Yahu ne kadar da acı ve yürek paralayıcı...
Bir millet için ne kadar da ağır bir sonuç.
Bir millet ki din kardeşliğine dayanıp, tarihsel dostluğa güvenip dindaşlarının ve dostlarının zulmüne ve ihanetine maruz kalıyor...
Bir millet ki kendi yerinde yurdunda...
Atalarının yadigarı ve mirası vatan topraklarında...
Kendi ülkesinin sınırlarında...
Kendi dilinde eğitim almak için DİLEKÇE ile DİLENİYOR.
Bu bir millet için çok zor, çok acı bir durum.
Kürt milleti ve Kürtçe için çok büyük bir hakaret, onur kırıcı ve yaralayıcı.
Bu musibetin müsebbibleri ve failleri şunu unutmasınlar!
O yok olmasını istedikleri ve yok olmasına çalıştıkları o dilin ve o milletin Hak indindeki haklılığının akibeti gün gelecek onların çevresini çepeçevre saracak ve bunun bedelini kendilerine ödetecektir. Bundan hiç şüphem yok. Bunu nereden biliyorsun derse bana birileri...
Derim ki, Kader-i İlahi'nin Sünnetullāhından biliyorum.
Adalet-i İlahi'nin uygulamalarına dayandırıyorum bu sözleri.
O kader-i İlahi ki Ahkemil hakimiyn olan Allah'ın hükmüdür.
O Adalet-i İlahi ki Adil-i Mutlak olan Rabb'in şaşmaz terazisidir.
Kim görmüş zalimin aziz kılındığını?
Kim duymuş mazlumun zelil bırakıldığını?
Kim tanık olmuş veya kim okumuş tarih kitaplarından zulmün saltanatının daim edildiğini?
Bu tahripkar yüzükara ve kahrolasıca zalimlerin Allah'ın yarattığı kimyasal döngüden, iklimsel deverandan haberleri var da Allah'ın adalet döngüsünden haberleri yok galiba?
O adalet döngüsü hiç şüphesiz dönüp dolaşıp herkesin hakkını teslim edecek ve her zalimin de hakkından gelecektir.
Zalimlikler karşısında "sıcacık yuvam soğumasın, keyfim ve huzurum bozulmasın" diyen gayretsiz, arsız, kalbi katılaşmış, gözleri körelmiş, vicdanları sızlamaz, o şakşakçı, o sessiz ve tepkisiz "nemelazımcı" güruhta şunu unutmasın!
Onlar da bu zulmün ortağı. Onlar da bu zulmün ve sonuçlarının paydaşı.
Kürtler ve Kürtçe üzerindeki haince planların ve zalimce uygulamaların bir gün ters tepeceğini ve o zalimce planların boşa düşeceğini kat'i bir kanaat ile söylüyorum.
Neden?
Çünkü Kürt dili ve Kürt milleti mazlumdur.
Kürt milletinin İslam'i hassasiyetleri ve ahlaki seciyeleri onları dini ve tarihsel kardeşliğe ihanet etmekten ve fırsat kollayıp kardeşlerini arkadan vurmaktan menettiği için ve maalesef ki kardeş sandığı milletler de hiç çekinmeden bu ihaneti sergilediği için Kürtler ulusal bir devlete veya statüye ulaşamadılar. Başlarına gelen acı gerçekler ile yüzleştiklerinde ise geç kalmış oldular. Çünkü Uluslararası Müesses Nizam kurulmuştu artık. Ve bundan sonra Kürtlerin her türlü hak arayışı, hak talebi Uluslararası Yerleşik Düzenin başat aktörlerin yereldeki figüranlarının tesis ettiği yönetiminlerin insafına kalmış olunuyordu. En meşru bir tepki bile otoritenin karalamalarına, algı operasyonlarına maruz kalıyordu.
"Dış mihraklar" "Bölücüler" "Üst aklın piyonları" "Eşkıyalar" "Şakiler" "Sergerde" "Teröristler" "Yahudi uşakları" "Fitneciler" "Ermeniler" v.s. ve daha neler neler...
Ve bu ithamlara sorgusuz sualsiz kanan milyonlar... Sürüler...
Zordur ve acı bir tecrübedir Kürtlerin son bir asırlık tarihi.
Bu gün bile, hakikat çok net olarak belirdiği halde bazı yetkililerin TV ekranlarında, Kürt milletinin aklıyla dalga geçercesine, öldürdükleri Kürt milletinin evlatlarının sayısını anlatırken, Köpeklerin ağzını çağrıştıran ağızlarının ürettiği pis kokulu yalanlarına; kibir ve laubalilikle savurduğu iftiralarına aldanan milyonlarca Kürt var.
Allah'ın adaletinin zalimi zelil, mazlumu da aziz edeceğinden değil bir Atom büyüklüğü kadar, bir Kuark büyüklüğü kadar bile şüphe ve tereddüt duymuyorum. Ve o kadarcık bir sapma ihtimalini bile sözkonusu etmeye utanırım. Çünkü Allah O'dur ki görünen ve görünmeyen alemlerin Rabb'i olan Allah'tır. Ve O Allah Kürtlere ve Kürtçeye zulmedenlere bir gün bunun cezasını, haddini, dersini ve ağzının payını verecektir.
Bu zulmün ve zorbalığın devamına iki kesim sebep olmaktadır.
Zulme teslim olan mazlum ve zalim lidere aldanan cahil toplum.
Halbuki bu böyle olmamalıydı. Çünkü Allah insana akıl verdi, Peygamber gönderdi ve Vahiy indirdi.
Kürtçe dili üzerindeki tüm bu olumsuz şartlara rağmen, Kürtçenin istikbali için bir çaba ve gayret içinde olan Kurdıstani bireylere derneklere; inisyatif, girişim, platform, hareket ve partilere; Kürtçe gönüllülerine ve aktivistlere; destek çağrısında bulunan meslek kuruluşlarına; vicdan ve adalet sahibi yönetici ve siyasilere; medya kuruluşlarına; yayınevleri ve vakıflara; birkaç damla suyla bir bitkinin kurumasını önlemek misali az da olsa bu konuda bir hizmeti dokunan herkese tüm benliğimle şükranlarımı sunuyorum.
27.01.2022
Nizamettin ELÇİ
