Dergi, 'Kim galip gelecek?' başlıklı yazısında Erdoğan ve Gülen arasındaki son zamanlarda gerginleşen ilişkilerin sonunda kimin kazanacağı sorusunu irdeledi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ’ın son 10 yıllık iktidarı süresince en büyük başarısının orduyu siyasetten uzaklaştırmak olduğu bunu da Cemaat’in desteğiyle yaptığı ifade edilen yazıda şimdilerde Erdoğan’ın eski müttefikine karşı bu ilişkiyi güç göstergesine döndürdüğü ve Erdoğan’ın otoriterizme doğru sapan yönetimini durdurabilecek tek gücün de Fethullah Gülen olabileceği aktarıldı.
Dergi, önümüzdeki yıl mart ayında yapılacak belediye seçimlerinde Gülen’in Erdoğan’a destek verip vermeyeceği konusunda, 'Gülen Cemaatini Erdoğan’a karşı harekete geçirecek mi? Eğer böyle olursa Cemaatin desteği AK Parti ’den İstanbul ’u almaya yetecek mi ? ve Erdoğan’ın Türkiye ’nin ilk seçimle iş başına gelen başkanlık hayaline ne olacak?' sorularını sordu.
Taraf Gazetesi muhabiri Mehmet Baransu’nun 25 Ağustos 2004 yılındaki MGK toplantısında 'Fethullah Gülen grubuna ait kurumların faaliyetlerinin engellenmesi için, Ağır yaptırımlar getiren yasal düzenlemeler yapılmalıdır' kararının altında Başbakan Erdoğan’ın imzası olduğunu ortaya çıkarmasının medyaya yansıyan gizli belgelerden biri olduğu belirtilen yazıda, 'Baransu ve Taraf gazetesini hedef almak Başbakan’ın muhalif sesleri tıkamasının başka bir örneği' ifadesi kullanıldı.
Dergi, Erdoğan’ın Gülen Cemaati’ni neden bu zamanda hedef aldığı konusunda şu değerlendirmeyi yaptı:
'En olası yanıt Erdoğan başkanlık seçimlerinden önce onlara elini göstermek istiyor. Giderek paranoya gösteren Başbakan, Gülen- İsrail itilafının onu koltuğundan etme peşinde olduğuna inanıyor. Erdoğan’ın şüpheleri Gülen’in 2010 yılında Türkiye’nin İsrail ile kopan ilişkileri konusundaki eleştirileriyle daha da arttı.'
Yazı şöyle sonlanıyor:
'Kimin galip geleceğini söylemek için çok erken. Gülen, son vaazında bazı uzlaştırıcı söylemlerde bulundu. Son anketler AK Parti’nin hala yüzde 50’nin desteğini aldığını gösteriyor. Gülen’e yakın insanlar cemaatin imajının acı çektiğini ve kendi iç hesaplaşmalarını yaptığını onaylıyor. Kabahatini çok nadir kabul eden Erdoğan, daha ılımlı davranmalı. Böylece Türkiye daha mutlu ve daha demokratik bir yer olur.'