Avrupa Parlamentosu (AP) seçimlerinde radikal sağ partilerin yükselişi gündemde geniş yankı buldu.
Avrupa Birliği (AB) kurumları arasında üyeleri doğrudan halk tarafından belirlenen tek organ olan AP için seçimler 6-9 Haziran'da yapıldı.
720 sandalyeli AP'de çoğunluğun elde edilmesi için 361 koltuk gerekiyor. Fakat hiçbir parti buna ulaşacak sayıları yakalayamadı.
27 AB ülkesinde düzenlenen seçimlerde resmi olmayan sonuçlara göre, üye ülkelerden merkez sağcı partileri bir araya getiren ve Hıristiyan Demokratlar olarak bilinen Avrupa Halk Partisi (EPP) 184 sandalye kazandı.
Merkez sol eğilimli partileri bir araya getiren Sosyalistler ve Demokratlar (S&D) ise 720 sandalyeli AP'de 139 koltuğun sahibi oldu.
Liberal çizgideki Avrupa'yı Yenile (Renew Europe) 80; iklim, çevre ve göçmen hakları gibi konuları önceleyen Yeşiller/Avrupa Özgür İttifakı ise 52 sandalye kazandı.
Muhafazakar partilerin oluşturduğu Avrupa Muhafazakarları ve Reformistleri (ECR) 73, radikal sağcı partileri buluşturan Kimlik ve Demokrasi (ID) 58 sandalye alırken, sol partileri içeren Avrupa Solu ise 36 parlamenter gönderdi.
"Çoğunluk halen merkezde"
AP Başkanı Roberta Metsola, radikal sağın yükselişine rağmen parlamentoda merkez partilerin çoğunluğa sahip olduğuna dikkat çekti.
Metsola seçim sonuçlarına ilişkin şunları söyledi:
Bu parlamento bir hükümet ve bir muhalefetle çalışmıyor. Çoğunlukla çalışıyor. Avrupa yanlısı yapıcı merkezin hakim kaldığını ve birlikte çalışmamız gereken Avrupa projelerinin üzerine inşa edileceği merkezin de bu merkez olduğunu görüyoruz.
AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ise "Yani merkez yerinde duruyor ama sağdaki ve soldaki radikal partilerin de destek aldığı bir gerçek. Bu nedenle sonuç, merkezdeki taraflara büyük sorumluluklar yüklüyor" dedi.
Alman Hıristiyan demokrat siyasetçi, mensubu olduğu grubun birinci gelmesinin "güçlü bir Avrupa isteyenlerin çoğunlukta olduğu mesajını verdiğini" savundu.
Amerikan gazetecilik kuruluşu Politico, AP seçimleri sonucunun von der Leyen'in "bir dönem daha görevde kalma şansının yüksek olduğunu gösterdiğini" yazdı.
Sağ neden yükselişte?
İngiltere merkezli haber ajansı Reuters'ın analizinde, sağın yükselişinde hayat pahalılığındaki artış, göç ve yeşil dönüşümün maliyetine ek olarak Ukrayna'daki savaşın önemli rol oynadığı belirtildi. Milliyetçi ve popülist partilerin bu endişelerden yararlanarak güç kazandığı yorumu yapıldı.
Hollanda'da Yeşiller'den AP üyesi Bas Eickhout, sağın gücünü artırmasına ilişkin şu değerlendirmeyi paylaştı:
Bence pek çok insan Avrupa'nın halkla hareket ederek değil, onların tepesine binerek iş yaptığını düşünüyor. Buna inandırıcı bir cevap bulmamız lazım yoksa biz de radikal sağa yaklaşmış oluruz.
BBC ise analizinde, radikal sağcıların artan yaşam maliyetlerinin yanı sıra göç ve çevre krizi gibi tartışmalı konularda popülist söylemler üreterek, kendilerini "Brüksel'de sorunlardan uzak yaşayan elitlere karşı halkın sesi olarak sunduğuna" dikkat çekildi.
Bundan sonraki süreç nasıl işleyecek?
AP'ye giren partilerin yeni siyasi grupları oluşturması, bunun ardından da AB Komisyonu'nun yeni başkanını seçmek için görüşmelere başlaması bekleniyor.
AB ülkelerinin liderleri 17 Haziran'da gayri resmi bir zirvede bir araya gelerek, AB Komisyonu Başkanlığı için aday üzerinde karar verecek. Ardından bu adayın AP'nin onayını alması gerekecek.
AP'nin ilk genel kurul oturumu 16 Temmuz'da yapılacak ve yeni yasama dönemi başlamış olacak. Konsey başkanı da dahil AB'nin yeni yönetiminin tümüyle belli olmasıysa aralık ayını bulacak.