Suriye Kürtlerinin IŞİD'ten daha güçlü ve büyük bir tehdit ile karşı karşıya bulunduğunu dile getiren İlham Ehmed, Batı ile ortak değerleri paylaşan Kürtlerin yalnız bırakılmaması gerektiğini dile getirdi. İlham Ehmed'in İngilizce yayınlanan yazısının çevirisi:
Islam Devleti (IŞİD) beklendiği gibi birkaç gün içinde Demokratik Suriye Güçleri (DSG) tarafından son kaleleri olan Bağuz’da yenilgiye uğratıldılar. Bu sonuçla şeytani örgüt kontrolü altındaki tüm toprakları (Büyük Britanya kadar geniş bir alanı kapsayan) kaybetmiş oldu.
Avrupa’nın başkentlerine gerçekleştirdiğim son ziyaretimde, DSG’nin IŞİD karşısındaki zaferinin yeterince taktir edilmediği hissiyatına kapıldım. IŞİD karşıtı askeri kampanya ABD ve Avrupa için düşük gider-yüksek getiri sağlayan bir kampanya oldu.
Bununla birlikte, Kuzeydoğu Suriye nüfusu için maliyet oldukça ağır oldu. Suriye Demokratik Güçleri bünyesindeki Kürt, Arap, Türkmen ve Hristiyan 8 bin civarında savaşçı IŞİD’i yenmek için hayatlarını verdi. Doğu Suriye’nin Kürt liderliğindeki bölgeleri hala saldırı tehdidi altında; Kurtarılan alanlara dağılmış olan IŞİD uyuyan hücrelerinin sivillere saldırmasını önlemek için müttefiklerimizden sürekli desteğe ihtiyacımız var.
Ancak biz Kürtler, İslam Devletinden çok daha önemli ve acil bir tehditle karşı karşıyayız. NATO üyesi olan ve çoğunlukla İngiltere ve Almanya gibi Avrupa ülkeleri tarafından silahlandırılan ve desteklenen Türkiye, yeşil ışığın bizi boğması için Rusya, İran, ABD ve Avrupa nezdinde lobi girişimlerinden bulunuyor.
2018'de Türk ordusu, aynı zamanda benim de doğum yerim olan Suriye’nin Kürt kenti Afrin'i işgal etti. Suriye ihtilafı sırasında tahribatlardan uzak durmayı başaran Afrin, zeytin ağaçlarının bolluğu ile ünlüdür.
Şu anda Ankara rejimi, bölgedeki zeytin mahsullerini Avrupa'da satmak için çalmakla meşgul. Afrin’in zeytin tarlalarına sahip olan çoğunlukla Kürtlerden oluşan yüz binlerce insan yerinden edildi ve şu anda yakındaki Tel Rifat bölgesindeki çadırlarda yaşıyor. Evleri ve arazileri bugün Erdoğan tarafından denetlenen yerleşimciler tarafından işgal ediliyor.
Afrin’in Türk işgali, Rus askeri işbirliği ile gerçekleştirildi ve kamuoyu tarafından desteklendi.
Kuzeydoğu Suriye bölgelerine yapılan bir Türk saldırısı, IŞİD ile mücadeleye rağmen, son birkaç yılda büyük ölçüde istikrarlı olan bir bölgeden kitlesel göçlere sebep olacak. Ve eğer Türkiye'den haince saldırılara maruz kalırsak, kuvvetlerimiz şu anda Suriye'nin doğusunda tutuklu bulunan IŞİD savaşçılarını kontrol altında tutamayabilir.
Böylesine bir kaosu önlemek için İngiltere, Kuzey Suriye'de barışı korumaya yardımcı olmak için güçlü diplomatik konumunu kullanmalıdır. Ayrıca, İngiliz Hükümeti'nden Kuzeydoğu Suriye halkını gelecekteki Cenevre barış görüşmelerine Suriye'nin geleceğine ilişkin olarak dahil etmesi hususunda BM’e baskı kurmasını istiyoruz.
Ve elbette İngiltere, Batı ile ortak ahlaki ve politik değerleri paylaşan Orta Doğu’daki birkaç topluluktan biri olan Kürtlere destek vermelidir. Yaşam biçimimiz demokrasiyi ve cinsiyet eşitliğini savunuyor. Bölgemizdeki kadınlar yalnızca İslam Devleti'ne karşı cephede savaşmakla kalmadı, aynı zamanda siyasi kurumlarımızda ve devlet organlarında da iyi temsil edildi.
İngiltere'nin yardımına ihtiyacımız var. Ve bize yardım ederek, İngiltere'nin kendisine de yardım edeceğine inanıyoruz.
