Amerika Birleşik Devletleri'ndeki bilim insanları, hastalık geni taşımayan "tasarım bebeklerin" dünyaya gelmesi hedefine bir adım daha yaklaşıldığını duyurdu.
Oregon Sağlık ve Bilim Üniversitesi'nde yürütülen araştırmada kalp hastalığına neden olan DNA kodu, laboratuvar ortamında yapılan genetik müdahale ile ilk kez değiştirildi.
Genetiği onarılan insan embriyolarının, birkaç günden fazla gelişmesine etik gerekçeler nedeniyle izin verilmedi. Ancak bu süre içerisinde gerçekleştirilen gözlemlerde embriyoların yüzde 72'sinden fazlasının kalp hastalığına neden olan geni artık taşımadığı görüldü.
Bilim dergisi Nature'da yer alan araştırma, genetik çalışmalar konusundaki etik tartışmaları da bir kez daha alevlendirdi.
Yüzde 72'lik bir başarı sağlayan bu yöntemin güvenli olduğu konusunda ciddi çekinceler bulunuyor. Bebekler üzerinde denenmeden önce yüzde 100'lük bir başarı oranının yakalanması gerektiğine dikkat çekiliyor.
İnsan DNA'sını baştan yazma hedefini taşıyan bu araştırmalar, bilim dünyasında en hararetli tartışmaların yaşandığı alanların başında geliyor. Özellikle insan embriyosu üzerinde yapılan çalışmaların, ileride tasarım bebeklerin dünyaya gelmesine neden olabileceği belirtiliyor.
Ebeveynlerin bebeğin saç ve göz rengi gibi fiziksel özelliklerine karar vermesine olanak sağlayabilecek potansiyele sahip olan bu yöntemin bazı genetik hastalıklara da davetiye çıkarabileceğinden endişe ediliyor.
Uzmanlar, insan genetiğinin yapıtaşı olan DNA'da yapılan değişikliğin kalıcı hale geldiğini ve bir sonraki nesle aktarıldığını da belirtiyor.
Embriyolar üzerinde yapılan genetik araştırmalar birçok ülkede denetim altında tutuluyor.
2015 yılında Birleşmiş Milletler'in Biyoetik İhtisas Komitesi, insan embriyosu üzerine yapılan genetik çalışmaların durdurulması çağrısında bulunmuştu. Bu çağrıya gerekçe olarak genetik müdahale tekniğinin insan nesline tehdit oluşturabileceği gösterilmişti.
İngiltere ise geçtiğimiz yıl uzmanlara, insan embriyosu üzerinde genetik araştırma yürütme izni verdi. Ancak bu çalışmalar sadece kısırlık ve düşük tedavisine yönelik projelerle sınırlandırıldı.
