Suudi ve BAE liderlerinin Şarm eş-Şeyh zirvesine katılmaması, Mısır’la Gazze gerilimini açığa çıkardı
Gazze’deki ateşkesi kutlamak için düzenlenen Şarm eş-Şeyh zirvesinde Suudi Veliaht Prens Muhammed bin Selman ve BAE Devlet Başkanı Muhammed bin Zayed’in yokluğu dikkat çekti. Kaynaklara göre, iki Körfez gücü, Kahire’nin diplomatik zafer olarak öne çıkmasını istemedi.

Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah el-Sisi ve ABD Başkanı Donald Trump’ın Gazze ateşkesini pekiştirmek amacıyla Şarm eş-Şeyh’te düzenlediği uluslararası zirveye iki önemli isim katılmadı: Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Devlet Başkanı Muhammed bin Zayed.
Middle East Eye’a konuşan Suudi, Emirlik ve Mısırlı kaynaklara göre bu yokluk, Körfez’in iki ağır sıkletinin, Mısır’ın diplomatik sahnede ön plana çıkmasına izin vermek istemediğinin açık bir mesajıydı.
Kızıldeniz kıyısındaki tatil kentinde düzenlenen zirve, Mısır’ın Gazze savaşındaki tartışmalı rolünü de yeniden gündeme taşıdı.
Gazze’de arabulucu ama tartışmalı rol
Mısır, İsrail ile Hamas arasındaki dolaylı görüşmelere son iki yıldır ev sahipliği yaparken, aynı zamanda Gazze’ye uygulanan ablukanın en kritik unsurlarından biri olarak eleştiriliyor.
Rafah sınır kapısının uzun süre kapalı kalması, Gazze’deki insani krizi derinleştirirken, Kahire yönetiminin ülkedeki Filistin yanlısı gösterilere sert müdahalesi tepki çekti.
Gulf ülkeleri açısından ise tablo daha karmaşık. İsrail’le normalleşme sürecini sürdüren Suudi Arabistan ve BAE, kamuoyundaki öfke ile diplomatik çıkarları arasında denge kurmaya çalışıyor.
Aynı zamanda, Gazze’nin yeniden inşasında finansal yükün büyük kısmını üstlenmeleri beklenen iki ülke, bu nedenle “geleceğin şekillenmesinde daha fazla söz hakkı” talep ediyor.
Bir Mısırlı diplomat, iki liderin zirveye bizzat katılmamasını, “Kahire’nin uluslararası sahnede öne çıkmasına yönelik isteksizlik” olarak nitelendirdi.
“Riyad ve Abu Dabi, ateşkese aracılık sürecinde kendi rollerinin yeterince tanınmadığını düşünüyor,” dedi.
Prestij, ideoloji ve eski rekabetler
Sisi yönetimi, 2013’teki askeri darbenin ardından Körfez’den aldığı mali ve siyasi desteğe bağımlı hale geldi. Ancak son yıllarda Mısır’ın ekonomik sıkıntıları derinleşirken, Körfez başkentlerinde Kahire artık “küçük ortak” olarak görülüyor.
Bunun ötesinde, Gazze meselesi iki taraf arasında ideolojik bir uçurum da yaratıyor.
Suudi Arabistan ve BAE, uzun süredir Hamas’ı “İslamcı direnişin sembolü” olarak değerlendirip siyasi istikrara tehdit olarak görüyor.
Bir Suudi kaynak, “Riyad için Hamas’ın hikâyesi, ülkedeki muhafazakâr kesimlere ilham verebilecek bir örnek,” derken, bir Emirlik yetkili ise, “Hamas’ın hayatta kalması, bölge için tehlikeli bir emsal,” yorumunu yaptı.
Körfez-Mısır hattında sessiz rekabet
MEE’nin ulaştığı kaynaklara göre, Veliaht Prens Muhammed bin Selman, kendisini “bölgenin yeni barış yapıcısı” olarak konumlandırmaya çalışıyor.
Ancak Şarm eş-Şeyh zirvesinde tüm dikkatlerin Kahire’ye yönelmesi Riyad’ı rahatsız etti.
Bir Suudi kaynak, “Spot ışıkları Sisi’ye çevrildi. Bu, yutulması zor bir durumdu,” ifadelerini kullandı.
Zirveye Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve İngiltere Başbakanı Keir Starmer gibi liderler katılırken, Arap dünyasından üst düzey katılım sınırlı kaldı.
Suudi Arabistan ve BAE dışında Umman, Suriye ve Lübnan da zirveye lider düzeyinde temsilci göndermedi.
Bir Orta Doğulu güvenlik analistine göre bu durum, “Arap dünyasının ne kadar parçalanmış olduğunu” gösteriyor:
“Bölge, ABD’nin planına duyulan kuşku, İsrail’le normalleşme korkusu ve Filistin konusundaki halk baskısı arasında sıkışmış durumda.”
Bir Kahireli analist ise, “Zirve, Mısır’ın bölgesel liderliğini yeniden tesis etme denemesiydi. Ama Körfez liderlerinin boş koltukları, bu çabanın sınırlarını açıkça gösterdi,” dedi.
Son güncellenme: 11:42:18