Barış ancak Kürt halkının meşru haklarının tanınması ile gerçekleşebilir.

1.ve 2'inci Dünya savaşlarının ardından ne Dünya genelinde, ne de Ortadoğu’da savaş ve çatışmalar hiç eksik olmadı.

Bugün de irili ufaklı savaşlara ek olarak NATO Ukrayna ile Rusya arasındaki savaş, İsrail’in HAMAS ile, Suriye, İran, Yemen dahil  tüm Ortadoğu’yu içine alan savaşı devam ediyor.

Dünya savaşsız bir gün geçirmiş değil…

Türkiye, cumhuriyetin kuruluşundan bu yana geçen 100 yılda da Kürt meselesinin çözümsüzlüğü nedeniyle hep savaş ve çatışma içinde oldu.

Bunun nedeni, Kürt meselesini adil bir çözüme kavuşturmak yerine zora, kanlı bir şekilde bastırma politikaları oldu.

Türkiye’yi sürekli olarak savaş ve çatışma ortamında tutan her başkaldırının, isyanın bastırılması sonrası gündeme gelen ‘barış’ sadece ‘yurtta sulh cihanda sulh‘ gibi sloganlarda kaldı.

Yöneticilerin hem içeride, hem de sınırları dışında Suriye’de, Irak’ta, Kürtlerin meşru haklarına kavuşmasını beka sorunu olarak algılayan zihniyetleri, zorla yok etme ve bastırma politikaları nedeniyle Türkiye, içeride de sınırları dışında da barışa da huzura da kavuşamadı.

Bilinmelidir ki; Bölgede 50 milyon nüfusa sahip Kürdistan’ın parçalanması ve paylaşılması, Kürt halkının en insani haklarından bile yoksun bırakılması üzerine inşa edilen statüko, Ortadoğu’nun da, Türkiye’nin de sürekli savaş ve çatışma içinde olmasına neden oluyor.

Bugün Türkiye’de 40 yıllık çatışmaların ardından PKK’nin teslimiyeti, silah bırakması ve tasfiyesi ile gündeme gelen ‘barış’  beklentileri de ne yazık ki ‘demokratik ulus, ortak vatan’ sloganı ve ‘entegrasyon ’ hedefine rağmen, devletin Kürt karşıtı, çözümsüzlük politikalarının katı duvarını aşamamaktadır.

Devlet geleneksel Kürt karşıtı politikalarında ısrar etmekte, içeride gerçek bir barışın inşası için Kürtlerin meşru haklarını teslim etmeye yanaşmadığı gibi, Suriye’de de Kürtlerin statü sahibi olmaması için de çabalamaktadır.

Bu zihniyet barışın önündeki en büyük engeldir.

HAK-PAR barışın; ancak savaşa, çatışmalara kaynaklık eden Kürt sorununun adil çözüme kavuşturulmasıyla mümkün olduğunu düşünmektedir.

Türkiye’de de Ortadoğu’da kalıcı barış ancak Kürt halkının meşru haklarının tanınması ile gerçekleşebilir.

1 Eylül Dünya Barış Günü kutlu olsun.

HAK-PAR Basın Bürosu