağrısının, Erdoğan'ın kendi siyasi beklentilerini de arttırabileceği ifade edildi.
Reuters analizinde, Erdoğan’ın iktidarını, Cumhurbaşkanı olarak son döneminin biteceği 2028'in ötesine taşıyabilmek için anayasayı değiştirmek ya da erken seçime gitmek amacıyla bir muhalefet partisinin, belki de DEM'in desteğine ihtiyaç duyacağı belirtildi.
Yazıda ayrıca Erdoğan’ın, PKK'nin örgütlendiği Kürdistan Bölgesi’nin dağlık bölgesinde ve Beşar Esad'ın Aralık ayında devrilmesiyle Türkiye yanlısı bir liderliğin iktidara geldiği Suriye'de, PKK'ye karşı elde edilen askeri kazanımlardan da fayda sağlayabileceği ifade edildi. Yazıya göre Öcalan'ın çağrısı, Suriye'nin kuzeydoğusundaki Suriye Demokratik Güçleri'ni (DSG), Ankara'nın talep ettiği gibi PKK'ye bağlı YPG üyelerini sınır dışı etmeye sevk edebilir.
Gelinen noktanın Erdoğan iktidarı için dezavantajları
Öte yandan yazıda, iktidardaki AK Parti seçmeni dahil çoğu Türk’ün karşı olduğu Öcalan'ı yeniden diriltmenin Erdoğan açısından riskler barındırdığı belirtildi.
Reuters haber ajansına konuşan Şehit Aileleri Derneği Başkanı Mehmet Güner, hükümetin Öcalan'ın çağrısına destek vermesinden dolayı “son derece mutsuz ve kızgın” olduğunu söyledi. “Türkiye’nin 40 yıldır terörle mücadele ettiğini, binlerce şehit ve gazi verdiğini” belirten Güner, “teröristlerin lideriyle bu şekilde müzakere edilmesini kesinlikle uygun bulmadıklarını” kaydetti.
Yazıya göre PKK üyeleri Öcalan'ın çağrısına kulak vermez ve şiddet devam eder hatta daha da kötüleşirse, birçok kesimin Erdoğan'a duyduğu güvensizlik daha da derinleşebilir.
Yıllardır süren yargı süreçleri ve baskıların hedefi olan Kürt hareketi, Öcalan'ın çağrısının sonunda demokratik reformlara ve Kürtler için daha fazla kültürel ve dil haklarına dönüşmesini umuyor.
Reuters analizine göre, bir barış anlaşması aynı zamanda Türkiye genelindeki sosyal gerilimleri azaltabilir ve Kürtler’in çoğunlukta olduğu Güneydoğu’nun az gelişmiş ekonomisini canlandırabilir.
"Somut adımlar barış anlaşmasından önce atılmalıydı"
Yazıda, DEM Parti'nin Aralık ayında Öcalan ile yaptığı bir görüşmeden kısa bir süre sonra Ankara’nın Güneydoğu için 14 milyar dolarlık bir bölgesel kalkınma planı açıkladığı hatırlatıldı.
İstanbul’da yaşayan siyasi analist Gareth Jenkins, son gelişmeyle ilgili olarak Reuters haber ajansına, “Kürtler’in çoğu Türk devletine güvenmiyor. Anlamlı bir silahsızlanma süreci, Ankara'nın Kürtler’in siyasi ve kültürel haklarının garanti altına alınması gibi somut adımlar atmasını gerektirecektir. Bu bir barış anlaşması yapıldıktan sonra değil, önce olmalı” şeklinde konuştu.
Analize göre DEM Parti, Erdoğan'ın hükümetiyle işbirliği yapmaya devam ederse, yıllarca sürdürdüğü sert muhalefeti tersine çevirerek hükümetin görevden aldığı ve yerlerine hükümet yanlısı yetkilileri atadığı çok sayıda seçilmiş belediye başkanının da görevlerine iade edilmesini isteyebilir.
ABD'nin önemli bir müttefiki olan Suriyeli Kürt grup DSG, sınır bölgelerinde Türkiye ve Türkiye destekli Suriye güçleriyle savaşmaya devam ediyor.
Yazıya göre, DSG komutanı Mazlum Abdi, YPG üyelerini kendi grubundan ayıklayabilirse, Kürt güçleri Suriye'nin yeni oluşan güvenlik yapısına daha kolay katılabilir ve 13 yıllık iç savaştan çıkan ülkeyi merkezileştirip istikrara kavuşturabilir.
Çağaptay: "ABD- Türkiye ilişkilerine olumlu etkisi olur"
Reuters haber ajansına konuşan Washington Enstitüsü Türkiye Araştırmaları Programı Direktörü Soner Çağaptay, “Kandil'deki )bazı liderler gruba aksini tavsiye etse bile YPG, Türkiye ile iyi geçinmelerini isterse muhtemelen Öcalan'ın sözünü dinleyecektir” dedi.
ABD PKK'yi terör örgütü olarak görürken, Suriye'de IŞİD’e karşı mücadelede YPG ile müttefik ilişkisi kurdu. Türkiye, ABD'nin bu tutumunu bir NATO müttefikine ihanet olarak görerek eleştirdi.
Reuters haber ajansına konuşan Çağaptay, PKK isyanını sona erdirmeye yönelik adımların “ABD-Türkiye ilişkilerindeki PKK dikenini ortadan kaldırabileceğini ve ikinci Trump yönetimi altında beklenen sıfırlanmanın önünü açabileceğini” söyledi.
Çağaptay, “PKK'nın Suriye'nin siyasi sahnesinden çıkarılması; Türkiye'nin IŞİD’i kontrol altına almak, ülkeyi yeniden inşa etmek ve Türkiye'nin farklı Suriyeli gruplarla istikrarlı bağlar kurması gibi ABD çıkarlarına faydalı birçok konuda Washington ve Suriyeli Kürtlerle işbirliği yapmasının önünü açacaktır” ifadelerini kullandı.