Parlamenterler tarafından imzalanan mektup Avrupa Komisyonu Başkan Yardımcısı ve AB’nin Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borell’e gönderildi.
Türkiye'de hükümetin son dört yıl içerisinde “kademeli olarak son derece otoriter siyasi bir sistem inşa ettiği” belirtilen mektupta parlamenterler, “Bu süreçte başta siyasi yöneticiler, parlamenterler, seçilmiş Kürt belediye başkanları, yüzlerce gazeteci, akademisyen, doktor, sivil toplum temsilcileri, insan hakları savunucuları ve başka kişiler olmak üzere 80 bini aşkın kişi terörizmle bağlantılı suçlamalarla tutuklandı” dedi. İktidarın, başta Kürt politikası olmak üzere kendisini eleştiren herkesi terörist ve devlet düşmanı olmakla suçladığını ifade eden parlamenterler, HDP’ye yönelik operasyonlara dikkat çekti.
Tutuklanan belediye başkanlarının hatırlatıldığı mektupta, 34 belediyeye Kayyum atayarak el konulduğu belirtildi. Henüz görevden alınmamış olanların da ağır bir siyasi ve mali baskı altına alındığına işaret edilen mektupta,bunların da her an görevden alınabileceği ifade edildi.
Hasta tutukluların durumuna da dikkat çekilen mektupta İHD’nin 2018 verilerine dayanarak bin 25 hasta tutuklunun bulunduğunu ve bunlardan 357’sinin durumunun ağır olduğu vurgulandı. Mektupta, hasta tutuklular için “derhal serbest bırakılmalı ya da donanımlı hastanelerde tedavi edilmeli” denildi.
Tüm bu baskıların, Türkiye’nin Rojava'ya yönelik saldırılarına paralel olarak yürütüldüğü ifade edilen mektupta, “Türkiye bağlantılı gruplardan oluşan aşırılıkçı güçler 2018’in başında Efrîn’i işgal etti. 150 bin dolayında kişi Türkiye'nin askeri harekatı karşısında evlerini terk etmek zorunda kaldı ve evlerine geri dönemedi. Türkiye'nin askeri harekatı uluslararası hukuku ihlal ediyor ve sivillere karşı sayısız insanlığa karşı suçlar işliyor” denildi.
“Türkiye, bir NATO üyesi, Avrupa Konseyi üyesi ve AB’ye aday bir üye olarak uluslararası toplumun gözleri önünde bu suçları işliyor” ifadelerine yer verilen mektupta, devamla “Sizden Rojava'da Kürt ve Hristiyan nüfusa karşı etnik temizliğe, bu bölgedeki Türkiye'nin harekatına karşı durmanızı istiyoruz. Türkiye’ye silah satışına karşı tam bir ambargo, ekonomik yaptırımlar ve Türk hükümetinin birçok üyesine karşı hedefli yaptırımlar içeren AB’nin ortak bir tutumu ile birlikte Türkiye’nin Rojava'yı terk etmesi sağlanabilir” denildi.