Rûdaw TV’ye konuşan HÜDA PAR Genel İdare Kurulu Üyesi Mahmut Şahin gündemdeki konuları değerlendirdi. Özellikle Kürt meselesi ve çözüm sürecine ilişkin önemli mesajlar veren Şahin, hükümetin bu konuda inisiyatif alması gerektiğini vurguladı.
"Meclis, Kürt meselesinin çözümü için inisiyatif almalı"
Mahmut Şahin, Kürt meselesinin çözümüne dair siyaset kurumunun aktif bir rol üstlenmesi gerektiğini belirtti. Özellikle İmralı ve Kandil ile olduğu kadar, Kürdistan Bölgesi'nde Mesud Barzani ve Barzani ailesiyle Erbil'de temas kurulmasının önemine dikkat çekti.
“Bu tür iletişimlerin, müzakerelerin süreci ilerletebileceğini düşünüyoruz. Sayın Barzani, geçmişte de çözüm sürecinde tarafları müzakere zeminine çekmek için önemli çabalar sarf etti. Bugün gelinen noktada da bu süreçte kritik bir rol oynadığı ve ilerleyen dönemlerde bir aktör olarak daha görünür hale geleceği açıktır.” dedi.
Şahin, çözüm sürecinin sağlıklı ilerleyebilmesi için dil ve üslubun da son derece önemli olduğunu belirterek, “Silahların gölgesinde ve baskısı altında olmadan müzakerelerin yürütülmesi gerekiyor.” ifadelerini kullandı.
"Silah bırakma ile hak talepleri birbirine bağlanmamalı"
HÜDA PAR olarak Kürt meselesinin çözümü konusunda başından beri net bir duruş sergilediklerini ifade eden Mahmut Şahin, Kürt halkının haklarının herhangi bir şarta bağlanmaması gerektiğini vurguladı:
“Kürtlerin hakları, talepleri hiçbir şarta bağlı olmaksızın tartışılmalı ve yasal, anayasal güvenceye kavuşturulmalıdır. Ancak bugün bu haklar, ‘Önce silahlar bırakılsın, sonra konuşalım’ anlayışıyla pazarlık konusu haline getiriliyor. Bu doğru bir yöntem değildir.”
Bu anlayışın çözümü geciktirdiğini belirten Şahin, “Asıl olması gereken, Kürt halkının haklarının öncelikle tanınmasıdır. Bu, hükümetin de elini güçlendirecektir.” dedi.
"HÜDA PAR olarak Kürt meselesinde inisiyatif alıyoruz"
HÜDA PAR Genel İdare Kurulu Üyesi Şahin, Kürt meselesinin çözümü için yalnızca devletin ya da belirli kesimlerin değil, tüm tarafların sorumluluk alması gerektiğini belirterek, HÜDA PAR’ın bu konuda aktif bir duruş sergilediğini söyledi:
“Partimizi kurduğumuz günden bu yana Kürt meselesini sürekli gündemde tutuyoruz. Kamuoyunu bilgilendiriyor, hükümet yetkilileriyle görüşerek bu sorunun aciliyetini dile getiriyoruz. Çözümü bir başkasına havale etmiyoruz, bizzat inisiyatif alıyoruz.”
Geçtiğimiz hafta sonu Diyarbakır’da düzenlenen ve iki gün süren Kürt Çalıştayı hakkında da konuşan Şahin, bu etkinliğin Türkiye’de konuyla ilgili en kapsamlı çalışmalardan biri olduğunu belirtti.
“Çalıştayda siyasetçiler, akademisyenler, aydınlar ve farklı kesimlerden isimler bir araya gelerek çözüm önerilerini tartıştı. Ortaya çıkan sonuç bildirgesi de kamuoyuyla paylaşıldı” dedi
"Çözüm istemeyen kesimler süreci sabote ediyor"
Mahmut Şahin, bazı çevrelerin çözüm sürecine zarar verdiğini ve süreci baltalamaya çalıştığını belirterek, toplumun bu tür manipülasyonlara karşı dikkatli olması gerektiğini vurguladı:
“Kürt meselesinin sağlıklı bir zeminde tartışılmasını istemeyenler var. Kimileri silahı bir araç olarak kullanarak, kimileri ise devlet içinde belirli vesayet odaklarını koruyarak bu süreci baltalamak istiyor. Ancak toplum artık bu tür girişimlere prim vermiyor.”
HÜDA PAR’ın çözüm odaklı yaklaşımının toplum tarafından dikkatle takip edildiğini söyleyen Şahin, “Partimizin son çalıştayındaki sonuç bildirgesi farklı kesimler tarafından ilgiyle karşılandı ve çözüm perspektifinin bu şekilde olması gerektiği yönünde olumlu geri dönüşler aldık.” dedi.
"Cumhurbaşkanı danışmanlarının açıklamaları bağlayıcı değil"
Şahin, Cumhurbaşkanı danışmanlarından gelen açıklamaların hükümetin resmi politikası olarak değerlendirilmemesi gerektiğini belirterek, şu ifadeleri kullandı:
“Cumhurbaşkanı danışmanları ne devlet ne de hükümettir; yalnızca bir memurdur. Açıklamaları kurumsal anlamda bağlayıcılığı olan ifadeler değildir. Hatta bazen AK Parti ve Cumhurbaşkanı'na karşı operasyon niteliğinde söylemler de görüyoruz. Bunun farkında olmak gerekir.”
Son olarak Şahin, Kürt meselesinin çözümü için samimi bir diyalog ve müzakere sürecinin önemine vurgu yaparak, “Adalet ve barış temelinde, hakların tanındığı bir süreç inşa edilmelidir. Biz de bu yönde çalışmaya devam edeceğiz.” dedi (Rudaw)
