Bilgi Üniversitesi\'nde, Kürt sorunu ile ilgilenen alanında uzman uluslar arası camiadan isimlerin de katıldığı \"1990\'larda Kürtler ve Kürdistan\" konferansı ile on binlerce insanın hayatını kaybettiği 1990\'lı yıllar tartışmaya açıldı. K.
Bilgi Üniversitesi Kürdolji Çalışma Birimi, Bilgi Üniversitesi Kültür ve Düşünce Topluluğu ve Toplum ve Kuram Dergisi tarafından düzenlenen \"1990\'larda Kürtler ve Kürdistan\" başlıklı iki gün sürecek bir konferansın ilk oturumu İstanbul Bilgi Üniversitesi Kuştepe Kampüsü\'nde başladı. On binlerce insanın hayatını kaybettiği 1990\'lı yılların tartışılacağı, uluslar arası camiadan alanında uzman isimlerin yer alacağı konferansa akademisyen ve öğrencilerin yoğunlukta olduğu çok sayıda kişi yoğun ilgi gösterdi. Konferansın açılış konuşmalarını Bilgi Kültür ve Düşünce Topluluğu\'ndan Hişyar Aydın ve İstanbul Bilgi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Remzi Sanver yaptı.
\'Konferans adaletin ortaya çıkartılmasında yol açıcı olsun\'
Kürtçe yaptığı konuşmasında Hişyar Aydın, çözüm sürecinin başarıya ulaşması için 1990\'lı yılların hesabının verilmesi gerektiğini söyledi. Aydın, \"İktidar hesap vermediği müddetçe, karanlık süreci ortaya çıkarmadığı sürece gerçek bir adaletten söz edemeyiz. Adaletin ortaya çıkarılması için toplumsal mekanizmaların oluşturulması gerek. Onun içindir ki biz bu tür çalışmalarla adalet arayışı içine girdik. 1990\'lı yıllarda Kürtler, kendi mücadelelerini özgürlük için yükseltiyorlardı bir yanıyla da görülmemiş bir katliamlarla karşıya kalıyorlardı\" dedi.
1990\'larda binlerce kişinin katledildiğini, binlerce köyün yakıldığını ve yüzlerce insanın cezaevlerinde işkenceye maruz kaldığını belirten Aydın, devletin de Kürtler mücadelesini yükseltirken \"karanlık bir sistem\" ortaya koyduğuna işaret etti. \"Bizim işte bu karanlık dönemi ortaya çıkarmak için ciddi bir çalışma ortaya çıkarmamız lazım\" diyen Aydın, \"Adalet ve hakikatin ortaya çıkarılması ancak bununla olur. Ümit ediyoruz ki bu konferans adaletin ve hakikatin ortaya çıkarılması için yol açıcı olsun\" diye konuştu.
\'En konuşulmayan dönemlerde Kürt konferansı düzenledik\'
Prof. Dr. Remzi Sanver ise, Kürtlere ilişkin en önemli sorunların konuşulmadığı dönemlerde, Bilgi Üniversitesi\'nde Kürtlere dair konferanslar düzenlendiğini hatırlatarak, \"Bilgi\'de yapılan çalışmalarla, Kürtçe derslerle sadece sorunlar analiz edilmedi, aynı zamanda sorunlara çözüm önerileri de sunuldu\" dedi.
\'Kürt realitesi var\'
Sanver\'in ardından İstanbul Bilgi Üniversitesi ve Utrecht Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Martin Van Bruinessen, \"1990\'larda Kürdistan: Kimlik politikaları, sivil toplum, kurumsallaşma çabaları\" başlıklı sunum yaptı. Konuşmasında 1990\'lı yıllara dair hem Ortadoğu hem de Balkan coğrafyasında yaşananlara dair bir perspektif sunan Bruinessen, \"90\'lı yılları bir isimle tanımlamak gerekirse, bu ancak iki isimle yapılabilir. Bu dönemi sınırların ortadan kalkması olarak tanımlayabiliriz. Aynı on yılın sonunda 1999\'da NATO müdahalesi ile Kosava, Sırbistan\'dan ayrılıyor. NATO\'nun amacı yeni bir devlet kurmak değil, Kosovalıları, Sırp ordusuna dair korumaya çalışıyor. NATO oradaki gerilla hareketinin yanında oluyor. Bu gerilla hareketi PKK\'ye çok benzeyen bir gerilla hareketi. 90\'larda biliyorsunuz, \'Sınırlar değişmeyecek\' diye karar var. Soğuk savaş bu sınırlarla istikrarlaştırıldı. Bu sınırlar Afrika, Asya\'da sömürgeciler tarafından çizildi. Bir Kürt realitesi olduğu gibi yereldeki realiteleri yansıtmıyor. Soğuk savaşın sonu, SSCB\'nin yenilgisi ve çöküşü aynı prensibi yine gösteriyor. Yeni devletler oluyor, ancak bu devletler eski eyaletlerin içinde kalıyor. Bosna\'da iç savaş var ama sınırları hiç değişmedi. 91\'de Irak Kürdistan\'da, Sırbistan\'daki gibi bir süreç başlıyor. Uluslararası müdahale sonucunda Kürt bölgesi, Irak\'ın elinden çekiliyor. 2003\'de yeni bir müdahale oluyor. 90\'lı yılları bu iki müdahale arasındaki süreç olarak görüyoruz. Kürdistan için bütün Kürtler için önemli bir dönem oluyor\" diye belirtti.
\'Halepçe katliamı bütün Kürtleri birleştiren bir hafıza yarattı\'
Irak Savaşı\'nın bitimin Kürtler için önemli bir dönüm noktası olduğunu belirten Bruinessen, \"Irak zehirli gazla Halepçe kentine saldırıyor. Halepçe\'nin fotoğrafları bütün dünya tarafından görülüyor ve Halepçe, sadece Irak Kürtleri için değil Türkiye\'deki, Suriye\'deki İran\'daki Kürtler için öneli bir sembol oluyor. Çağdaş Yahudi kimliği için Holokost ne ifade ediyorsa, Kürtler için de Halepçe ve Halepçe sonrasındaki saldırılar, Kürtleri birleştiren bir hafıza yaratıyor\" diye konuştu.
\'MED TV Kürtleri uzayda bağımsız yaptı\'
Konuşmasının sonunda yeni medyanın ve uydu kanallarının ortaya çıkmasına değinen Bruinessen, \"Türkiye\'de özel kanallar Kürt meselesini daha iyi tartışıyorlar. Çok önemli bir gelişme, Kürtlerin 1995\'de kendi uydu kanalı Med TV yayına başlıyor, tabi ki diasporada çalışıyor. Bu televizyon kanalı için Emir Hasan çok güzel bir isim koydu; \'Yerde, toprakta Kürtlerin egemenliği yok ama uzayda bağımsızlık oldu\' dedi. 1991\'de Türkiye\'de, Kürtçe yasağı kısmen kaldırılıyor. Kürtler sayesinde sadece Kürtler değil tüm gruplar da kendisini keşfetmeye başladı. Rumca, Lazca, Ermenice Süryanice, Arapça dönemi başladı. Türkiye\'de artık monolotik bir kimlik kimliğinden daha çok çok-kültürlü bir yapı görmeye başlıyoruz. Monolotik Türk kimliği ortadan kaldırılıyor\" dedi.
\'90\'larda PKK mücadelesini politik mücadeleye çevirdi\'
Bruinessen, 90\'lardaki Kürtlerin durumuna dair de kısa bir konuşma yaptı. PKK\'nin Kürt mücadelesini, politik mücadeleye çevirdiğini söyleyen Bruinessen, \"PKK\'nin güçlü olduğu bölgelerde toplum kendisini idare etmeye başladı. Bu da faili meçhul cinayetlere yol açtı Hemen hemen bütün siyasi insanlar yok edildi. Binlerce insan devlet tarafından yok edildi. Kürt siyasal partiler kuruluyor o dönemde. İlk kez Kürtler parlamentoda temsil ediyorlar. Bu çok önemli bir tecrübe. Parlamentodan daha çok belediyeye yöneliyorlar ve Kürt iradeleri oluşmaya başlıyor. O dönemde yavaş yavaş kurumlar oluşmaya başlıyor\" dedi.