Hani fikirden bahsederken, sadece fikir anlamında bu fikir birliğiyle yetinmiş sanmayın. Katliamlara varan sindirme dramlarıyla birlikte, Doğu Perinçek ve Yalçın Küçük gibilerin girişimleriyle Kürtleri Kürtlere düşman etmeyi de ihmal etmediler. Dolayısıyla uluslararası küresel aktörlerin yüzü Kürtlere her çevrildiğinde, hemen anında Kürde düşman edilen bir başka Kürdün marifetleri çıkar ortaya. Son günlerde resmi bir statüye sahip Güney Kürdistan güvenlik güçlerine karşı gelişen saldırılar bu anlamda düşündürücüdür!
Bir zamanlar baş tacı edilen Yalcın Küçük denilen şahsın şu cümleleri bugünlerde daha da manidar oluyor: "Ben büyük bir gayretle milli duyguları taşıyan Kürtleri Barzani'nin kucağından alıp kendi kucağımıza oturtmak için çalıştım. Bununla da kalmadım, Kürtleri dizain etmek için pırıl pırıl yüze yakın gazeteci yetiştirdim" diyordu bay Yalçın Küçük?
Doğu Perincek’in Kürtlerle olan hikayesiyse çok daha şatafatlı.
Hatırladığım kadarıyla 1988 yılıydı, Paris Kürt enstitüsünün önceliğinde ilk sefer ulusal arası bir boyuta Kürt konferansı düzenledi. Amarika Birleşik Devleti'nden tutun Fransa gibi bir çok uygar ülkelerin temsilcileri konferansa katılmıştı.Kendim de katılımcı olduğum o konferansta, bunca yıl geçmesine rağmen, Panel konuşmacılarından biri olan Doğu Perincek'in söyledikleri hala kulağımda. Siz burada neyi kimin adına konuşuyorsunuz beyler, Cudi Dağı'nın eteklerinde savaşan Kürt kardeşimiz gerillalarla biz olması gerekeni elbirliğiyle yaparız ve yapiyorüz size ihtiyacımız yok diye kükrüyordu mübarek!
Amacım Yalcın Küçükler ve Doğu Pernçeklerin bir kısım Kürtleri nasıl kıskaca aldıklarını anlatmak değil elbet. Zira bu kıskacın Kürt halkının geleceği üzerinde oynanan ayak oyunları, değil bir iki makaleye, yazılacak onlarca kitaba sığmaz! Aslına bakılırsa Kürt halkı yukarda adı geçenleri çoktandır aştı aşmasına ama gel gelelim ki, her ne kaderse, Kürt halkı bir türlü kendisine öncülük eden çarpık gidişatları aşmadı.
Baksanıza, yemin billah devlet istemem ve isteyenin gözünü çıkarırım diyen bir kısım Kürtlerle çeyrek asra yakın Uluslararası boyutuyla bin bir fırsat yakalayan ama devletleşme adına bir parmak ilerlemeyen Kürtler arasındaki savaş tangosuna bakar mısınız! Ve ne yazık ki, Kürt halkı olarak yıllarca bin bir ayak oyunlarıyla önümüze konulan oyun sahnelerine şuursuzca çıkıp onlarla oynamaya kalkışiyoruz! Ve ne yazık ki,bahsi gecen Kürt tarafları, çağın reel gerçekleriyle bağdaşabilir oyun kurucusu olmaktan çok ama çok uzak olmalarına rağmen.
Birisi Kürtler adına "devlet istemem" diyor, diğeri de Allah hakkı için devlet olabilme adına kılını kıpırdamıyor! Lakin her ne hikmetse Kürtler adına birbirlerine şuursuzca kurşun sıkıp genel bir kardeş savaşına davetiye çıkarabiliyorlar! Kürt halkının gelecekle olan öngörüsü Kürt siyasetinin öngörüsünün çok ilerisinde seyrettiğinden kuşku yok. Yeter ki kendi adına oraya buraya çalım atan, şuraya buraya göz kırpan, ona şuna kurşun sıkanlara, neyin adına ne yapmaya çalışıyorsunuz diyebilecek dillerine cesaret gelsin.
Velhasılıkelam Kürdün Kürde sıktığı kurşun hangi Kürten gelirse gelsin, her bir Kürdün kendi milli ruhuyla karşı durma önceliği olmalı. Birisi çıkıp Kürtler adına Kürtleri birbirine kırdırma cenaze çadırı kuracak, Kürt halkını da, çadıra teşrif edip "aha sen haklısın" saçmalığını dillendirecek öylemi? İnanıyorum ki Kürt halkı, yarım asra yakın Kürtler adına bin bir yanlışa imzası olan Kürt siyasetinin aktörlerine "haydi be oradan!" diyecek günler gelecektir.
HÜSEYİN AKINCİ
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.