KONDA Genel Müdürü Bekir Ağırdır, "Ekonomik sıkıntının içinde, denge denetleme mekanizmalarının çalışmadığı bir ortamda, savaş bahanesiyle iktidar her türlü tartışmayı kesmek isteyecek" dedi.
Ağırdır'a göre, erken seçim için Erdoğan’ın kesin zafere ihtiyacı var. Kürtler oyun dışına çıkarsa CHP'nin kazanma ihtimali yok. AKP, MHP'den vazgeçemez.
bianet'ten Ruken Tuncel'e konuşan Bekir Ağırdır, "Ülke hem sıkışmışlığı, hem umut yorgunluğunu hem de entelektüel ıssızlığı yaşıyor. Bu topraklarda demokrasi kavramı sadece seçimlerden ibarettir ama böyle devam edemeyiz. Savaş kararında devlet yeniden bildiğimiz geleneksel yüzyıllık reflekslerine geri döndü. Suriyelilere itiraz edenler, aydın geçinenler herkes topluma yalan söylüyor: Kimse topluma Suriyelilerin kalıcı olduğunu söylemiyor" ifadelerini kullandı.
Türkiye'de siyasal alanın daraldığını vurgulayan Ağırdır, "Siyasetin doğallaşması gerekiyor. Yani dernekler ve vakıflar kanunundan siyasi partiler kanuna, toplantı yürüyüşler kanunundan fikir özgürlüğünü kısıtlayan kanunlara kadar hemen her şeyin yasal zeminde değişmesi gerekiyor. Böyle bir planı ya da projesi olan var mı? Ne iktidar da ne de muhalefette böyle bir proje yok" dedi.
Bekir Ağırdır, ekonomik krize değindi, bu konuda şöyle dedi:
"İnsanları soyut-ulvi 'vatan millet Sakarya' diyerek başka şeylerle oyalayabilirsiniz ama insanoğlunun bedensel ihtiyaçları var. En basit en temel geçim ihtiyaçları dahi karşılanmakta zorlanıyor insanlar. Şu an Türkiye’de 100 nüfus içinde istihdama dahil kişi sayısı 47 kişi. Bu 47’nin 8-9’u bugün işsiz, çalışabilen ise 39 kişi ve bu 39 kişiden işimi kaybedersem iş bulabilirim umudu taşıyan sadece 4’te biri. Dörtte üçü işini kaybederse iş bulamayacağı kaygısıyla yaşıyor. Bu duygu halinin insan ruhunda bedeninde evinde, sokağa çıktığı zamanki davranışlarında nasıl bir gerilime neden olduğunu ne tür psikolojik sorunlar ürettiğini kimse anlamıyor.
Türkiye insanının şu anki en büyük kaygısı gelecek kaygısı ve her dört insandan üçü, önündeki üç ayda ülkede veya kendi hayatında ekonomik sıkıntı bekliyor. Eylül ayı verisi olarak, eylül ayında her dört evin birinde gelir giderden eksik olmuş. Yani yarı aç yarı tok yaşamış. Her dört evden ikisinden fazlasında da hayat sıfır veya bir. Yani asgari ücret de olsa bin lira da olsa geliri var ve o gelire göre kurduğu bir hayatı var. Hayatı sıfır ya da bir, yani kaybederse hiçbir seçeneği yok."
"Peki içerde ekonomik kriz bu noktadayken, Meclis daha yeni açılmış ve Yeni Yargı Reformu paketi tartışılırken, çözülmeyi bekleyen bu sorunlar dururken niçin Suriye’ye girme kararı alındı?" sorusuna Ağırdır şu yanıtı verdi:
"Bu kararın birkaç katmanı var. Kararı tek başına Erdoğan’ın aldığını söylemek doğru değil bence. Erdoğan kadar devlette bu kararın arkasında yer alıyor. Çünkü dünyadaki bütün gelişmelere güvenlikçi bir yerden bakılıyor. İkincisi Erdoğan en başta sorun diye tanımladığımız meseleleri zaten sorun olarak görmüyor. Mesela Berat Albayrak’ın power point sunumlarına baktığımızda ekonomik kriz bitmiş, işsizlik de çözülecek diyor. Bir buçuk milyarı verip Ali Ağaoğlu’nu kurtarınca, onun istihdam edeceği 20 bin işçi sayesinde işsizlik sorununun çözüleceğini sanıyorlar."
Bu sürecin erken seçim getirmediğini dile getiren Bekir Ağırdır, şöyle devam etti:
"Kasımda baskın seçim olacak gibi beklentiler var fakat ben üç-beş ayda seçim beklemiyorum. Toplumsal tabandaki gevşemeyi çözülme potansiyelini iktidar bloğunun da gördüğünü düşünüyorum. Kendilerini güvende hissetmeden ya da kazanma ihtimallerini yükseltmeden seçime yükleneceklerini sanmıyorum. Muhalefetin de zaten kendi başına seçimi zorlayacak bir kapasitesi ve gücü yok. Ancak bütün bu sözünü ettiğimiz krizler öyle bir hale gelir ki; ülke siyaseten yönetilemeyecek bir noktaya gelir ve iktidar da bunu hisseder, seçime gidilir. Ama bu koşullar iki üç ayda oluşmaz. 2023’e kadar gidebileceğimizi sanmıyorum ama bir yıl içinde olabileceğini beklemiyorum, 2021 sonbaharından itibaren seçim tartışmasına başlarız, 2021 sonları ya da 2022’de seçime gideriz. Yani Erdoğan’ın seçimi erkenden zorlaması için kesin zaferlere mutlak başarılara ihtiyacı var. Bu illaki Suriye’de olmak zorunda değil."
Bekir Ağırdır'a göre, muhalefet bloku eğer HDP’yi böyle kenarda tutmaya devam ederse, Suriye’deki savaş durumuyla beraber Kürtlerin hala muhalefet blokunun yanında durup durmayacağı belirsiz. Ağırdır "Eğer Kürtler küsüp oyun dışına çıkacak olurlarsa, o zaman muhalefet blokunun bugünkü matematik içinde kazanma ihtimali yok" diyor.
Ağırdır "AK Parti artık yüzde 50’yi aşmak için ittifaka ihtiyaç duyuyor. MHP dışında da seçeneği yok. Çok itirazlar olduğunu rahatsızlık duyduklarını düşünüyorum ama AK Parti’nin MHP’den vazgeçtim deme ihtimali yok" ifadelerini kullandı.
Yazının tamamına buradan ulaşabilirsiniz