Suriye'de Ahmet Şara üzerindeki baskı neden artıyor?
Suriye'deki son şiddet olayları Ahmet Şara yönetiminin gücünün de sorgulanmasına neden oldu. Şara'nın otoritesini korumak için farklı cephelerde mücadele etmesi gerekiyor.

Suriye'nin güneyindeki Süveyda kentinde ateşkes devam etse de taraflar arasındaki anlaşmazlık henüz sona ermiş değil. Bölgede tansiyon hâlâ yüksek. Devletin resmi haber ajansı SANA'ya göre, Suriyeli yetkililer tedbir amaçlı çok sayıda Bedevi ailesini bölgeden tahliye etmeye başladı. Kentten otobüs ve diğer taşıtlarla yaklaşık bin 500 kişinin tahliye edildiği belirtiliyor.
Süveyda'da Dürziler ile Bedeviler arasında kendini gösteren şiddet dalgası, Suriye'nin geçici Cumhurbaşkanı Ahmed Şara üzerindeki baskıyı hem içte hem dışta artırıyor.
Şara yönetimi, ülkede artan huzursuzluklar yüzünden Türkiye'den de resmi destek talebinde bulundu. Türkiye Milli Savunma Bakanlığı (MSB), Şam'ın askeri destek istediğini duyurarak Suriye'nin savunma kapasitesini artırmaya yönelik eğitim, danışmanlık ve teknik destek sağlanması için çalışmaların sürdüğünü bildirdi.
Ülkeyi birleştirmek için şiddeti kalıcı olarak sona erdirmesi gereken Ahmed Şara'nın önünde Dürzi-Bedevi çatışmasının dışında başka büyük zorluklar da bulunuyor.
Aleviler, Esad Ailesi ve meşruiyet tartışması
Suriye'de geçen Mart ayında Aleviler ve Cihatçılar arasında bazı hükümet güçlerinin de yer aldığı şiddetli çatışmalar olmuş ve bin 300'den fazla kişi ölmüştü. Esad Ailesi de Alevi kökenli olduğu için bu kesim, genellikle rejim destekçisi olarak algılanıyor.
Mart olaylarına ilişkin soruşturma raporu ise hâlâ açıklanmadı.
Şara'nın göreve geliş süreci de hâlâ tartışma konusu. Esad rejiminin ardından geçiş süreci beklendiği kadar şeffaf yürütülmediği için, bazı topluluklar yeni yönetimin meşruiyetine dair ciddi soru işaretleri taşıyor. Özellikle iç savaş sırasında zarar görmüş bölgelerde yaşayan halk, eskiyle benzer yapılar ve kişiler üzerinden yönetimin yeniden şekillendiği kanaatinde.
Ortadoğu uzmanı Carsten Wieland, son olaylar ışığında Deutsche Welle(DW) haber kuruluşuna şu değerlendirmeyi yapıyor:
"Ahmed Şara ciddi zorluklarla karşı karşıya. Geçtiğimiz haftalarda yaşananlar, onun tüm Suriyeliler için başkan olma iddiasına ve birlik mesajına gölge düşürdü."
Wieland, sözlerini şöyle sürdürüyor:
"Pek çok Suriyeli, devletin güvenlik güçlerini kontrol edemediğini düşünüyor. Dolayısıyla Alevilere yönelik şiddetin araştırılması ve sorumluların açıklanması çok önemli."
Tübingen Üniversitesi'nden Ronja Herrschner de "Şara, eksiklerine rağmen Sünniler arasında hâlâ itibarlı; azınlıklarda ise durum farklı" diyor.
Aynı zamanda sahadaki farklı milis güçlerin, resmî orduyla eşgüdümden uzak hareket etmesi, halk nezdinde karmaşa ve belirsizlik yaratıyor. Bu da özellikle çatışma bölgelerinde yaşayan sivillerin güvenlik beklentilerini zayıflatıyor. Sivil halk, merkezi otoritenin gerçekten kimde olduğunu sorguluyor.
Ahmed Şara'ya iki cepheden baskı
Arapça yayımlanan Şark'ul Avsat gazetesinin yorumuna göre, hükümet aynı anda iki farklı cepheden baskı altında. İlk grup, devrik Esad rejiminin eski destekçileri, İran bağlantılı güçler ve özellikle uyuşturucu ticaretiyle ilişkili suç örgütlerinden oluşuyor.
İkinci grup ise doğrudan rejimin içinden geliyor ve krizleri bilerek körüklüyor. Gazeteye göre bunlar, hükümeti yerel gruplarla çatışmaya sürükleyebilecek cihatçı motivasyonlu unsurlar. Bu da yabancı aktörlerin Suriye'de yeni bir iç savaş çıkarması için zemin hazırlayabilir.
Ortadoğu uzmanı Carsten Wieland, Ahmed Şara'nın iktidar temelinin zayıf olduğunu söylüyor. Emrinde sınırlı sayıda profesyonel güç olduğunu, buna karşılık mezhepçi veya selefi düşünce yapısına sahip, iç savaş sırasında aşırı radikalleşmiş çok sayıda genç savaşçının bulunduğunu belirtiyor ve ekliyor:
"Bu genç kuşağın tehlikeli bir kesimi. Onlar artık siyasi bir gerçeklik. Ancak sorun şu: Ahmed Şara, onların kurbanı olmadan bu insanlardan nasıl kurtulabilir?"
Wieland ayrıca yabancı cihatçı grupların da Şara'nın kontrolü dışında olduğunu belirtiyor.
"Son olarak, bazı Sünni bedevilerden oluşan savaşçılar da azınlıklardan intikam almak istiyor. Ahmed Şara'nın bu grupları da hızla denetim altına alması gerekiyor."
Yurtdışından destek
Buna rağmen ABD'nin yanı sıra başta Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri olmak üzere, pek çok Körfez ülkesi de Ahmed Şara'ya desteğini sürdürüyor.
Siyaset bilimci Ronja Herrschner şöyle diyor:
"ABD, orta vadede askerlerini Suriye'den çekmek istiyor. Ancak bunun ön koşulu, ülkenin siyasi açıdan istikrarlı kalması. Washington, bu istikrarı sağlama konusunda hâlâ en çok Ahmed Şara'ya güveniyor. Bu nedenle ona destek vermeye devam ediyorlar."
Herrschner'e göre Körfez ülkeleri için de durum benzer:
"Onlar da Suriye'deki istikrarla doğrudan ilgileniyor. Bu yüzden onlar da Ahmed Şara'yı desteklemeye devam ediyor."
Carsten Wieland da benzer bir görüşü dile getiriyor:
"Körfez ülkeleri ve ABD, Suriye'nin bir bütün olarak kalmasını ve mümkün olduğunca vekâlet savaşlarının önlenmesini istiyor. Ancak İsrail'in şu anda bunun tam tersini hedeflediği çok açık. Toplumu parçalayarak ülkeyi zayıflatmak istiyor. Bu, Suriye devletini ve toplum yapısını çöküşün eşiğine götürür. Bu nedenle iç savaşların sık görüldüğü bölgede alarm zillerinin çalması gerekiyor."
Tam da bu nedenle ABD'nin İsrail'in Suriye'deki politikalarına karşı çıktığını belirtiyor.
Son olarak İsrail, Süveyda çevresindeki şiddet olaylarında Dürzilerden yana müdahalede bulunmuş, ardından Suriye hükümetiyle bir ateşkes üzerinde anlaşmıştı. Wieland, "Ülkenin çökmesi ABD'nin çıkarına değil; aynı şekilde Avrupa'nın da değil. Çünkü şu anda bu ülkeler için Ahmed Şara'ya gerçek bir alternatif görünmüyor" diyor.(DW)
Son güncellenme: 23:09:39