ABD merkezli uluslararası günlük finans ve haber gazetesi, The Wall Street Journal Kürdistan Bölgesi’nde IŞİD’e karşı mücadele ve Türkiye’deki 7 Haziran genel seçimleriyle Kürtler’in başarıya doğru gittiğini, bu başarılarının ise Kürtler’i devlet kurmaya doğru götürdüğünü yazdı.\n
The Wall Street Journal’da geçen hafta yayımlanan yazıda, “Kürtler, yaşadığı trajedi ve felaketlere rağmen başarıya ulaştı” denildi.
Yazıda, “7 Haziran’da Türkiye’deki genel seçimlerde Kürtler’in temel haklarını savunan bir parti seçimlere katıldı. Seçimlerde yüzde 10 barajını aşarak hatırı sayılır bir oranla meclise giren bu parti, Kürtler’in Türk siyasi hayatına katılmasını sağladı” ifadeleri yer aldı.
Gazete, yakın zamanda Batı Kürdistan’da Girê Spî (Tel Abyad) gibi stratejik öneme sahip olan bir kent, Kürt savaşçıları tarafından kontrol edilerek, Kürt illerini birbirine yakınlaştırdığına işaret etti.
“Irak’ta ise geçtiğimiz yıl Kürtler IŞİD’e karşı mücadele de büyük bir başarı elde etti” denilen yazıda, “Kürtler, Irak Ordusu’nun tartışmalı bölgeler içinde yer alan Kerkük kentinden çekilmesini fırsat bilerek Kerkük’ün kontrolünü ele geçirdi. Ortadoğu’da, mezhep çatışmaları devam ederken, Kürtler ender bir şekilde Ortadoğu’da başarı hikayelerini yazdı. Diğer bölgelerin aksine Kürtler seküler hareketleriyle gündeme oturdu” değerlendirmesinde bulunuldu.
The Wall Street Journal’a göre, “Arap Baharı”nın çıkışı, aslında Kürtler’in bölgede ortaya çıkışını sağladı. Bu durum da yeni sınırların çizilmesine neden oldu.
ABD, Irak ve Suriye eski büyükelçisi Ryan Crocker bir açıklamasında, “Irak, Suriye ve Türkiye’de ortaya çıkan gelişmeler, Kürtler’in Ortadoğu’da gözle görülür rolüyle birlikte bağımsızlığa daha çok yakınlaşmasına da neden oldu. Kürtler’in bağımsızlığı ayrıca Suriye ve Irak’ın bölünmesi anlamına geliyor” demişti.
Kürtler’in iç ve dış düşmanları
The Wall Street Journal ayrıca, Sevr Anlaşması’nın o dönemde Kürtler için bağımsızlık adına büyük bir şans olduğunu ancak Atatürk bu anlaşmayla Kürtler’i bir halk olarak kabul etmediğini belirtti.
Kürtler’in kendi içinde de çatışmalar yaşadığını, bu durumun ise Kürtler’i zayıflattığı gazetede yer aldı. Haberde ayrıca Irak devrik diktatörü Saddam Hüseyin’in 1982 yılında “Kürtler’den korkmuyoruz. Çünkü zaten kendi içlerinde çatışma ve dağınık haldeler” sözü de hatırlatıldı.
Kürdistan Bölgesi’nin gelişmesi
Gazete, Kürtler’in özellikle 2003 yılından sonra Kürdistan Bölgesi’nde bir mucize gerçekleştirdiklerini ve Kürt bölgelerinde inanılmayacak derecede başarılı olduklarını aktardı. Öte yandan Irak bölgelerinin ise idari anlamda tersi bir durum yaşadığını ifade edildi.
“Peşmerge Güçleri tarafından Kürdistan Bölgesi korunuyor. Irak Ordusu’nun, kendi bölgelerine girmelerine izin verilmiyor. Doğu ülkeleri vizesiz ve hava yoluyla başkent Erbil’i ziyeret ediyor. Erbil Kalesi’nde Kürt bayrağı dalgalanıyor ve Kürtçe konuşuluyor. Halkın çoğu Arapça konuşmasını bilmiyor” değerlendirmesiyle Kürdistan Bölgesi’ndeki duruma dikkat çekildi.
Kobanê önemli bir aşama
IŞİD’in Kobanê ve Girê Spî’ye (Tel Abyad) saldırısını ve “Batı Kürdistan’nın PKK’nin kontrolüne geçmesi”ne yer veren gazete, koalisyon ve Kürt güçlerinin ittifakı sonucu stratejik öneme sahip bölgelerin alındığı ve IŞİD mensuplarının bölgeden uzaklaştırıldığı belirtildi.
Haberde şöyle denildi: “Kobanê’nin Kürt güçlerinin kontrolüne geçmesi, AK Parti’nin 7 Haziran seçimlerinde oylarının düşmesine neden oldu. Çünkü AK Parti’nin geçmişte barış süreci kapsamında yürttüğü politika samimi bulunmadı. Bu durum AK Parti’deki Kürt oylarının HDP’ye geçmesine neden oldu.”
Gazete, Diyarbakırlı bir Kürt çiftçinin sözlelerine de yer verdi. Kürt çiftçi, “Barış sürecine yaklaşımından dolayı bir önceki seçimde AK Parti’ye oy verdik. Ancak Kobanê’den sonra Erdoğan bizimle dalga geçti” dedi.
Dengeler değişti
The Wall Street Journal, bölgedeki değişimin uzun bir aradan sonra, Kürtler’in lehine geliştiğini ve Kürtler’in düşmanlarının zayıfladığını belirtiyor.
Gazate Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi’nin görüşüne de yer verdi. Elçi “Geçmişte Kürtler kendilerini yönetmekten söz ettiğinde, Arap, Türk ve Farslar Kürtler’e karşı tavır alıyordu. Ancak şartlar değişti. Artık Irak ve İran’daki Şiiler, Türkiye’deki Sünniler, IŞİD’le bir olup Kürtler’e karşı birleşemezler. Çünkü Kürtler Ortadoğu’da askeri ve siyasi bir yönetim sahibi oldular” dedi.
Girê Spî (Tel Abyad)
Girê Spî’nin PKK’nin kontrolüne geçmesinden önemle söz edilen yazıda, bunun da Kürt bölgelerinin birleşmesine ve Türkiye - Suriye arasındaki yolun stratejik olarak kesilmesine neden olduğu belirtildi.
PKK’nin seküler yanına ve kadınların aktif olarak örgütte yer almasına vurgu yapılan yazıda, IŞİD’in gericiliğine karşı hatırı sayılır bir sayıyla Kürd kadınlarının PKK saflarına katıldığı da ifade edildi.
PKK – Seküler ve tek oluşum
Batı Kürdistan’da PKK’nin kendini tek oluşum olarak gördüğü belirtildi. Bölgede bulunan diğer Kürt partilerinin çalışmalarına izin vermediği, özellikle Kürdistan Demokrat Partisi’ne (KDP) yakın Kürt partilerinin faaliyetlerinin engellendiği vurgulandı.
Avukat Tahir Elçi bu konuda, “PKK demokratik açıdan çok önemli adımlar attı. Ancak Kürdistan Bölgesi’ndeki gördüğümüz ortak oluşumları ne yazık ki Batı Kürdistan’da göremiyoruz. Bölgede PKK’nin kendini tek parti görmesi büyük bir sorundur” diye değerlendirmede bulundu.
Kürtler arası anlaşmazlık
The Wall Street Journal ayrıca, Kürtler arasında siyasi çekişmeler yaşadığını, bu durumun da IŞİD’e karşı mücadelede ve Kürdistan’nın bağımsızlığı önünde bir düğüm oluşturduğunu yazdı.
Kürdistan Bölgesi Peşmerge Bakanı Mustafa Seyid Kadir, Peşmerge Güçleri’nin tek bir çatı altında bulunmamasının rahtsızlığını dile getirerek, “Cephelerde bile şu anda Peşmerge Güçleri iki parti olarak bölünmüş durumda” dedi.
Goran (Değişim) Hareketi yetkilisi Celal Cewher ise, “Bağımsız Kürdistan için dış faktörler geçmişe oranla çok daha iyi ancak iç faktörler ne yazık ki öyle değil” diye konuştu.
işat Kürdistan’nın bağımsızlığına doğru
The Wall Street Journal gazetesi IŞİD’e karşı Irak Ordusu’nun gücünün kırılması ve Bağdat- Erbil arasındaki petrol anlaşmazlığının ileride Kürtler’in bağımsızlık ilan etmesini sağlayacağını belirtiyor.
Bağdat’ın IŞİD’in kontrolünde bulunan bölgelere dahi memur maaşlarını gönderirken, özellikle son birkaç aydır Kürdistan Bölgesi’ne bütçe payını göndermediğine de yer verildi.
Ayrıca Erbil’in, Bağdat’ın kendilerine sürekli sorun çıkarttığı ve modern silahları kendilerine göndermediği tartışması da raporda yer aldı.
Erbil Valisi Newzad Hadi, “Irak, Arap Sünniler tarafından 80 yıldır yönetiliyordu. Bunun sonucunda Kürdistan viran edildi. 10 yıldır ise Irak, Şiiler tarafından yönetiliyor. Kürdistan’ın bütçe payı kesildi. Bu durumda onları nasıl ortak olarak düşünebiliriz? Bu nedenle mevcut durumun Kürtler’in bağımsızlık ilanı için uygun olduğuna inanıyorum” dedi.
KDP Politbüro üyesi ve Kerkük Cephesi Sorumlusu Dr. Kemal Kerküki ise, “Bağdat düşmüş durumda ve bu şartlarda başka alternatifleri düşünmemiz gerekiyor” diye konuştu.
Washington bağımsızlıktan yana değil
The Wall Street Journal’a konuşan Batılı bir Ortadoğu uzmanı bu konuda şöyle diyor: “IŞİD’le mücadele kapsamında Washington’un Kürtler’i desteklemesi Washington’un Kürtler’in bağımsızlığına destek vereceği anlamına gelmiyor.”
Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi Savunma Uzmanı Anthony Cordesman, “Washinton Kürtler’i bağımsızlığa ulaşacak düzeyde desteklemiyor. Çünkü bu durum Irak’a komşu ülkeler açısından yaralayıcı olacaktır. Keza oluşacak devlet, Washington için büyük bir stratejik öneme de sahip değil.”
Konuyla ilgili Türkiye ve Ortadoğu Çalışmaları Araştırma Merkezi\'nden Gönül Tol ise, “Washington’un IŞİD’e karşı Kürtleri desteklemesi stratejiden çok taktikseldir. Kürtler fazlasıyla kendilerine güveniyor. Oysa bu durum bütün dünyanın kendilerini desteklediği anlamına gelmiyor.