Kuzey Kürt siyasi mantığın gelgitlerine bakıldığında, on yıl daha ne olacağı kestirilemeyen bir umutsuzlukla yüzgöz olmaktan ötesi değiliz! Bir yandan başını almış giden liyakatsiz Kürt siyasetin rötuşları, diğer yandan doğruyu yanlışa kurban eden akıl acıtıcı yetmezlikler, öbür yandan sen ben çekişmesine dönüşen siyasi taşeronların can sıkıcı icraatları!
Dolayısıyla hangi pencereden bakılırsa bakılsın, geleceğe göz kırpan bir ışık ne yazık ki görünmüyor! Zira demokratik siyaset kulvarında olurlara dahil Kürtlerin neyi varsa, bir kısım ‘loji’lerin eşliğinde ideolojik yatağına yatsıya bırakılmış! Eleştiri ve özeleştiri ilkesinin taca atıldığı bir süreçte ne yazık ki yarına güvenle bakma şansına yol verilmiyor. İşte tam da bu yerel seçimde aklıselim mantığın devreye girme zorunluluğu vardır.
Kişinin kendi vizyonuna sahip çıkacak yeteneği yoksa, bahsi geçen o vizyon bir başkasının çevirmesine maruz kalır. Zira insanın düşünsellik merkezinde müthiş bir kabiliyeti olsa dahi, o kabiliyeti bir başkasının kuşatmasına bırakıldığı an kaybedilmiş demektir. Ne yazık ki, yaşadığımız bu coğrafyada, rakip ya da rekabet siyasetinin etik normlarına göre yapma kültürü yok. Olmadığı için de normların tersi bir anormallik ile yorganı pire yüzünden yakma şeklinde kuşatmalar devreye girer! Çünkü yaşadığımız bu coğrafyada, kişisel hesaplarla kişisel çıkarına odaklı keyfî siyasi ahlaksızlık diz boyu yoluna devam ediyor!
Oysa kişisel hesapların genel çıkarların arka planına iten bir iradenin ortaya çıkarılmasıyla başarılmayacak bir şey yok. Yeter ki, oldu bitti ve “başçavuş oldum” gibi kendini kendi zaafına kurban edecek kadar akıl delisi olmasın! Zira her zaman Kürtlerin önüne kendi vizyonuyla kendi geleceğini ortaya çıkartacak fırsatlar doğmaz. Dolayısıyla Kürtlerin önüne çıkan fırsatlar, bir kısım gerçek dışı lojilerle çarçur edildiği her an toplumsal bir felakete dönüşme riski artırır.
Nusaybin halkı bu kadar yara bere içindeyken, yara berelere kabuk olmaya aday olanların namı, şanı, isimleri ne olursa olsun, yara bere içinde bocalayıp boğulan Nusaybin halkına umut olmanın ötesi bir şansa sahip değil! Nusaybin halkı şunun ya da bunun çıkarına odaklı yerel çekişmelerle zaman harcayacak lükse sahip de değil.
Açık ve net söylemek gerekirse, Nusaybin halkının yara bere içinde kalış nedenlerden biri de bu gözü kapalı müritliktir! Bir adım ötesiyse, aynı parti içinde yer alan Hemo ile Mıho’nun çekişme hikâyesidir. Ve ne acıdır ki, yılar yılı yaşanan bu çekişme Nusaybin halkının toplumsal iradesinin ürünü olan kendi geleceğine dönüşümüne engel olmuştur.
Dolayısıyla aday adayların başvuru yapacak adayların yapması gereken işlerden biri de bu kuşatmanın kırılmasına önayak olmayı göze almalıdır. Özelikle yaşamını Nusaybin’de idame edenler, siyasetin özünü nasıl da sen-ben çekişmelerle işlevsizleştiği çok iyi biliyorlar! Olağandışı büyük sürprizleri hesaba katmasak, HDP'nin( yeni adıyla HEDEP) dışında herhangi bir partinin Nusaybin’de seçimi kazanma şansı (yoktur). Dolayısıyla büyük bir ihtimalle, Nusaybin Belediye Başkanlığını HDP'nin belirlediği aday kazanacaktır
Peki kazanmakla her şey yerli yerine oturacak mı? Kazanmakla her şeyin yerli yerine oturtulması bir Nusaybinli evladı olarak elbette ki, en öncelikli isteğimizdir. Eski tasla eski hamama gitmekle hiçbir şeylerin değişmeyeceği gerçeğinde hemen hemen herkes hemfikirdir. Dolayısıyla Nusaybin Belediye Başkanlığı (garanti) gibi görünen HDP adaylarına tavsiyemiz bin bir badire atlatarak yara bere içinde kalan Nusaybin halkına yepyeni yeniliklerle güven ve umut aşılmasıdır.
Belediye Başkanlık adaylarını görmeden, sokağın yerel dedikoduları üzerinden eleştirmek elbette ki erkendir ve akıl kârı da değildir. Ama yine de umarız ve dileriz ki, gösterilecek adaylar müritlik sertifikası almışların arasından seçilmez! Çünkü Nusaybin’de yaşayan Kürt halkının geleceğini, bir kısım zılgıtçıların zihniyetine kurban edilme şansı rafa kaldırılmalıdır.
Aksi taktirde yarını dünden kalanın sofrasına -sil baştan- emanet etmenin ötesi bir gelişme olmaz! Dolayısıyla öyle gelmiş böyle gidecek bir çağrıştırmadan kaçınmalıdır, çünkü çok iyi biliniyor ki, Nusaybin halkı geçmişi andıracak görüntülere sıcak bakmaz. Zira o heba edilmiş geçmişte, Nusaybin halkının birçok boyutlu kayıpları vardır. Dolayısıyla adaylar belirlenirken, yeni bir vizyonla ve yeni simalarla umutları canlandırmaya öncelik verilmelidir.
Hüseyin Akıncı
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.