Şerefeddîn Elçi Üzerine

26 Aralık 2025 - 21:38
26 Aralık 2025 - 21:38
 0
Şerefeddîn Elçi Üzerine

Bilindiği üzere dün (25 Aralık) amcamız Rahmetli Şerafettin Elçi'nin vefatının, aramızdan ayrılışının yıldönümüydü. Kendisini rahmetle, hasretle ve saygıyla anıyorum. Mücadelesinin önünde saygı ve minnetle eğiliyorum. Birçok ortamda ve sosyal medya mecralarında kendisiyle ilgili bazı eleştirilere ve bazı eleştiri sınırını da aşan haksız ve hadsiz ithamlarda denk geldim ve hala denk geliyorum. Kendisini hedef yapan eleştiri ve kırgınlıkların sebebi ise; Yaşamı boyunca hep savaşa, şiddete karşı olduğu, var olan sorunların müzakere ile çözülmesi gerektiğini savunduğunu, PKK ve o günkü ismiyle BDP çizgisine muhalif olduğunu ancak ömrünün son zamanlarında ise BDP'den aday olduğu ve siyasi yaşamına ters düşecek şekilde "U" yaptığını savunuyorlar ve bu konuda kendisini eleştiriyorlar. Ancak mam Şerefeddîn Elçi'nin siyasi yaşamını ve mücadelesini iyi bilenler, okuyanlar, kendisini tanıyanlar bunun böyle olmadığını çok iyi bilirler. Mam Şerefeddîn Elçi, hiçbir zaman bir koltuğa, makama, mevkiye tenezzül etmemiştir. Kaldı ki, siyasi yaşamında Milletvekilliği, Bakanlık, Parti Genel Başkanlığı görmüş, Türkiye'de ve Kürdistan'da Kürdlerin inkâr edildiği, Kürd kelimesinin dahi yasak olduğu bir dönemde "Ben Kürdüm ve Türkiye’de, Kürdler vardır." çıkışı ve onurlu duruşu ile bilinen, bu uğurda cezaevi sürecini yaşamış, "Yüce Divan" da yargılanmış, siyasi yasaklara maruz kalmış bir insandır. Yanlış bilinen ve hedef haline gelmesine sebep olan bu konu ile ilgili bilgilendirme anlamında sizlerle bir meseleyi paylaşma gereği duyuyorum. Ben bunu bizzat meselenin canlı şahidi olan oğlu mam Hêja ELÇİ'den dinlediğim şekilde size aktaracağım. 

Rahmetli Şerafettin Elçi'nin ofisinde mam Hêja ELÇİ'yi ziyaret etmiştik ve kendisine bu meseleyi sormuştum. Cevabı şu şekildeydi;

""O dönem Rahmetli Mam Celal Talabani Irak Cumhurbaşkanıydı. Babamla çalışma ofisimizdeyken YNK Türkiye/Ankara temsilcisi Behroz Galali beni aradı. Sayın Cumhurbaşkanı Celal Talabani Şerafettin beyle görüşmek istiyor,” dedi. Telefonu babama verdim. Mam, “Ben bir konuyu sizinle konuşmak için Ankara’ya geleceğim,” deyince Babam Mam Celal’in nezaketine nezaketle karşılık verdi ve “Siz zahmet etmeyin, ben geliyorum sayın Cumhurbaşkanı,” dedi. Ertesi günü İstanbul’a geçtik. Çırağan otelde kendisine ayrılmış özel bölümde görüştük… Mam, Kürtler arasındaki birlik ihtiyacından ve öneminden bahsetti. “Daha sonra da eğer söz konusu birliğin bir gereği olarak adaylık teklifi gelirse kabul eder misiniz?  Siz Kürtlerin nazarında değerlisiniz.” dedi. “Sizin de iyi bildiği gibi ben Kürtlerin birliğini çok önemserim. Bu yönde her zaman fedakârlık yaptım, şimdi de ne gerekiyorsa yapmaya hazırım. Ancak, bir elde silah diğer elde barış olmaz. Silahlı mücadelenin dönemi çoktan kapanmıştır. Müzakereyle çözümü ve barışı aramak gereklidir. Ben bunu yıllardır söylüyorum ama beni dinleyen yok. Silahlı iki güç, yani devlet ve PKK, Kürtleri kriminal bir pozisyonda tutuyorlar. Sanırım devletin/TSK’nin işine geliyor bu durum. Bence mesele parlamentoda çözümlenebilir. Eninde sonunda olacağı budur zaten. Kürtlerin mutlaka anayasal hakları olmalı. Bu hakları dile getirecek, savunacak temsilciler gereklidir. Parlamento dediğim şey budur. Sayın cumhurbaşkanı, ben partinin yapısını biliyorum. Kendi iradeleriyle hareket etmediklerini siz de biliyorsunuz.” Irak Federal Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Mam Celal, “Rica ediyorum Şerafettin Bey, size gelmek istediklerinde kapınızı onlara kapatmayın,” dedi.

Babam, “Benim kapım her zaman herkese açık olmuştur, ne zaman istiyorlarsa buyursunlar gelsinler,” dedi. Daha sonra Parti (BDP) ileri gelenleri, kalabalık bir grup olarak babamın Ankara’daki ofisine geldiler. Şerafettin ağabey, “Biz nihayet sizin çizginize geldik.” dediler. Daha sonra adaylık teklifi geldi ve babam o teklifi kabul etti. Ancak Şerafettin Elçi, BDP tarafından desteklenen “Emek Demokrasi Özgürlük Bloğu” içinde yer aldı. O blokta yer alan bütün adaylar bağımsız adaydı. Şerafettin Elçi de öyle. Kurucusu olduğu KADEP (Katılımcı Demokrasi Partisi) Genel Başkanıydı. Vefat edene kadar da öyle kaldı."

Hepinizin bildiği gibi o dönem Barış ve Demokrasi ittifakı ile farklı siyasi görüş ve çizgide olan birçok kişi seçim sürecine dahil oldular ve bölgede heyecan, sevinç atmosferi yaşandı. O seçimde başarılı olundu, mam Şerefeddin hiçbir zaman PKK'li veya BDP'li olmadı. Siyasi yaşamı boyunca çizgisini ve benimsediği fikirleri hiçbir şekilde savunmaktan geri durmadı. Meclis'te Bağımsız milletvekili olarak mücadelesine devam etti, Kürd meselesinin çözümü ile ilgili üzerine düşen ne varsa yapacağını savundu ve hep bu istikamette yürüdü. Sonrası ise hepimizin malumu, hastalık süreci başladı ve hastalığı ile meşgul olmak zorunda kaldı.

Eleştiri yapan, hatta eleştiriden de öte hakaretler eden bazı arkadaşların mam Şerefeddin ELÇİ'ye haksızlık yaptıklarını, bilmelerini isterim. Mam Şerefeddin ELÇİ'nin kişiliği ve siyasi hayatı bu hakaret, etik dışı ve uygun olmayan sözlerden ve ithamlardan beridir, yaptıkları yaşam pratiğinde apaçık ortadadır. Mam Şerefeddin ELÇİ, yaşamı boyunca Kürd Ulusu'nun birliğini, özgürlüğünü ve dünyadaki diğer uluslar gibi statü elde etmesini savundu ve bunun için mücadele etti.

Yazımı Mam Şerefeddîn Elçi'nin Kurdistan siyasi mücadelesindeki yeri, önemi ve bıraktığı ize değinmek ve dikkatinizi çekmek için, Başkan Mesud Barzani'nin Cizre ziyaretinde mam Şerefeddîn Elçi'nin kabri başında yaptığı konuşması ile sonlandırmak istiyorum.

"İnanıyorum ki bu nadide şahsiyetin yeri cennettir. Büyük bir insandı. Biz de kabrine gelip bir Fatiha okumak istedik, Onun kabrine gelerek Fatiha okumak benim için şereftir.

 Rabbim onu da bizi de cennetine nail eylesin."

Tekrardan büyüğümüz, amcamız Mam Şerefeddîn Elçi'yi rahmetle, minnetle, saygıyla ve özlemle anıyorum.

Fethullah ELÇİ

Bu haber toplam 890 kişi tarafından görüldü.
Son güncellenme: 23:44:04