Son dönemlerde özellikle Kürd düğünlerine yönelik baskıların artarak sürdürüldüğü ve birçok gözaltına alınmaların yaşandığı görünmekte olup böylesi bir uygulamanın Kürd halkında ciddi rahatsızlıklar yarattığını bilmekteyiz. Dolayısıyla Allah’ın yarattığı kavimlere yapılabilecek en büyük zulüm ve hakaret onların dilini ve kültürünü kendilerine yasaklamaktır. Müslümanların kutsal kitabı Kuran-ı Kerim’de bu konuda Allah tarafından ayetler indirilmiştir ve mealen şöyle denilmektedir: Ben sizleri farklı kavimler, farklı renkler, farklı dil ve kültürlerde ve farklı cinsiyette yarattım ki biri birinizin farklılıklarına saygı göstererek bir arada yaşamayı bilesiniz.
Sayın Erdoğan Allah’ın kelamında belirtildiği gibi kulun kula üstünlüğü ancak takva ile mümkündür dolayısıyla bu ülkede yaşayan insanlar sizi İslam’a bağlı ve inançlı birisi olarak bilmektedirler , o zaman soruyoruz bu ülkede 30 milyon Kürdün diline , kültürüne ve folklörüne yönelik bunca saldırı ve tahammülsüzlük neden? İslam’ın ve insanlığın karşı olduğu bu ırkçı anlayışın yaygınlaşmasına neden göz yumulup müsaade edilmektedir?
Yine İslam’da deniliyor ki izdivaç yaparak çoğalın ki mutlu ve güçlü olabilesiniz. Bu anlamda düğünler ve oralarda çekilen halaylar , söylenen türküler toplumların biri biriyle mutluluklarını paylaştıkları ortamlardır. Toplumların biri biriyle kaynaştıkları bu ortamlara kolluk kuvvetlerinin ve özellikle de Kürdlerin ana diliyle türkü söyleyip halay çektiği ve mutluluklarını paylaştıkları düğünleri basmak ve insanları zindanlara göndermek de neyin nesi? Yoksa mevcut iktidar Kürdleri düğünlerin yerine dağlarda savaşırken mi görmek istiyor?
Ayrıca bir takım marjinal çevrelere karşın Kürd halkının büyük çoğunluğu bu ülkede ve demokratik bir zeminde insan ve yurttaş olmaktan kaynaklı kendilerine tanınması gereken haklarını kullanmak istiyor. Bunlar kendi kimliğiyle , kendi diliyle ve kendi kültürüyle mümkünse bir arada yaşama hakkıdır. Şayet bu haklara müsaade edilmeyip garanti altına alınmayacaksa bir arada kalmanın ve yaşamanın ne anlamı var? Nasıl ki T.C. Devleti’nin meclisinde dünyada 60 milyon insanın kullandığı Kürdçe dili bilinmeyen dil olarak tutanaklara yazılıyorsa Kürdlerin yüzde ellisi için de Türkçe bilinmeyen bir dil olarak anlaşılmaktadır. O zaman milli eğitim bakanlığı bünyesindeki yasak ve engelleri kaldırın ve 60 milyon Kürd insanının kullandığı ana dili de bilinen diller arasında yerini alsın.
Biliyoruz ki bu yasakların birçoğu 12 Eylül faşist rejimi dönemine aittir. Bu rezaleti ve haksızlığı ortadan kaldırmak için yeni bir anayasa hazırlığında olduğunuz bu dönemde 30 milyon Kürdün desteğini almak sizlere önemli oranda katkı sunacaktır. CHP’nin size yeni anayasa yapımında çıkardığı engelleri böylesi bir tercihle rahatlıkla aşabilirsiniz. Şayet bu konuda samimiyseniz buradan Kürd halkı adına sesleniyoruz: Bu ırkçı ve ilkel anlayışı ortadan kaldırmak için hodri meydan.
Bu arada benim için kıymetli olan bir anımı sayın Erdoğan ve okurlarımla paylaşmak istiyorum. Yazıma başlık olarak kullandığım “yarın divani haq var” sözü 12 Eylül’de Erzurum zindanlarında bulunduğum ve koğuş sorumlusu olduğum dönemde İran vatandaşı olup ve yine İran ordusundaki Rahim Musa Pur ismindeki bir yüzbaşı kendisine şaka yollu temizlik görevi verdiğimde bana derdi ki Ağaye Hüseyin etme bu zulmü yarın mahkemeye Erzurum var , ben de kendisine yine şaka yollu şunu söylüyordum Ağaye Rahim Musa Pur etme bu zulmü yarın divani haq var. Sanıyorum bu karmaşık yazım sayın Erdoğan ve değerli okuyucularım tarafından anlaşılmış olacaktır.
M.Hüseyin Taysun
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.