BM Suriye Özel Temsilcisi Geir Pedersen, Beşar Esad yönetiminin düşüşünden sonraki ilk kapsamlı raporunu BM Güvenlik Konseyi ile paylaştı.
Pedersen raporunda DSG ve geçici hükümet arasında diyalog yolunun açıldığını gözlemlediklerini belirtti.
Ancak diğer yandan Menbic’deki çatışmalar da Suriye'nin toprak bütünlüğü ve egemenliğine karşı bir tehdit olarak görülüyor.
"Ateşkese rağmen çatışmalar devam ediyor"
Geir Pedersen şunları söyledi: "Suriye'nin kuzeydoğusu ve Halep şehrinin bir bölümü DSG ve YPG kontrolü altında bulunuyor. Amerika tarafından Aralık 2024'te sağlanan ateşkese rağmen DSG ve Suriye Milli Ordusu arasındaki çatışmalar devam ediyor. Türkiye bir açıklamayla kuzeydoğudaki operasyonlarının artma ihtimalinin açık olduğunu belirtti. Aynı zamanda, geçici Suriye yetkilileri ve DSG arasında diyalog kanalları açıldı ve geçen hafta Şam'da bir araya geldiler. Genel açıklamalar, pozisyonları bir yol haritasını öneriyor ancak anlaşma perspektifi hala uzak görünüyor."
Pedersen'in raporunda birçok konu öne çıktı ancak özellikle DSG ile Türkiye'nin desteklediği silahlı gruplar arasındaki çatışmalar ve Türkiye'nin İHA saldırıları özel bir yer tuttu.
"Askeri faaliyetler bizi endişelendiriyor"
Bu rapor hakkında Rûdaw ajansının "Sayın Geir Pederson, Türkiye Rojava’daki askeri operasyonlarının genişleme ihtimalinin açık olduğunu söyledi. Bu uyarıyı nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusunu yanıtlayan BM Genel Sekreteri Sözcüsü Stephane Dujarric ise şu ifadeleri kullandı:
"Onun sözleri üzerine yorum yapmıyorum. Söylediklerinin çok net olduğunu düşünüyorum ve açıkça her türlü askeri faaliyetin artması bizi endişelendiren bir durum."
“Tişrin Barajı civarında düzenlenen Türk İHA saldırısında 6 sivil öldürüldü, bu olayı nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna Dujarric şöyle yanıt verdi:
"Evet, sizi ilk cevabıma döndüreceğim, sivillerin kurban olduğu her çatışmanın şiddetlenmesinden endişe duyuyoruz."
BM Suriye Özel Temsilcisi Geir Pedersen, raporunun sonunda geçici Suriye yönetimi yetkilileriyle çalışmaya hazır olduğunu, tüm diyalog kanallarının geliştirilmesini desteklemeye devam ettiğini ve tüm taraflardan askeri olmayan yolları kullanmalarını talep ettiğini belirtti.
Pedersen ayrıca Suriye'nin geleceği için BM'nin 2254 sayılı kararının uygulanmasını, güvenilir, kapsamlı, şeffaf ve mezhepçi olmayan bir geçişin gerçekleşmesini, geçici hükümetin güvenilir olması gerektiğini, yeni bir anayasanın hazırlanmasını ve ardından özgür ve adil bir seçimin yapılmasını istedi.
