Saadet Parti'li Kaya: Komisyonun Öcalan ile görüşmesi henüz gündemde değil

Saadet Partisi Milletvekili ve Yeni Yol Grup Başkanı Bülent Kaya, Erbil’de katıldığı "Türkiye'nin Zorlu Barışı" çalıştayında, Türkiye’nin barış sürecinin dinamikleri ve bölgesel güvenlik risklerini Rûdaw TV’ye değerlendirdi.

Yeni barış süreci: Güvenlik odaklı bir başlangıç

Bülent Kaya, mevcut barış sürecinin 2009 ve 2012'deki süreçlerden temel bir farkla başladığını belirtti. Kaya, "Bu süreç, özgürlük ve demokrasi talebiyle ortaya çıkmış bir süreç değil. Daha çok güvenlik kaygılarıyla, özellikle de bölgesel güvenlik riskleri motivasyonuyla ortaya çıkan bir süreç," ifadelerini kullandı. Bu durumun, demokrasi ve özgürlüklerle ilgili yüksek beklentileri boşa çıkarabileceği uyarısında bulundu.

Suriye sahası ve PKK'nin rolü

Kaya, sürecin Suriye sahasındaki gelişmelerden etkilendiğini vurgulayarak, "Bu sadece Türkiye'nin iradesiyle olabilecek bir süreç değil. Değişik ülkelerin, oradaki değişik halkların farklı talep ve beklentileri olan bir coğrafyadan bahsediyoruz" dedi. Türkiye'nin Suriye'den beklentisinin, kendisine karşı tehdit oluşturabilecek silahlı bir yapılanmanın olmaması olduğunu aktardı. PKK'nin kendisini feshedip, Türkiye'ye yönelik bir toprak bütünlüğü tehdidi olmaktan çıkacağına dair açıklamalarının bu güvenlik riskini karşıladığını ancak İsrail'in bölgedeki farklı beklentilerinin süreci olumsuz etkileyebileceğini dile getirdi.

Komisyon çalışmaları hız kesmiyor: Mağdurlar ve paydaşlar dinleniyor

Milli Birlik ve Demokrasi Komisyonu'nun faaliyetlerine değinen Kaya, komisyonun geçmiş dönemlerde süreçte rol almış devlet adamlarını ve sürecin mağduru olan tarafları dinlemeye devam ettiğini belirtti. Bu dinlemelerin bilgi ve tecrübe aktarımı açısından büyük önem taşıdığını vurguladı. Bir sonraki toplantıda iş dünyası, sendikalar, sivil toplum kuruluşları ve kamu kuruluşlarının dinleneceğini, sürecin ekonomik boyutunun ele alınacağını ifade etti.

Öcalan ile görüşme henüz gündemde değil

Bülent Kaya, Abdullah Öcalan'ın komisyonla ilgili görüşme talebinin henüz komisyonun gündemine gelmediğini söyledi. Kaya, böyle bir talebin gelmesi halinde, komisyonun sürece olan faydası açısından konuyu değerlendirip bir karara varacağını ekledi.

Süreç planlandığı gibi ilerliyor: Eylül ayında somut adımlar bekleniyor

Sürecin doğal seyrinde ilerlediğini belirten Kaya, 1 Ekim'den itibaren başlayan bu sürecin İmralı'da devlet yetkilileri ile Öcalan arasında yapılan müzakerelerin sahaya yansımalarına dair beklentiler içerdiğini söyledi. Özellikle Suriye sahasıyla ilgili netleşmenin henüz tam olarak sağlanamadığını düşündüğünü ifade etti. Komisyonun henüz bir aylık bir süre geçmediğini (ilk toplantı 8 Ağustos'ta yapıldı) hatırlatan Kaya, komisyonun yavaş işlediği eleştirilerine katılmadığını dile getirdi.

Kaya, komisyonun dinleme süreçlerini ve kamuoyunun rızasını alma tartışmalarını şimdilik tamamladığını, Eylül ayının ortasından itibaren ise daha somut adımlar atmaya başlayacağını düşündüğünü belirtti. "Niyetinde 40 yıllık bir silahlı mücadelenin sona erdirilmesinden bahsediyoruz. Bunun hemen birkaç aylık bir süreç içerisinde hallolmamış olduğu dikkate alındığında, sürecin gayet planlandığı şekilde yürüdüğünü ben düşünüyorum," dedi.

Güvenlik odaklı yaklaşım ve demokratikleşme fırsatı

Bülent Kaya, bu sürecin 2009 ve 2012'deki çözüm süreçlerinden farklı olarak bir özgürlük ve demokrasi talebiyle gündeme gelmediğini, ağırlıklı olarak Türkiye'nin meseleye bir güvenlik meselesi olarak bakmasıyla başladığını tekrarladı. Ancak, anladığı kadarıyla Öcalan'ın da bu durumu, sadece güvenlik sebebiyle gündeme gelmiş olsa bile, Türkiye'nin demokratikleşmesi ile ilgili sorunların ortadan kaldırılarak siyasi bir zeminde bu konuların konuşulması için bir fırsat olarak gördüğünü belirtti. Bu bağlamda, temel hak ve hürriyetler ile özgürlüklerle ilgili hususların çok fazla ön plana alınmayı şart koşmadığını gözlemlediğini sözlerine ekledi.