Toplumsal Ci̇nsi̇yet Bağlamında 8 Mart Dünya Kadınlar Günü

Tarihte eşine az rastlanan bir kadın olayı ve bu olayın kadınlar için bir çıkış ve basamak olması ve sömürülmesi ile ezilmesinin de Son olması dileğimle…

Yüksel Avşar

07.03.2022, Pts | 16:53

Toplumsal Ci̇nsi̇yet Bağlamında 8 Mart Dünya Kadınlar Günü
Makaleyi Paylaş

8 Mart Dünya kadınlar gününde tüm kadınlara, bu paylaşımı acı duyarak yapıyorum. Tarih ve insanlık hem olumlu hem de olumsuzlukları ile bizler için binlerce derslik hikayeler bırakmışlardır. Bazen bir olay ya da bir insandan yola çıkarak bir destan yazılır yada bir roman. Kadınlar için kutsal olan bu tarihi günde böylesi bir yaşanmışlığın hatırlatılması olanlar ve olacakların daha bir dengede ve doğru yürütülmesi için gerekli olan yaklaşımları yaratmada bizlere yardımcı olacaklardır. İşte tarihte eşine az rastlanan bir kadın olayı ve bu olayın kadınlar için bir çıkış ve basamak olması ve sömürülmesi ile ezilmesinin de Son olması dileğimle…

Bugün bunu paylaştım. Umarım duyarlılığınızı depreştirmedim

8 Mart kutlu olsun. Kadınlar kutlu ve kutsal olsun...

Sarah Sartjie Hikayesi

Sarah Sartjie Baartman Afrika\'da doğmuş bir kız çocuğudur. Annesi onu doğururken ölünce Sarah\'ı babası büyütür. İngiliz sömürgecileri ile girdiği çatışmada babasını da kaybedince onu siyahi bir tüccar kendisine köle yapar.

Tüccarı ziyarete gelen bir İngiliz subayı Sarah\'ı satın alır. Çünkü Sarah\'ın bir özelliği vardır; kalçası ve vajinası çok büyüktür. Bu onun kabilesine has bir özelliktir. İngiliz subay bu özelliğinin Avrupa’daki eğlence mekanlarında ilgi çekeceğini düşünür. Onu alıp Londra\'ya götürür. Kâbus böylece başlamış olur.

\"\"

Sarah Londra\'ya getirildiğinde 21 yaşındadır. Subay onu bir sirke satar. Yüzünü boyarlar, dar kıyafetler giydirip başına tüyler takarlar. Sirkte bir kafes içinde sergilenen Sarah Avrupalıları hayrete düşürür. Bir süre burada kaldıktan sonra müzeye götürülür. Camdan bir bölme içinde sergilenir. Avrupalı erkeklerin iştahı kabarır. Ona dokunmak isteyenlerin sayısı artınca camı kaldırırlar. Taciz edilir, vücuduna çöpler dürtülür. Kalçasının gerçek olduğunu anlamak isteyenler iğne batırıp bıçakla keserler. Acıdan bayılınca dinlenmeye alırlar. İngiliz burjuvasının eğlence kaynağı olur. Ayakta duramayacak kadar halsiz düşünce Paris\'teki bir sirke satarlar. Hayvan terbiyecileri onun üzerinde deneyler yaparlar. İşleri bitince onu satın almak isteyen bir bilim adamına verirler. Bilim adamı canlı canlı vücudundan parçalar alır. Onun vücudu üzerinden değerlendirmelerle Avrupa ırklarının üstünlüğünü öven bilimsel makaleler yazar. İşi bitince sokağa atar. Sokakta onu bulanlar uzun bir süre fahişe olarak çalıştırır.

Kaderi gibi kara bedeni daha fazla işkenceye dayanamaz; 1816 yılında Paris\'te ölür.

Ölümünün üzerinden 24 saat geçmeden cerrah George Cuvier tarafından vücudu yarılır. Beyni ve cinsel organı çıkarılarak İnsanlık Müzesi\'ne konur. Doldurulan vücudu ise 1974 yılına kadar halka açık bir sergide sergilenir. Nelson Mandela 90\'lı yıllarda bedeninin Güney Afrika’ya teslim edilmesi için girişimde bulunur ama sonuç alamaz. Daha sonra Diana Ferrusun yazdığı şiirin Fransa’da duyulmasıyla bedeni, vatanına iade edilir.

Sarah Baartman’a şiir

Seni eve götürmeye geldim

Eve, hatırlar mısın bozkırı?

Yemyeşil çimeni büyük meşe ağaçlarının altındaki

Hava serindir orada güneş de yakmaz.

Bir tepenin eteğine serdim yatağını

Battaniyen çalı çırpıyla ve nane yapraklarıyla çevrili,

Sarı beyaz çiçeklerle kaplı

Akarsuyun şarkısı işitiliyor

Çakıl taşlarının üstünden sekerek akarken.

Seni kaçırmaya geldim

Didikleyen gözlerinden

Karanlıkta yaşayan

İnsandan dönme canavarın

Emperyalizmin pençeleriyle

Senin bedenini parça parça kesip doğrayan

Senin ruhunu şeytanınkine benzeten

Bir de kendini yegâne tanrı ilan eden!

Senin ağrılı yüreğini ferahlatmaya geldim

Yorgun ruhuna kucağımı sunuyorum işte

Yüzünü avuçlarımla saklayacağım

Boynundaki çizgileri bir bir öpeceğim

Güzelliğinle gözlerim bayram edecek

ve sana şarkı söyleyeceğim

Sana huzur getirmeye geldim ya.

Seni eve götürmeye geldim

Kadim dağların adını haykırdığı.

Yatağını bir tepenin eteğine serdim,

Battaniyen çalı çırpıyla ve nane yapraklarıyla çevrili,

Sarı beyaz çiçeklerle kaplı

Seni eve götürmeye geldim

Sana şarkı söyleyeceğim

Bana huzur getirdin ya.

İşte insanlığı var eden bir kadının yaşamda var olma mücadelesi.

Ve Güçlü Kadın olmak hem çok zor hem de toplumda yeri yok. Güçlü kadınların çoğaldığı bir dünya umuduyla sevgiler

Kadınların vicdani duygularının dünyamıza hâkim olması dileğiyle güzel bir gün diliyorum.

Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.
6639 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:11:44:19

Yüksel Avşar

Yazarın Önceki Yazıları

Dil yaşamın kalbidir, Dilimi çok sevdim Jina Emini Anısına... Jina Emini'nin saçları, kadınların, ezilenlerin, isyan kıvılcımı oldu! Hikayemiz, Hikayem Ey Büyük İnsan Sen Qazi Muhammed’sin! Biji Newroz Artık Hiçbir Haritaya Bakamıyorum. Kentlerin Adları, Yanık Et Kokuyor Leyla Qasım Halepçe: Kürt olmanın acısı Bu Çocuklar Kim, Kimin? Halepçe, yüreklere kelepçe oldu Samimiyeti ve kahramanlığından dolayı Bağımsızlık mazlum Kürtlerin de hakkı olsun... 8 Mart Kutlanmaz, Anılır… İsimsiz, mazlum kahramanlar: Kürtler... Korkusu Törpülenmemiş Peşmergemiz… Sait Çürükkaya Musul ve Kara Elmas; 'Feda Edilen 16-18'likler Kürt ve Kürdistan meselesi siyasetler üstüdür Öfkeli Kadınlar Kahraman Kürt Önderi Kürt Analar İsyanda Eylül Kürt Halkına Ve Yoksul Halk Çocuklarına Ölüm Taşıyarak Geldi. Acının Sesi...1 Eylül...Dünya Barış günü... HDP, Kürt Birliği ve Adaylık Üzerine.. Güvenlik Paketi Kürt dili ve Kayıp olmaktan Kurtuluş… Halepçe'nin il oluşuna Tanıklık Bir Kürt kadınının yürek isyanı ROBOSKİ;GÖNÜL YARAMSIN.... 500 Sembol Oldu Kardeş Kanı Dökülmesin Halkımız Kan Ağlarken, Bayramı Nasıl Kutlarız? Türkiye-Barış Bizim 12 Eylül Hikayemiz ABD Başkanının Açıklamasından ''Kürtler Stratejilerini Belirlemeli'' Acının Sesi... 1 Eylül Kürtlerin Doğum Günü Ya Özgür Yaşayacağız yada Yas Tutacağız HDP Kongresi ''Dil'' e Takıldım...Durdum Ez Qurbana Birîna Te Newroz'u Diyarbakır'da neden kutluyorum? ”Artık hiç Bir Haritaya Bakamıyorum Kentlerin Adları Yanık Et Kokuyor'' Kürtlerin babasının vasiyeti: 'Mezarım peşmerge mezarından yüksekte olmasın' Ben Dillime Küsmüştüm.!!!! Hrant-Roboski Kanayan Kalp Acımızdır!!! Çocuk Gelinler Sözcüğü Oluştu! Sakine Cansız, Leyla Şaylemez ve Fidan Doğan'ı anma Roboski 'Yüreğimin Kanayan Yarası' Bu dizelerle anmak istedim Mandela’yı niye seviyorum!!! Stratejik Düşünce Enstitüsü'ne Sunduğum Konuşma Metnim
x