Türkiye Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, cezaevinde bulunan ve bir süre önce sağlık sorunu yaşayan HDP'nin önceki dönem Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş'ın durumu ile ilgili açıklamada, mahkemelerde Kürtçe ile ilgili “bilinmeyen dil” denilmesini eleştirdi.
Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı tecrübeli siyasetçi Doç. Dr. Selçuk Özdağ, Adalet Bakanı Gül'e “devlet ciddiyetinden uzaklık ve tribüne oynama” eleştirisini yaptı.
Twitter hesabında açıklamalarda bulunan Özdağ, Abddulhamit Gül'e şu soruları yöneltti:
-5 Mart 2013 tarihinde hükümetin yürürlüğe koyduğu düzenlemeyle mahkemelerde Ana dilde savunma yapılabilmesinin önü açılmıştır. (Tercüman isteme) Bu vesileyle bugün Adalet Bakanı Sn. Abdülhamit Gül'ün: 'Mahkemelere gidip Diyarbakırlı bir anne Kürtçe konuşuyor. 'Bilinmeyen bir dil' ya sen bin yıldır konuşulan bir dile nasıl bilinmeyen dil dersin?' demesi devlet ciddiyetinden uzak bir yaklaşım olup tamamen tribünlere oynama refleksidir.
-Sn. Adalet Bakanı, uhdesinde bulunan yargı faaliyetlerinin icra edildiği kurumun başındaki kişi olup şikayet etmek yerine gereğini yapmak durumundadır. 5 Mayıs 2013 yılında çıkarılan kanunu uygulamayanlara gerekli işlemi başlatmalıdır.
-Şikayet ettiği uygulamaya imza atan söz konusu hakim yada yargı mensubu hakkında şikayetin ötesinde yetkisini kullanarak bir inceleme talimatı vermiş midir? Ayrıca HSK, bu konuda herhangi bir disiplin incelemesi veya soruşturması başlatmış mıdır?
-Yoksa devlet adamları ve yetkili makamda bulunanlar, bir kısım vatandaşların hassasiyetleri üzerinden adeta 'tavşana kaç tazıya tut' diyerek sadece siyaset mi yapmak zorundadırlar. Adalet; siyaset üzerinden yıpratılacak ve değersizleştirilecek bir kavram değildir.
Mahkemelerde Kürtçe'ye “bilinmeyen bir dil” denmesini eleştiren Gül, şunları kaydetmişti:
"Diyarbakırlı bir anne Kürtçe konuşuyor. Kürtçe konuşuyor ama 'bilinmeyen bir dil.' Ya sen bin yıldır konuşulan bir dile nasıl bilinmeyen dil dersin? Bu örnekler bağnaz, marjinal kesimlerde kaldı. Türkiye'de yaşam tarzından dolayı ötekileştirilen, ayrımcılığa-ayrıcalığa uğrayan tablo eskide kaldı. Buradan çok dersler çıkarıldı. Fakat buna rağmen marjinal hiç tasvip edemediğimiz tutumlar olabiliyor. Ama bir konsensus var. 50 yıldır anne oğluyla konuşmuş, diline, inancına engel oluyorsun. Bu konudaki inkar, asimilasyon politikaları geçmişte çok uygulandı. Bunların bir daha yaşanmaması hem hukukun hem siyasetin çıkardığı önemli derslerdir. Vatandaşımızın ekmeğini büyütmek ve özgürlüğünü artırmak 2023'ün temel vizyonu. "