Amerikan stratejik araştırmacı Dan Rini, İrm News’e verdiği röportajda, ABD Başkanı Donald Trump’ın diplomaside “anlaşma yapıcı” kimliğini sıkça kullandığını, ancak özellikle Ukrayna savaşını sona erdirme çabalarına yönelik Rusya’nın tutumu nedeniyle sabrının tükendiğini belirtti. Rini, Orta Doğu’daki son Amerikan askeri hareketlerinin, İran’a karşı Haziran 2025’teki 12 günlük savaş öncesi hazırlıkları anımsattığını ve yeni bir darbenin sinyallerini verdiğini ifade etti.
İran’a Karşı Yeni Bir Darbe mi Geliyor?
Rini, son dönemde Orta Doğu’da konuşlandırılan Amerikan “KC-135 Stratotanker” uçaklarının ve istihbarat raporlarının, ABD’nin bölgesel tehditlere karşı savunma pozisyonunu güçlendirdiğini gösterdiğini söyledi. Bu hareketlerin, Haziran 2025’te İran’ın nükleer tesislerine yönelik İsrail’in ABD destekli saldırılarından önceki hazırlıklara benzediğini vurguladı. Ancak mevcut hareketlerin, acil bir saldırıdan ziyade olası tehditlere karşı operasyonel hazırlığı artırmayı amaçladığını belirtti.Rini’ye göre, İran’ın nükleer programında ilerlemesi ya da ABD çıkarlarına saldırması durumunda “kararlı bir müdahale” kaçınılmaz olacak. Ancak diplomasinin hâlâ öncelikli seçenek olduğunu ve Tahran’ın geri adım atması halinde çatışmadan kaçınılabileceğini ekledi. ABD’nin bölgedeki 40 bin askerini korumak için savunma önlemleri aldığına dikkat çeken Rini, “Bu, dengeli bir strateji: Güç gösterisiyle caydırıcılık, ama çatışmaya gerek kalmadan güvenlik,” dedi.
Haziran Savaşının Devamı mı?
Rini, olası bir yeni darbenin, Haziran 2025’teki 12 günlük savaşın kazanımlarını pekiştireceğini savundu. Söz konusu savaşta, İsrail’in hassas vuruşları İran’ın nükleer programını durdurmuş ve vekil güçleriyle koordinasyonunu bozmuştu. Ancak Tahran’ın o zamandan beri füze programını ve yeraltı nükleer tesislerini geliştirmeye çalıştığına dair işaretler var. Rini, yeni bir operasyonun İran’ın bu çabalarını engellemeyi ve “saldırganlığın ağır bedeli” olduğunu göstermeyi hedefleyeceğini belirtti.
Gazze’de Barış Süreci:
Hamas’ın TutumuTrump’ın 20 maddelik Gazze barış planına Hamas’ın kısmi kabulü, Rini’ye göre önemli bir adım, ancak yetersiz. Hamas’ın ek müzakere talepleri ve silahsızlanma ile barışçıl bir arada yaşama taahhüdünün hâlâ test edilmediğini vurgulayan Rini, “Bu, yaklaşık iki yıldır süren, 7 Ekim 2023’te Hamas’ın İsrail’e saldırısıyla başlayan çatışmayı bitirmek için kritik bir fırsat. Ancak Hamas’ın silahsızlanması ve şiddetten vazgeçmesi, İsrail’in güvenliği ve bölgenin istikrarı için şart,” dedi. Trump’ın Hamas’a verdiği “son uyarı” ve İsrail Başbakanı Netanyahu’nun planı kabulü, barış sürecini ilerleten kilit unsurlar olarak öne çıkıyor.
Tony Blair’in Gazze’deki Rolü
Rini, eski İngiltere Başbakanı Tony Blair’in Gazze için önerilen uluslararası geçiş otoritesine katılımının, barış sürecine ivme kazandırabileceğini belirtti. Blair’in 1998 İyi Cuma Anlaşması gibi karmaşık müzakerelerdeki tecrübesi ve Arap dünyasındaki bağlantıları, yatırımları çekme ve diplomatik çözümler üretme potansiyeli taşıyor. Ancak Irak Savaşı’ndan kalan olumsuz algının, bu girişimi zorlaştırabileceğini kabul etti. Yine de, “Blair’in deneyimi, şiddetten uzak bir diplomasi için cesur bir fırsat,” diye ekledi.
Ukrayna Savaşında Trump’ın Zor Sınavı
Trump’ın Ukrayna savaşını hızla bitirme vaadine rağmen, savaşın dokuz aydır devam ettiğini belirten Rini, Rusya’nın bölgesel hırsları ve Ukrayna’nın egemenlik konusundaki kararlılığının büyük engeller oluşturduğunu söyledi. Trump’ın, Keith Kellogg gibi elçileri Putin ve Zelenskiy ile görüşmek için göndermesi ve Ağustos 2025’teki Alaska Zirvesi gibi çabaları, kararlılığını gösteriyor. Ancak Rusya’nın son insansız hava aracı saldırıları, Trump’ın çabalarını sekteye uğratıyor. Rini, Trump’ın “sert konuşup sakinleşme” taktiğinin, “Anlaşma Sanatı” kitabından esinlenen bir strateji olduğunu ve sabrının tükenmesiyle Ukrayna’ya uzun menzilli füzeler gibi daha agresif destekler sunabileceğini öne sürdü.