Türkiye Cumhurbaşkanlığı sözcüsü: Kürdlerin 'Evet'e desteği beklenenin üzerinde

Türkiye Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Kürdlerin yeni sistemin faydalarını gördükleri için anayasa değişikliğine destek vermesinin normal olduğunu ve bu desteğin artacağını öne sürdü.

05.04.2017, Çar - 09:07

Türkiye Cumhurbaşkanlığı sözcüsü: Kürdlerin 'Evet'e desteği beklenenin üzerinde
Haberi Paylaş

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Daily Sabah gazetesinde bugün yayımlanan yazısında, 1 Nisan'da Diyarbakır'ı ziyaret eden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Diyarbakır'a 2005'te yaptığı ziyaretten itibaren ülkenin modern tarihinde başka hiçbir siyasi lider tarafından atılmamış adımlar attığını vurgulayarak, Cumhurbaşkanı'nın Kürdleri, 'Türk milletinin eşit ve önemli bir parçası' olarak gördüğünü ve 'PKK ile Kürdler arasında kesin bir ayrım' yaptığını söyledi.

‘Erdoğan PKK’ye alternatif sundu’

Cumhurbaşkanı'nın, Kürdçe'nin medyada, seçim kampanyalarında ve hayatın diğer alanlarında kullanılabilmesini sağlayan reformlara imza attığını, sandığı ve Meclisi PKK’ye alternatif olarak sunduğunu aktaran Kalın, Erdoğan'ın Başbakanlığı döneminde de Kürd nüfusun yoğun bulunduğu bölgelerde milyonlarca dolarlık yatırım yapılarak insanların hayat standartlarının iyileştirildiğini kaydetti.

Kalın, Kürdleri eşit vatandaşlar olarak kucaklamanın, Erdoğan'ın siyasi mirasının önemli bir parçası haline geldiğini belirtti.

Erdoğan'ın cumartesi günü Diyarbakır'da “Biz söyleyecek sözü olan, projesi olan, derdi olan herkesle konuşmaya, görüşmeye, birlikte yol yürümeye hazırız. Tek bir şartımız var; kimsenin elinde silah olmayacak” dediğini hatırlatan Kalın şunları yazdı: “PKK terör örgütünün 2015'te çözüm sürecini bitirmesi ve HDP'nin potansiyel bir siyasi aktör olarak oynayabileceği rolü heba etmesinden itibaren Cumhurbaşkanımız kanaat önderlerine, siyasi figürlere, sıradan vatandaşlara, iş insanlarına, sivil topluma ve diğerlerine, yani doğrudan Kürd vatandaşlarımıza ulaştı.”

‘HDP intihar etti’

Kürdlerin, 'PKK’ye ve Marksist-Leninist ideolojisine bırakılamayacağını' vurgulayan Kalın, şöyle devam etti:

Neticede PKK, AB ve ABD tarafından terör örgütü olarak tanınan ve yalnızca Türk devletine karşı değil bizatihi kendi ideolojisini kabul etmeyen Kürdlere yönelik barbarca saldırılarıyla tanınan bir örgüttür. HDP ise 30 Mart seçimlerinde kazandığı belediyelerin kaynaklarını, tesislerini ve personelini terör örgütünün kullanımına tahsis edip PKK'nin hendek siyasetine destek olarak siyaseten intihar etmiştir. Bu yapılanlar yalnızca yasa dışı değil, aynı zamanda HDP'nin siyasi meşruiyetine zarar veren adımlardı. Sonuç olarak Kürdlerin çoğunluğu hem PKK hem de HDP'den uzaklaşmış; bunun yerine huzur, güvenlik ve kalkınmadan yana tavır almıştır.

‘Türkiye, Kürdlerin de devleti’

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ise Diyarbakır'da tam olarak bunu vaat ettiğini ve “Türkiye nasıl İstanbul'suz, İzmir'siz, Trabzon'suz, Antalya'sız, Erzurum'suz olamazsa asla Diyarbakır'sız da olamaz” dediğini aktaran Kalın, şöyle devam etti: “Çünkü Türkiye Cumhuriyeti Türklerin, Arapların ve diğerlerinin olduğu kadar Kürd vatandaşların da devletidir. Üstelik 15 Temmuz darbe girişiminden sonra ilan edilen olağanüstü halin Kürd vatandaşları ilgilendiren reformlara hiçbir etkisi olmadığını da görmek gerekir. Bugün hükümet PKK terör örgütü tarafından zarar verilen Sur başta olmak üzere birçok bölgeye milyonlarca dolarlık yatırım yapmaktadır.”

Kalın, dünyada hiçbir devletin, 'eli silahlı bir örgüte meşruiyet kazandırırken Meclisin imkanlarından faydalanan bir siyasi yapıya' müsamaha gösteremeyeceğini, Türkiye'de hem şiddete başvurup hem siyasi statü veya barış talebinde bulunmanın Kuzey İrlanda'da IRA'nın, İspanya'da ETA'nın veya Kolombiya'da FARC'ın taleplerine boyun eğmekten bir farkının bulunmadığını vurguladı.

‘Çoğunluk güvenlik önemlerini destekliyor’

Diyarbakır, Hakkari, Şırnak ve Kürdlerin yoğun olarak bulunduğu diğer şehirlerde vatandaşların çoğunun, PKK ve şehir yapılanmasına karşı alınan güvenlik önlemlerini desteklediğini, çünkü bu adımlar atıldığında bir normalleşme hissi ve geleceğe dair umutlar ortaya çıkabildiğini iddia eden Kalın, şunları kaydetti:

Bugün PKK'ye kucak açan ve teröristleri Türkiye'ye karşı kullanmak isteyen Avrupa devletleri yalnızca kendi değerlerini ayaklar altına almıyor, aynı zamanda mağlubiyete mahkum bir strateji ortaya koyuyorlar. Maalesef ABD yönetimi de PKK’nin Suriye yapılanması olan PYD ve YPG'yi DAEŞ ile mücadele adı altında destekleyerek aynı hatayı yapıyor. Oysa PKK’nin Suriye'deki savaşı bölgesel hırsları için bir basamak olarak kullandığını herkes biliyor. Avrupa'da veya Suriye'de PKK terör örgütünü ve bağlantılı yapıları desteklemek, bölgesel barış ve istikrara ciddi şekilde zarar verir.

Bütün bunlar olurken Kürdlerin çoğunluğu yabancılar tarafından kendi ülkelerine karşı kullanılacak birer piyon muamelesi görmekten bıkıp usanmış durumdalar. Batı medyasının sadece PKK ve HDP sözcülerini ciddiye alıp, Kürdlerin PKK karşıtlığını görmezden gelmesinden artık bıktılar. Vekalet savaşı peşinde koşan yabancı ajanlar tarafından Marksist-Leninist bir ideolojik aygıt olarak kullanılacak Kürd imajını reddediyorlar. Kürdleri temsil ettiğini iddia ederken PKK’nin siyasi gündemini destekleyenlere karşı çıkıyorlar.

‘Kürdlerin desteği beklenenin üzerinde’

Anketlere göre Kürd seçmenler arasında anayasa değişikliğine destek vereceklerin oranının, beklentilerin üzerinde çıkacağını ifade eden Kalın, zayıf koalisyon hükümetleri dönemini bitirecek, ekonomiye can verecek ve güçlü denge ve denetleme mekanizmaları ortaya çıkaracak yeni sistemin faydalarını gördükleri için değişiklikleri desteklemelerinin normal olduğunu kaydetti.

Kalın, “Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Kürdleri Cumhuriyetimizin eşit vatandaşları olarak kucaklama yaklaşımı 2003'ten itibaren tüm politikaları etkiledi. Bu mesaj, 16 Nisan'da ve sonrasında önemini koruyacak” değerlendirmesinde de bulundu.

Nerina Azad
Bu haber toplam: 4969 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:03:52:55
Bu gönderiye hiç yorum yapılmamış! İlk yorum yapan kişi olmak ister misin?
Nerina Azad
x