Selahattin Demirtaş’ın 142 yıl hapis istemiyle yargılandığı davanın duruşmasına Ankara Sincan Cezaevi kampüsünde ikinci gününde devam edildi.
Edirne Kapalı Cezaevi’nden tutuklu bulunan Demirtaş, duruşmaya Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi’yle (SEGBİS) bağlandı.
Demirtaş’ın duruşmasına HDP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, HDP Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonu Sözcüsü Ayşe Acar Başaran, HDP Meclis Amiri Mahmut Toğrul, HDP’li vekiller Meral Danış Beştaş, Tülay Hatimoğulları, Kemal Peköz, Mensur Işık ve HDP MYK üyesi Nazmi Gür ile birlikte çok sayıda avukat katıldı.
Demirtaş, hakkında düzenlenen iddianameyi oluşturan 31 fezlekeden, 25'inci fezlekeye ilişkin savunmasını yaptı.
Demirtaş, bu fezlekenin 2013 yılında Elazığ Karakoçan’da yaptığı konuşma nedeniyle “örgüt propagandası yapmak”, “suç ve suçluyu övmek” ve “halkı kin ve düşmanlığa teşvik etmek” suçlarından hazırlandığını belirtti.
Fezlekeye konu olan konuşmasının tamamını dosyadan okuyan Demirtaş, bazı yerlerdeki küçük hataların dışında konuşmanın kendisine ait olduğunu belirtti.
Savcının siyasi olarak kendisine önyargı ile yaklaştığını ifade eden Demirtaş, "Savcı, fezlekede 'Kara Kuvvetleri Komutanlığı' ve benzeri isimleri yazarken hepsinin baş harflerini büyük yazmış. Ancak nerede 'Kürt' ve 'Kürdistan' kelimeleri geçse bunların tamamını dil bilgisi kurullarına inat küçük harfle yazmış. Konuşmamda 'Kürt' kelimesi geçince tüyleri diken diken olan kişiler var' demiştim, bu savcı da belli ki onlardan" dedi.
Tutanakta savcının Kürdistan ve Kürt kelimesini küçük yazdığına dikkat çeken Demirtaş, "Siz bana böyle yaptığınız müddetçe, sadece baş harfini değil, bütün harfleri büyük olarak okuyorum ki, ben Kürdüm ve benim vatanım Kürdistan'dır. Kürdistan'ın da sadece baş harfini değil, bütün harflerini büyük olarak tutanağa geçirtiyorum" diye konuştu.
Demirtaş, suçlamalara ilişkin dosyaya giren delillerin de yasadışı yollarla hazırlandığını ve uydurma olduğunu ileri sürdü.
Tahliye Talebi Reddedildi
Savcı, suçun katalog suçlardan olması, atılı suçları işlediğine dair somut delillerin bulunması ve atılı suçların ceza üst sınırını göz önüne alarak Demirtaş'ın, tutukluluk halinin devamına karar verilmesini talep etti.
Demirtaş'ın avukatları ise tutukluluğun 3 yılı geçtiğini, bunun hukuki değil siyasi bir karar olduğunu, bütün fezlekelerde hemen hemen aynı suçlamaların yer aldığını, kaçma şüphesinin de bulunmadığını belirterek, tahliye talebinde bulundular.
Ara kararını açıklayan mahkeme, avukatların tahliye taleplerini reddederek, Demirtaş’ın tutukluluk halinin devamına hükmetti. Duruşma, 2 Eylül 2019'a ertelendi.