Şara’nın BM ziyareti: 1967’den sonra Suriye’nin ilk Genel Kurul katılımı ve bölgesel diplomasi dengeleri

Suriye Devlet Başkanı Ahmed Şara, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu’nun 80. oturumuna katılmak üzere New York’a giderek 1967’den bu yana Genel Kurul’a katılan ilk Suriye lideri oldu. Suriye televizyonu, bu ziyareti “tarihi bir adım” olarak nitelendirirken, diplomatik çevreler de Şara’nın uluslararası izolasyondan çıkış sinyali verdiğini belirtiyor.

Suriye, 1967 sonrası özellikle Arap-İsrail çatışmaları ve bölgedeki iç politik karmaşa nedeniyle BM Genel Kurulu seviyesinde aktif temsilini uzun yıllar sürdüremedi. Bu süreçte ülkenin dış politikası büyük ölçüde kısıtlandı ve Batı ile ilişkiler sınırlı düzeyde yürütüldü. Şara’nın ziyareti, bu izolasyonun kırılmasının sembolik bir göstergesi olarak yorumlanıyor.

Mayıs ayında Riyad’da ABD Başkanı Donald Trump ile görüşen Şara, diplomatik olarak önemli bir başarıya imza atmış ve ABD, Suriye’ye uyguladığı yaptırımların büyük kısmını kaldırmıştı. Bu bağlamda, Şara’nın New York ziyareti, Washington ile Şam arasındaki ilişkilerde normalleşme çabalarının devamı niteliğinde. CBS News’e verdiği röportajda Şara, Trump ile yeniden görüşmek istediğini ve iki ülke arasında “doğrudan ve iyi” ilişkilerin kurulması gerektiğini vurguladı.

Bölgesel analistler, Şara’nın BM’deki konuşmasının yalnızca Suriye’nin diplomatik duruşunu güçlendirmekle kalmayacağını, aynı zamanda Orta Doğu’daki güç dengelerine de yansıyacağını belirtiyor. Özellikle İran, Türkiye, İsrail ve Körfez ülkeleri arasındaki hassas denge göz önüne alındığında, Şara’nın ziyareti bu aktörler üzerinde siyasi bir mesaj niteliği taşıyor.

Suriye’nin BM Genel Kurulu’na dönüşü, hem uluslararası meşruiyet kazanması hem de ülkenin yeniden bölgesel diplomasi masasına dahil olmasına zemin hazırlıyor. Uzmanlar, Şara’nın konuşmasının ardından ABD ve diğer Batılı ülkelerle olası işbirliği alanlarının genişleyebileceğine dikkat çekiyor.