Mela Mistefa Barzanî; d.
Genç yaşlarında Osmanlı Hamidiye ordu birlikleri, kendisi ve ailesini tutuklayıp Diyarbakır\'a sürgün ve hapse gönderdiler. 12 yaşında iken, ağabeyi Abdülselam idam edildi. 1919 yılında İngiliz işgalcilere karşı yürütülen isyana katıldı. 1931\'de büyük kardeşi Şeyh Ahmed\'in başlattığı ayaklanmaya katıldı. Ertesi yıl Barzan aşiretinin başkanı oldu. II. Dünya Savaşı\'nda karışıklıklardan yararlanarak 1943\'te Bağdat yönetimine başkaldırdı. Ağustos 1945\'te geniş çaplı bir ayaklanmaya dönüşen bu hareketin bastırılması üzerine aşiretiyle birlikte İran\'a geçti. 13 Ocak 1946\'da, Sovyetler Birliği\'nin desteğiyle İran sınırları içinde Azerbaycan Millî Hükûmeti ile birlikte kurulan Kürt Mahabad Cumhuriyeti\'nin kuruluşunda önemli rol oynadı. Hemen ardından tümgeneral rütbesiyle başkomutanlığa getirildi. SSCB\'nin İran\'dan çekilmesinden (Aralık 1946) sonra İran güçlerince Mahabad Cumhuriyeti\'ne son verilince, yaklaşık 500 silahlı adamıyla birlikte Türkiye-İran sınırı üzerinden SSCB\'ye kaçtı. Burada kaldığı yıllarda Moskova\'da öğrenim gördü.
Mustafa Barzani liderliğindeki Kürdistan Demokrat Partisi (KDP), 1957 Kongresi\'nde Marksist-Leninist bir çizgi benimsediğini açıkladıysa da, esas olarak milliyetçi bir örgüt olmaya devam etti.
Abdülkerim Kasım\'ın 1958\'de krallığa son veren darbesinden sonra Irak\'a döndü. Yasal bir kimlik kazanan Kürdistan Demokratik Partisi\'nin önderi olarak önceleri yeni yönetimi destekledi. Ama ekonomik ve kültürel haklar konusunda verilen sözler yerine getirilmeyince, Eylül 1961\'de ayaklandı ve peşmerge (ölüm öncüsü) denen gerilla kuvvetiyle Kuzey Irak\'ın büyük bir bölümüne egemen oldu. Irak yönetimindeki çeşitli değişiklikler doğrultusunda zaman zaman ateşkes anlaşmaları yapmakla birlikte, Kuzey Irak\'ta özerk bir yönetim kurmaya yönelik silahlı mücadeleyi başarıyla sürdürdü. Mart 1970\'te Kürtlerin isteklerini kabul eden bir antlaşmanın imzalanması üzerine, silahlı mücadeleye son verdi.
1973 yılında Irak\'ın Sovyetler Birliği\'yle imzaladığı dostluk ve işbirliği antlaşmasından sonra Moskova\'nın Barzani\'ye verdiği destek giderek azaldı. 1970\'de yapılan antlaşmanın uygulanması için öngörülen dört yıllık sürenin bitimine doğru, Irak yönetiminin 1957 nüfus sayımını temel alan sınırlı bir kültürel özerklik planı sunması, ilişkileri gerginleştirdi. Bu sırada Irak ile anlaşmazlık halinde olan İran ve SSCB\'ye yakınlaşan Bağdat rejimini istikrarsızlaştırmak isteyen Amerika Birleşik Devletleri\'nden (ABD) destek alarak yeniden silahlı mücadeleyi başlattı.[1] Ancak, 6 Mart 1975\'te imzalanan Cezayir Anlaşması\'yla, bazı tavizler karşılığında Irak ile anlaşmaya varan İran şahı Muhammed Rıza Pehlevi\'nin yardımı kesmesi üzerine, zor duruma düştü. Barzani çatışmayı durdurarak İran\'a kaçtı. 1976\'da Amerika Birleşik Devletleri\'ne gitti ve orada vefat etti. Cenazesi İran\'a getirilerek Irak sınırındaki Uşnu kasabasına defnedildi. 1993\'te mezarı Kuzey Irak\'a getirildi.
Uzun yıllar SSCB\'de yaşadığı, Kürdistan’da ayaklanma ve isyanın adı olarak da anılır. Oğlu Mesud Barzani\'ye devrettiği aşiretinin bağımsız Kurdistan hedefine ulaşması gerektiğini vasiyet etti.