TEV-DEM’in dış ilişkiler sorumlusu Aldar Xelil, Ortadoğu ve Suriye’de çözüm için PKK lideri Abdullah Öcalan’ın pozitif rolünün göz ardı edilmemesi gerektiğini söyledi.
TEV-DEM’in dış ilişkiler sorumlusu Aldar Xelil, ArtıGerçek'ten Yavuz ÖZCAN'a konuştu.
Aldar Xelil, "Özellikle Suriye'de sorunların çok daha fazla derinleştiği, kör düğüm haline geldiği koşullarda Sayın Öcalan'ın sorunların çözüme dair iradeli ve iddialı kararlılık belirtmesi, hem Kuzey Suriye'ye ilişkin hem de genel Suriye açısından, hatta bölge açısından bile olsa, son derece önemli ve değerli mesajlar olmuştur" dedi.
"IŞİD'in kontrolündeki tüm toprak parçaları özgürleştirilmiş olsa da, bu sonuç IŞİD'in tümden yok olduğu anlamına gelmemektedir" görüşünü dile getiren Xelil "Ancak IŞİD'in kontrolündeki tüm toprak parçaları özgürleştirilmiş olsa da, bu sonuç IŞİD'in tümden yok olduğu anlamına gelmemektedir. Dolayısıyla çok önemli bir aşama elde edilmiş olmasının yanında, potansiyel olarak ve kendini gizlemiş olduğunu düşündüğümüz birçok birimin varlığının hala dünya için büyük bir tehlike teşkil ettiği inancındayız" diye konuştu.
TEV-DEM’in dış ilişkiler sorumlusu Aldar Xelil, Artı Gerçek'in sorularını yanıtladı:
Öncelikle Öcalan'ın Rojava ile ilgili verdiği mesajı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Dikkat edilirse Sayın Öcalan'ın çözüm için mesajları salt Rojava'ya ilişkin değildir. Yeni bir Suriye'nin demokratik geleceği içerisinde yaşayan halkların tüm haklarının anayasal güvence altına alınması yerel demokrasiye dayalı bir anlayışla sorunların çözümünü esas almaktadır. Özellikle Suriye'de sorunların çok daha fazla derinleştiği, kör düğüm haline geldiği koşullarda Sayın Öcalan'ın sorunların çözüme dair iradeli ve iddialı kararlılık belirtmesi, hem Kuzey Suriye'ye ilişkin hem de genel Suriye açısından, hatta bölge açısından bile olsa, son derece önemli ve değerli mesajlar olmuştur. Sayın Öcalan tüm mücadelesi boyunca Ortadoğu'da yaşanan ve tüm halklar için büyük krizlere neden olan tarihi ve toplumsal sorunları tarz ve anlayış olarak hep bütünlüklü ele aldı ve çözümünü de bu şekilde ortaya koydu. Rojava olarak biz de sorunların çözümü için Sayın Öcalan'ın çözüm perspektiflerini en makul yaklaşım olarak görmekteyiz. Sayınn Öcalan 20 yıl kadar Suriye de kalmış bir liderdir. Bölgeyi ve koşulları çok iyi tanımaktadır. Dolayısıyla getirmiş olduğu çözüm perspektiflerinin tüm muhataplarca dikkate alınması gerektiğini düşünüyoruz. Kuzey Suriye olarak daha önceden de Suriye'deki sorunların diyalog ve müzakere yöntemiyle Suriye'nin toprak bütünlüğü içerisinde tüm hakların anayasal güvencenin teminat altına alınarak çözülebileceğini birçok defa kamoyuna da deklare etmiş olduk.
Açlık grevlerinin başlaması ve yine Öcalan'ın avukatları aracılığıyla yolladığı mesajı ile son bulmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Sayın Öcalan sadece bir kişi değildir. Milyonların kendisi için lider gördüğü ve bölge halklarının da umudu haline gelip inandığı bir lideridir. Yine Sayın Öcalan'ın Türkiye'de demokrasi ve Kürt sorununu diyalog ve müzakere yöntemiyle çözülmesi için büyük uğraş, emek ve mücadele vermiş olduğunu biliyoruz. Ancak Türkiye'deki mevcut hükümetlerin savaşta ısrar etmesi sonucu söz konusu sorunlar çözülememiştir. Bununla birlikte sorunların en önemli bir parçası olarak Sayın Öcalan üzerinde insanlık dışı işkenceye varan ağır tecrit koşullarıyla, gerek evrensel gerekse Türkiye'deki mevcut yasaları bile hiçe sayan yaklaşımlara maruz bırakmıştır. Bu uygulamalar son derece hukuk dışı olduğu kadar Kürt sorununun da daha fazla bölgeye yayılacak tarzda derinleşmesine neden olmuştur. Bilindiği gibi bu hukuksuz uygulamalara karşı dünyanın birçok yerinde Sayın eyla Güven'in öncülüğünde başlayan açlık grevleri ve ölüm oruçlarının devreye girmesi, bu eylemlerin içeride ve dışarıda yaratmış olduğu baskılar sonucunda Türkiye hükümeti Sayın Öcalan'ın gasp etmiş olduğu haklarını geri vermek zorunda bırakmıştır. Elbette bundan sonra Türkiye hükümetinin buna ne denli uygun davranıp davranmayacağı kuşkulu olsa da, Sayın Öcalan'ın sorunların demokratik ve siyasal yöntemlerle çözümünden yana olan kararlılığı açlık grevindeki eylemcilerin eylemlerini durdurmalarında da en önemli neden olmuştur.
DSG, IŞİD'de yönelik bir operasyon başlattığını duyurdu. IŞİD varlığını hala sürdürüyor diyebilir miyiz?
Elbette özellikle IŞİD ve diğer radikal gruplara karşı mücadelede Kuzey Suriye çok ağır bedeller ödeyerek insanlık için önemli bir başarı elde etmiştir. Ancak IŞİD'in kontrolündeki tüm toprak parçaları özgürleştirilmiş olsa da, bu sonuç IŞİD'in tümden yok olduğu anlamına gelmemektedir. Dolayısıyla çok önemli bir aşama elde edilmiş olmasının yanında, potansiyel olarak ve kendini gizlemiş olduğunu düşündüğümüz birçok birimin varlığının hala dünya için büyük bir tehlike teşkil ettiği inancındayız. Dolayısıyla yeni süreçte de başta güvenlik tedbirleri olmak üzere birçok boyutta mücadelenin sürdürülmesini kaçınılmaz görüyoruz.
Şam'la herhangi bir görüşme olasılığını ön görüyor musunuz?
Koşullar neyi gösterir bilemeyiz. Ancak ilkesel olarak Surıye'deki sorunların Suriye'nin sınırları içerisinde diyalog ve müzakere yöntemiyle çözüleceğine inanıyoruz. Suriye'nin artık eskisi gibi olamayacağını, yeni Suriye'nin demokratik bir Suriye olması ve Kürtler başta olmak üzere tüm farklılıkların, özgürlük ve demokratik hakların anayasal güvence altına alınması gerektiğine inanıyoruz. Bunun dışındaki yaklaşımların ise Suriye halklarının çıkarına olmayacağını ve sorunları daha fazla ağırlaştıracağını düşünüyoruz.