Karar, 14 lehte ve bir çekimser oyla geçti.
Güvenlik Konseyi kararı, İsrail'in ABD'nin seçilmiş Başkanı Donald Trump'tan oylamaya müdahale etmesini istemesinin ardından geri çekilmişti. Ancak Malezya, Yeni Zelanda, Senegal ve Venezüella'nın devreye girmesinin ardından karar yeniden gündeme alındı.
Karar tasarısı Mısır tarafından hazırlandı.
Kararda "İsrail hemen ve tamamen, Doğu Kudüs de dahil olmak üzere, işgal altındaki Filistin topraklarında tüm yerleşim yeri faaliyetlerini durdurmalı" çağrısı yapılıyor.
İsrail yerleşimlerinin "yasal dayanağının olmadığı" belirtiliyor ve "iki devletli çözümü tehlikeye attığı" kaydediliyor.
İsrail'den tepki
Kararın ardından İsrail Başbakanlık ofisinden yapılan açıklamada, "İsrail, BM'deki bu utanç verici İsrail karşıtı kararı reddediyor ve şartlarına uymayacak" dendi.
Açıklamada "Obama yönetimi sadece İsrail'I korumakta başarısız olmakla kalmadı, aynı zamanda BM'deki bu örgütlenmeye perde arkasından destek verdi" dendi.
Açıklamada "İsrail seçilmiş başkan Donald Trump ile çalışmayı dört gözle bekliyor" ifadeleri de yer aldı.
İsrail'in BM Büyükelçisi Danny Dannon ise Güvenlik Konseyi kararının barış olasılığını zedeleyeceğini savundu:
"Kararın lehine oy vererek aslında 'hayır' oyu verdiniz. Müzakerelere 'hayır', ilerlemeye 'hayır', İsrail ve Filistinlilerin daha iyi bir yaşam şansına 'hayır' oyu verdiniz. Ve barış ihtimaline 'hayır' dediniz."
ABD'nin BM Büyükelçisi Samantha Power, "Yerleşim sorunu o kadar kötü bir hale geldi ki iki devletli çözümü tehlikeye sokuyor" demişti.
Power, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'yu yerleşimleri savunması nedeniyle eleştirmiş ve şöyle konuşmuştu:
"Bir kişi, aynı anda hem yerleşimleri genişletip hem de çatışmayı bitirecek iki devletli çözüme destek veremez."
Power, ABD'nin Güvenlik Konseyi kararına neden destek vermediği konusunda gerekçe olarak yerleşim konusunun kararda "çok dar bir bakış açısıyla" ele alınmış olmasını gösterdi.