Hakan Fidan: ABD, Suriye ve YPG Konularında Yapıcı Rol Oynuyor

Türkiye-Mısır Ortak Planlama Grubu Birinci Toplantısı’na eş başkanlık eden iki bakan, görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenledi. Fidan, konuşmasına Azerbaycan’dan Türkiye’ye gelirken düşen C-130 kargo uçağında hayatını kaybeden askerler için başsağlığı dileyerek başladı.

Toplantıda ikili ilişkilerin güçlendirilmesi, ticaret hacminin artırılması ve askeri iş birliği gibi konular ele alındı. Fidan, Türkiye-Mısır ilişkilerinin stratejik alanlarda ilerlediğini, ulaştırma, enerji, sağlık ve hidrokarbonlar gibi alanlarda iş birliğinin derinleştirileceğini belirtti. 2024 yılında Türkiye-Mısır ticaret hacmi 9 milyar dolara ulaştı; hedef ise 15 milyar dolar.

Askeri ve güvenlik iş birliği konusuna da değinen Fidan, karşılıklı ziyaretler, tatbikatlar ve ortak savunma projeleriyle iş birliğinin güçlendirileceğini söyledi.

Gazze meselesiyle ilgili olarak, Fidan, insani yardımların ulaştırılması için Mısır’ın çabalarının önemine dikkat çekti ve Türkiye’nin Gazze’ye gönderdiği yaklaşık 810 ton yardımın Mersin Limanı’ndan El Ariş Limanı’na hareket ettiğini açıkladı. Fidan ayrıca, Gazze’nin yeniden imarı ve geçici barınma alanlarının oluşturulması sürecinde Türkiye’nin destek sağlayacağını belirtti.

Bakan ayrıca, Suriye’de güvenlik ve istikrarın sağlanmasına yönelik iş birliğinin devam ettiğini, Türkiye’nin terörden arındırılmış ve toprak bütünlüğü sağlanmış bir Suriye vizyonunu desteklediğini ifade etti.

Mısır Dışişleri Bakanı Bedir Abdulati de Türkiye ile ilişkilerin gelişmesinden memnuniyet duyduğunu belirtti ve ortak ticari hedefler ile Gazze’nin yeniden imarı gibi konularda iş birliğini sürdüreceklerini vurguladı. Abdulati, Türkiye’ye bir Firavun heykeli replikası hediye edeceklerini söyledi.

"Beyaz Saray'daki görüşmelerimiz oldukça verimli geçti"

ABD'deki temasları anımsatılan Bakan Fidan, "Görüşmelerde hangi başlıklar ele alındı" sorusu üzerine şu değerlendirmeyi yaptı:

"Beyaz Saray'daki görüşmelerimiz oldukça verimli geçti. Sayın Trump ile Sayın Şara arasında yapılan görüşmelerin bir kısmına katılma imkanımız oldu. Orada özellikle Türkiye'nin Suriye'deki kritik konulardaki pozisyonunun ne olduğunu açıkçası ortaya koyma imkanımız oldu. Amerika, Suriye ve Türkiye iş birliğinde bu sorunlara nasıl çözüm getirilebilir, özellikle ülkenin birliği, bütünlüğü meselesiyle ilgili neler yapılabilir, bu konu önemliydi. Başkan Sayın Trump'ın bu konuda hassasiyet göstermesini biz fevkalade önemli önemli görüyoruz. Özellikle Suriye'deki yeni yönetimin başarısı için uluslararası toplumun hep birlikte el birliğiyle çalışması ve bir istikrarın ortaya çıkması, huzurun ortaya çıkması, mültecilerin dönmesi ve yeni Suriye'nin bölgedeki hiçbir ülke için olmaması konuları önemli bir konu. Bu konuda Amerika, Türkiye ve bölge ülkelerinin iş birliği fevkalade önemli. Bu konuda Cumhurbaşkanımızın vizyonunu Sayın Trump'a ifade etme imkanımız oldu o toplantıda.

Daha sonraki görüşmelerde Başkan Yardımcısı J.D. Vance, Dışişleri Bakanı ve Ulusal Güvenlik Danışmanı Marco Rubio, Orta Doğu Özel Temsilcisi Sayın Witkoff, Suriye Özel Temsilcisi ve Ankara Büyükelçisi Tom Barrack'ın da olduğu görüşmeler oldu. Ayrı ayrı görüşmelerimiz oldu. Tabii burada özetleyecek olursak, neleri konuştuk, Suriye meselesini derinlemesine konuştuk. Suriye, Türkiye ve Amerika'nın Dışişleri Bakanları'nın olduğu bir üçlü toplantımız oldu ayrıca, Sayın Trump ve Sayın Şara'nın toplantılarından sonra. Orada da Dışişleri Bakanları olarak daha detaylı konuları ele alma imkanımız oldu. Özellikle Suriye ve İsrail arasındaki güvenlik dengesinin bir mütabakata varılarak sağlanması, bu konuda bölge ülkelerinin endişelerinin giderilmesi konusunda neler yapılabilir, onu gördük. Amerika'nın gerek güneydeki Dürzilerle ilgili sorunda, gerek Kuzeydoğu'daki YPG ile ilgili sorunda yapıcı bir rol oynamaya çalıştıklarını memnuniyetle görüyoruz. Bu tabii ki ülkenin istikrarı için önemli.