GÖÇ-DER Yönetim Kurulu üyelerinin katıldığı toplantıda konuşan Şube Eş Başkanı Yılmaz Kan, 14 Mart’tan bu yana Şırnak’ta yaşayan 64 bin insanın operasyonlar sonucunda zorla göç ettirildiğini söyledi.
Yılmaz Kan şunları belirtti:
“Acil 2 bin çadıra ihtiyaç var”
“Yerel sivil toplum örgütleriyle yaptığımız koordineli çalışmalarda şuan için 2 bin çadıra ihtiyaç duyulduğu belirtilmiş, ama bu sayının yakın zamanda 5 bine çıkabileceği belirtilmiştir.
“Sağlık konusunda birtakım girişimlerin olduğu ve bazı incelemeler sonrasında gelen heyetin bir daha bu çadır kentlere geri dönüş yapmadıklarını belirtilmiştir. Bağımsız sağlık ekiplerinin birkaç girişimi bulunduğu ancak bunların kente ve çadır bölgesine sokulmalarına izin verilmemiştir.
“200 aile derme çatma çadırlarda yaşıyor”
Kent merkezi girişine 10 kilometre kala afet konutları alanı içerisinde ailelerin ve yerel sivil toplum örgütlerinin kendi imkânları doğrultusunda çadır kent kurulmuştur.
Afet konutları alanı içerisinde 80 derme çatma çadır bulunuyor. Bu çadırlar içerisinde toplam 210-220 aile kalıyor.
Derme çatma çadırlar içerisinde yaşayan aileler yaklaşık 6 aydır burada bulunuyorlar.
Yurttaşlar evlerine gidemiyor, evlerini görmek isteyenler de para cezasıyla cezalandırılıyor.
Kan, heyet olarak yaptıkları incelemeler sonucunda oluşturdukları rapordaki verileri şöyle sıraladı:
Şırnak il merkezinde yaşayan halk, hendekler bahane edilerek, hendeklerin olmadığı mahallerde de dahil olmak üzere tamamıyla zorunlu göçe tabi tutulmuştur. Zorunlu olarak göç ettirilen aileler kaderleriyle baş başa bırakılmış, temel haklardan (eğitim, sağlık, barınma, gıda) yoksun bırakılmıştır.
Heyetimizin çadırlarda yaptığı inceleme ve gözlemlerde zorunlu göç eden ailelerde duygusal bağlamda bir kopuşun olduğunu gözlemlemiştir.
Evlerini zorunlu olarak terk edenler çevre ilçelere, köylere yerleşen ailelere mağduriyetlerinin giderileceğine yönelik hükümetin herhangi bir desteğinin olmadığı gözlemlenmiştir.
Engelli, yaşlı ve kronik hastaların tespiti edilip, gerekli ihtiyaçlarının karşılanması ve bu hizmetlerin devamının sağlanılması için gerekli adımların acilen atılması gerektiği tespit edilmiştir.
14 Mart’ta bu yana devam eden operasyonların bitirilmiş olduğu iddiasına rağmen sokağa çıkma yasağının neden hala devam ettirildiği hususunda kamuoyuna herhangi bir açıklamanın yapılmaması, şehre herhangi bir heyetin girilmesine izin verilmemesi, operasyon sonrasında neler olduğuna dair sağlıklı bir bilgi edinmeyi zorlaştırdığı tespit edilmiştir.
Sokağa çıkma yasağı öncesi ve sonrasında gerçekleştirilen her türlü insan hakkı ihlali ile ilgili olarak suç ve suçlunun ortaya çıkarılması için her türlü hukuki sürecin adil, şeffaf ve etkin bir şekilde sürdürülmesi ve gerçeklerin ortaya çıkarılması için hakikatler komisyonunun kurulması elzemdir.
Devletin güvenlikçi politikalardan derhal vazgeçmesi, çatışmaların biran önce sona erdirilmesi, müzakere zemininin yeniden oluşturulması nihai hedefte insanı, insan hayatını, insan haklarını önceleyen adil, eşit ve özgür bir gelecek için Kürt sorununu bir an önce çözülmesi. Devletin yıllarca sürdürdüğü göç ettirme politikalarından vazgeçmesi ve kendi gerçekliğiyle yüzleşmesi, göç ettirilen ailelerden özür dileyerek var olan duygusal kopuşların giderilmesi için gerekli adımların bir an önce atılması yoluna gitmelidir.”