Ortadoğu'da Terörizmi kimler uyguluyor?

Paris'te gerçekleşen ve yüzü aşkın yabancı diplomat, gazeteci ve uluslararası terörizme karşı uzman delegenin katıldığı konferansa gazeteci Aydın Dere ve Ezidi yazar Haso Hormi konuşmacı olarak katılırken on civarında da dört parçadan Kürdistanlı gazeteci-yazar politikacı ise delege olarak katıldı.

Yazar Haso Hormi, konuşmasında "Ortadoğulu İslamcı eğilimli devletlerin desteklediği İŞİD Ve benzeri terörist örgütler, başta Ezidiler olmak üzere Hıristiyan ve farklı dinlerden halklara dönük kıyımlar gerçekleşti ve bu kıyımlar devam etmektedir. Bu modern uygarlık çağında terör örgütleri ve terör devletleri Ezidilerin tarihi ve kültürel değerlerini dahi ortadan kaldırmak için yürüttükleri savaş aynı zamanda Ortadoğulu terörist nitelikli devletlerin savaşıdır ve bu aynı zamanda uluslararası terörizm demektir." dedi. Gazeteci Aydın Dere yaptığı 20 dakikalık konuşmasında özetle "Tüm ulusal değerleri ellerinden alınan, yurtları işgal edilen tarihin en büyük kıyım ve sürgünlerini yaşayan Kürt halkı, her şeye rağmen tarih boyunca hiçbir zaman davası için, içinden bir terörist örgüt çıkarmadı ve terör yöntemlerine başvurmadı. Batılı ülkelerin terör listesine aldığı PKK dâhil hiçbir Kürt örgütü amaç ve eylem olarak asla terörizmi tercih etmedi, Terörizmi besleyen, kollayan ve bir zat Kürt halkını sindirmek ve bastırmak için İran ve Türkiye korku ve şiddet yoluyla terörizmi uyguladılar.

Terör, kavram olarak korku ve şiddet yöntemini uygulayarak siyasal bir sorunu barışçıl yöntemlerle çözümünü engellemek ise bu tipik devlet terörizmidir. Kürdistan’ın tüm parçalarında mevcut Kürdistanlı örgüt ve partiler Türkiye ve İran gibi devletlere karşı silahlı mücadeleleri ile nefsi müdafaa içinde oldukları gibi sorunu barışçıl yöntemlerle çözmek için yoğun bir çaba içinde oldular.

İran devleti sorunu diyalog yoluyla çözmek isteyen Kürd lider Abdurrahman Qasumlo’yu müzakere masasında katletmiştir. İran devlet yöneticilerinin Doğu Kürdistan (İran) hareketi liderlerine karşı bu terör eylemi ne ilk değildi. İran’ın Kürt liderlere karşı terörist saldırıları tarih boyunca sürdü. 1930’da Simko Ağa, 1946’da Mahabad Kürt Cumhuriyeti Lideri Qadı Muhammed, 1989’da Dr. Abdurrahman Qasımlo ve Eylül 1992'de Berlin'de Dr. Mihemed Sadiq Şerefkendî ve üç arkadaşını İran ajanları katlettiler.

Kürdistan İşçi Partisi PKK 1993 yılından itibaren sorunu diyalog yoluyla çözmek amaçlı defalarca tek yanlı ateşkes ilan etmiştir. Son dört yılda hem Güney Kürdistan'da hem de Rojava'da Kürt Gerillası ve Peşmerge ordusu Türkiye’nin beslediği barbar IŞİD'de karşı ilerici insanlığın takdir ile karşıladığı saygın ve başarılı bir mücadele sürdürmüş ve bu mücadele devam etmektedir. Tüm bu yalın gerçeklere rağmen Kürt hareketi PKK'nin hâlâ Batılı devletlerin terör listelerinde olması utanç verici olduğu gibi uluslararası terörizme karşı mücadelede de büyük bir paradoks teşkil etmektedir. IŞİD'in Şia versiyonu olan ve İran tarafından kurulan Haşdi Şabi bizzat İran ve Irak ordusu ile birlikte Güney Kürdistan'da bir işgal ve katliam girişiminde bulunmuştur ve bu katliam devam etmektedir. Haşdi Şabi’nin uygulamaları İŞİD benzeri uygulamalar olup tipik bir terör örgütüdür. Kürd askeri güçleri Peşmerge ve Gerilla hem Türkiye ve İran gibi terörist devletlere karşı mücadele yürütürken onların türedivleri olan IŞİD ve Haşdi Şabi gibi terörist örgütlere karşı da mücadelelerini sürdürüyorlar. Bu anlamda dünyanın bu gerçeği daha iyi görmesi gerekir" dedi.