Korkularımızdan kurtulacağız. Her şey bu korku cumhuriyetini yıkmakla başlayacak. Duyuyor musunuz beni?
Benim bir hayalim var
Aramızdaki tüm duvarları yıkacağız bu yıl.
Küskünlükleri bitireceğiz. Geçmişten miras kalmış acıları, anıları, tarihin omzundan aşağı indirip tek tek hesaplaşacağız. Tartışmaktan korkmadan, yanlışları sahiplenmeden, incinmeden tek tek hepsiyle barışacağız.
Çocuklarımızın adını koyamadığımız bir kardeş savaşında daha fazla ölmeyeceği kalıcı bir barışı getireceğiz bu ülkenin dağlarına. Çelik çivi-lerle çakacağız o barışı, Kürtçe ile Türkçeyi barıştıracağız, Kürt ve Türk’ü kucaklaştıracağız. Yeni bir geleceğin berebar rüyasını kuracağız iki halkla. Geçmişe takılıp karşı karşıya değil, geleceğe bakıp omuz omuza…
Bir hayalim var benim.
İsteyenin istediği dili konuşacağı, isteyenin istediği yeri ibadethane olarak seçeceği, isteyenin istediği cemaate aidiyetini korkmadan ifade edeceği, isteyenin istediği okula gideceği, isteyenin o okulda istediği dili/dini öğreneceği, herkesin başkasının gerçekliğine aynı mesafede saygı ve sevgi duyacağı bir iklim yaratacağız.
Korkularımızdan kurtulacağız. Her şey bu korku cumhuriyetini yıkmakla başlayacak. Aramızdaki barikatları hep beraber kaldıracağız, duvarlarımızı indireceğiz. Karşımızda o en çok korktuğumuz kişinin kulağına eğilip “Korkma” diyeceğiz. Benden korkma, ben de senden korkmuyorum.
Bireysel hakları güvence altına alacağımız o toplumsal mutabakatı imzaya açacağız. Sonrası gelecek biliyorum.
Yeni ve yeniden ortak bir hayalin peşine düşmemizin yılı bu yıl.
Hoşgörünün empati ile evliliğinin yılı...
Bir hayalim var benim.
Gerçek demokrasiyi getireceğiz bu ülkeye. Demokrasinin tıpkı hava gibi, su gibi olmazsa olmaz, vazgeçilmez sayıldığı bir ülkenin temellerini atacağız bu yıl. Düdüklü tencere demokrasimizin kapağını açacağız.
Gazetecilerin, öğrencilerin, siyasetçilerin bir hiç uğruna tutuklanmadığı, yıllarca yattıkları cezaevlerinin ceza içinde cezaya dönüşmediği, çürümeye terk edilmedikleri,insanlıklarının unutulmadığı, cezaevlerinin bir intikam gemisine çevrilmediği, insanların insanca yaşayabileceği bir ülkenin hayali ile uyandım bu sabah.
Hangi dili konuşursa konuşsun, hangi dine inanırsa inansın, hangi kökenden gelirse gelsin eğer yeterince emek veriyorsa, çalışıyorsa başarılı olabileceği bir ülkenin düşlerini gördüm rüyamda.
Çocuklarımızın da geleceğe yönelik hayaller kurabileceği, bu ülkenin her metresinde özgürce huzur içinde yaşamak isteyeceği, hayattan tat alabileceği bir ülke kuracağız.
Onlar da bizim gibi çocuklarının bu topraklarda doğmasını, büyümesini ve ömürleri yettiğince yaşamasını isteyecekler.
Onlar bizim gibi korkularla değil umutla beslenecekler.
Sığ siyasetin kişisel çıkar sularında değil, evrensel dünyanın hukuk kuralları içinde yaşayacaklar.
Yeni bir hikâyeleri ve yeni bir hayalleri olacak onların. Ay’a gitmeyi, uzaya çıkmayı, Mars’a yolculuğu hayal etmenin hayal olmadığı günleri yaşatacağız onlara.
Teknolojik devrimin kullanıcı köleleri değil, yapıcıları olduğumuz bir Türkiye kuracağız.
Bilgi bizi özgürleştirecek. En tepeden en aşağıya her türlü otoriterliği yıkıp geçecek.
Bir hayalim var benim.
Yaşadığım evle, yürüdüğüm sokakla, nefes alıp verdiğim şehirlerle ilgili bir hayal bu.
Beton mezarlıklara dönüşen şehirlerimize daha çok yeşil alanların yapıldığı, kentsel dönüşümün ranttan kurtarıldığı, insanca yaşadığımız
şehirler hayal ediyorum.
Duyuyor musunuz beni?
Bir hayalim var benim.
Bu halk hiçbir zaman başka birinin kölesi olmayacak. Bu ülke hayallerini devlet baskısına, polis kalkanına, asker süngüsüne, bürokrasi hükümranlığına, bir adamın kişisel çıkarına teslim etmeyecek.
Yeter ki bu hayalleri ortak kurabilelim. En azından aynı hayallerin peşine düşebilelim. Hayallerimizin önünde hangi çılgın duracakmış şaşarım.
Hangi biber gazı boğacak, hangi yasa engelleyecek, hangi tehdit korkutacak görelim bakalım.
Benim bir hayalim var.
Hepimizin aynı hayalleri kurabildiği bir hayal bu.
Olacak bir hayal.
