Rudaw TV’ye konuk olan Irak Başbakanı Sudani, Kürdistan Bölgesi ve Irak’ın değişik kentlerindeki üniversitelerden gelen öğrencilerin sorularını yanıtladı.
Irak ve Kürdistan Bölgesi’nde ABD büyükelçiliği ve askeri üslerine yönelik artan saldırılar hakkında bir soruyu yanıtlayan Sudani, devletin kontrolü dışındaki silahlı grupların varlığının kendileri için bir sorun olduğunu ve bunu gizlemediklerini söyledi.
“Devletin kontrolü dışında bir silahlanma sorunumuz var”
“Açıkça konuşuyorum. Devletin kontrolü dışında bir silahlanma sorunumuz var” diyen Başbakan Sudani, “Bilinen ve tanınan silahlı gruplar var. Onlar Irak'ta yabancı güçlerin varlığının bitirilmesi gerektiğine inanıyorlar ve buna karşı bir tavırları var. Bu güçlerin varlığını da bir tür işgal olarak görüyor ve Irak'ın egemenliğini ihlal ettiğini söylüyorlar” dedi.
Göreve geldiğinde gündeme getirdiği önemli konulardan birinin de bu grupların varlığına dair olduğunu vurgulayan Sudani, “Beni kim atadı? Tabii ki de Parlamentodaki en büyük grup ve diyorlar ki, hadi seni başbakan atayalım, hükümeti kur. Peki... sorunlar neler? Sorunumuzun silahlar, yolsuzluk dedim ve bir, iki, üç şeklinde sıraladım” şeklinde konuştu.
“Kendi fikrinizi Irak halkının fikri gibi dayatamazsınız”
Sudani konuşmasına şöyle devam etti:
“Gelelim silah konusuna, sorun ve bahsettikleri prensip budur. Bunu nasıl düzeltebiliriz? Bombalarla, füzelerle ve devlet ile kurumlarının yerine her kesin kendine göre karar vermesiyle mi? Bu doğru değil. Bu, Irak'ı halk adına kararlar alan silahlı grupların yönettiği bir devlet olarak tasvir ediyor. Grup olarak fikriniz ne olursa olsun, bu sizin fikrinizdir ve tüm Irak halkının fikri gibi dayatamazsınız. Halkın temsilcileri var. Temsilcileriyle ilişkisi ne olursa olsun, yasa ve anayasaya göre parlamentoda halkın seçimi ile hükümeti seçen temsilcileri var. Sadece bu kurumların karar verme hakkı vardır.
“Koalisyona ihtiyacımız kalmadı, terörü yendik”
Bu sorunu çözmek için güvenilir bir hükümet olan hükümetin uluslararası koalisyonla diyalog yoluyla müzakere yapması konusunda anlaştık çünkü artık gerçekten de uluslararası koalisyona ihtiyacımız kalmadı. Teröre karşı uluslararası koalisyondu. Çok şükür terörü yendik, bitti, terör artık bir tehdit değil. IŞİD artık Irak devletine yönelik bir tehdit değil. Güvenlik teşkilatlarımız, farklı unvanlar altında Irak'ın her yerinde güvenliği ve huzuru sağlayabiliyorlar. Dolayısıyla Irak'ın hem içeride hem de dışarıda insanların öfkesini körükleyen bu güçlerden kurtulmasının zamanı gelmiştir.
“Irak'ın işlerine karışmak için bahane arayanlar bu grupları teşvik diyor”
Bu konuyu Irak'ın işlerine karışmak için bahane olarak kullanan, şu partiyi, şu grubu teşvik eden taraflar var ve bu durum kargaşaya neden oluyor. Her gün duyduğumuz bir tartışma ve bundan kurtulmak istiyoruz. Dolayısıyla hükümetin ilk yılı boyunca ABD'li dostlarımıza söylediğimiz şey uluslararası koalisyonun çekilme zamanının geldiği ve buna artık ihtiyacımızın olmadığıydı. Onlar da bunu kabul ettiler. Belgelerle tavırlarını ortaya koydular, hem Başkan Trump hem de Başkan Biden, muharip güçlerinin burada kalmasına son vereceklerini ve hükümetle anlaşma temelinde sadece bazı danışmanlarını bırakacaklarını açıkladılar. Biz hükümetin talebi üzerine Irak topraklarındayız dediler, gerçekten de onlar bizim talebimiz üzerine buradalar. Bu sözler ve bu açıklamalar ne anlama geliyor? Benim isteğim üzerine burada oldukları anlamına geliyor. Görevi bitince teşekkür ederim ve göreviniz sona erdi derim.
Biz bu kararı zamanın takdirine bırakıyoruz ve çıkarları hesaplıyoruz. Bu bir görüşe göre belirlenir, devrimcilerin “defol” sloganına göre değil. Onlar güçlü devletler ve özellikle ABD ile kapsamlı ilişkilere sahip olmak bizim çıkarımızadır. Onlarla aramızda stratejik çerçeve anlaşması var. Buna ekonomide, teknolojide birçok alan dahildir.”