Medyascope’a konuşan Demirtaş, “Her şeyden önce olağan dışı, normal olmayan, atipik bir seçim süreci yaşadığımızı tespit etmemiz gerekir” diyerek, şunları kaydetti:
“Aslında Türkiye tarihinin hiçbir seçimi tam demokratik ve eşitlikçi bir ortamda geçmemiştir. Ancak bu seçim dönemi kadar olağandışı bir süreç de yaşanmamıştır. Önceki seçimlerin tamamında bir tarafta devlet partileri, sistem partileri olurdu; diğer tarafta da sistem dışı muhalefet partileri olurdu ve yine eşitsiz bir yarış olurdu. Ne yazık ki bu seçimde bu durumu da aşan bir gerçeklikle karşı karşıyayız. Bu defa bir tarafta devleti ele geçirmiş, devletleşmiş bir parti ve onun ittifakı varken diğer tarafta bu devlet gücünün orantısız ve sistematik baskısı altında seçime hazırlanan partiler, ittifaklar var.”
Demirtaş, “Yani HDP’ye yönelimin altında sinsi bir ırkçılık, Kürt düşmanlığı da vardır. İktidarın tüm saldırılarına, HDP’nin içine de oynanan bölme ve çatıştırma girişimlerine rağmen HDP büyük bir demokrasi gücü olma, seçimin kaderini belirleme misyonunu kararlılıkla sürdürüyor” dedi.
“İmamoğlu siyasi figür”
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’na verilen cezaya da değinen Demirtaş, şöyle konuştu:
“Yasal açıdan resmen kesinleşmiş karar olmadan kimse siyasi yasaklı olmaz. Dolayısıyla hukuki pencereden bakıldığında Sayın İmamoğlu halen siyasetin resmi aktörüdür ve belediye başkanıdır. Ancak siyasi değerlendirme açısından bakıldığında, kendisinin bir seçenek olup olmadığına altılı masa karar verecek. Bu konuda bizim müdahil olmamız siyaseten doğru olmaz. Fakat netice itibariyle Sayın İmamoğlu artık bir siyasi figürdür. Bu tür realiteler mahkeme kararlarıyla değiştirilemez. Kendisinin siyasi serüveninin nasıl olacağını ise zaman gösterecektir. Biz parti olarak da kişisel olarak da tüm hukuksuzluklara, adaletsizliklere karşı net bir demokratik tutum sahibi olduğumuz için kendisi şahsında İstanbul’un iradesine yapılan hukuk dışı saldırının karşısında olduk, olmaya devam ederiz.”
Kılıçdaroğlu’nun adaylığı
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığı konusundaki bir soruya da yanıt veren Selahattin Demirtaş, “Sayın Kılıçdaroğlu’nun isminin öne çıktığını ben de buradan izliyor, görüyorum. Fakat adaylığı gibi bir durum gelişirse HDP’nin nasıl bir tutum alacağına, günü geldiğinde partimizin yönetimi karar verecektir. Elbette o zaman biz de kendi görüşümüzü partimize iletiriz ve halkın, demokratik mücadelenin en çok yararına olacak kararı hep beraber şekillendiririz. Bugünden peşinen konuşmak mümkün de doğru da değildir” dedi.
“Babacan’ın çabalarını dürüstlüğünü ve samimiyetini kıymetli görüyorum”
Demirtaş, Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) Genel Başkanı Ali Babacan’ın anadilde eğitim ve temel haklar konusundaki son açıklamalarına ilişkinse şu değerlendirmelerde bulundu:
“Sayın Babacan’ın açıklamalarını izledim, doğrusu önemli ve cesur çıkışlar olarak değerlendirdiğini belirtmeliyim. Her konuda birebir aynı düşünmek zorunda değiliz, eminim karşılıklı eleştirilerimiz de vardır fakat ben şahsen Sayın Babacan’ın çabalarını, dürüstlüğünü, samimiyetini kıymetli görüyorum. Kendisinin ve partisinin HDP ile daha fazla istişare, diyalog içinde olma isteği ve girişimleri de son derece kıymetli, yapıcıdır. Bu çabaların boşa gitmeyeceğini, toplumsal sorunların çözümünde mutlaka ön açıcı olacağına inanıyorum.”
Ali Babacan: anadilde Eğitimi anayasal güvenceye kavuşturacağız
Babacan, üç gün önce partisinin Temel Haklar Eylem Planı’nı açıklamıştı.
DEVA lideri, “Ortak ve resmi dilimiz Türkçeye ek olarak, eğitim ve öğretimde ‘anadilinin kullanılması ve geliştirilmesi hakkı’nı anayasal güvenceye kavuşturacağız. Anadilinde eğitimin önündeki engelleri kaldıracağız” demişti.
“Hedefimiz, tam demokrasidir. Öyle eksik gedik değil. Yarım porsiyon falan değil. Tam demokrasi, tam” diyen Babacan, “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’de özgürlük esas, sınırlama istisna olacak. Tereddüt halinde yorum hep özgürlük lehine yapılacak” ifadesini kullanmıştı.