Halkların meselelerinde parçalanmanın trajedisi... Suriyeliler, Filistinliler ve Kürtler

''Her adil dava, sahipleri tarafından kutsal bir bayrak gibi taşınmalı''

23 Temmuz 2025 - 10:55
23 Temmuz 2025 - 10:55
 0
Halkların meselelerinde parçalanmanın trajedisi... Suriyeliler, Filistinliler ve Kürtler

Her adil dava, sahipleri tarafından kutsal bir bayrak gibi taşınmalı, saf birliği sağlanmalı, sesler birleşmeli ve anlaşmazlıklar hikmetle kuşatılmalıdır. Ancak anlaşmazlıklar en yüksek ses haline gelip, en belirgin bayrak ve kaçınılmaz kader olarak çağrıldığında işler tersine döner.

Bizim halklarımız böyle bir imtihanla karşı karşıya kaldı; sadece işgalci veya despotlarla değil, ihanet derecesine varan iç bölünmeler ve iç savaşlarla da sınandı. Bu çatışmalar hayali paramparça etti, defalarca yeniden şekillendirdi ancak hep eksik, kanlı kenarları olan ve kaderi belirsiz bir halde kaldı.

Krizli Doğu’da, rüya çoğu zaman hakaret haline gelir, direniş dil tartışmasına dönüşür, devrim ise bağlılıkların en yüksek teklifi verenlere satıldığı bir pazara döner. Bu duygusal ve siyasi kargaşada üç mesele bu trajediyi özetler: Suriye, Filistin ve Kürtler.

Suriye... "Bir, bir, bir"den Binlerce Fırkaya ve Bayrağa

2011'de Suriyelilerin "Bir, bir, bir... Suriyeli halk birdir" sloganıyla haykırışı, bu sloganın daha sonra alay konusu olacağını tahmin etmediler. Halk ayaklanması başladığında dış güçler hızla devreye girdi, farklı bayraklar ve çelişkili bağlılıklar getirdi.

Kısa sürede üç yüzden fazla silahlı grup ortaya çıktı, ortak bir liderlik ya da strateji olmadan sadece etki alanı mücadelesi vardı. Özgür Suriye Ordusu, değişimin çekirdeği olarak kurulmuştu ancak bölgesel gruplara ayrılarak Ankara, Doha ve Riyad arasında destek için yarıştı.

El Nusra Cephesi (şimdiki Heyet Tahrir el-Şam) dini gerekçelerle hakimiyet kurdu, diğer grupları "gericilik" ve "işbirlikçilik"le suçlayarak dışladı.

Kürt ve Arap unsurlardan oluşan Demokratik Suriye Güçleri (DSG) ise ABD desteğiyle özerk yönetim projesine yoğunlaştı ve özellikle kuzeydoğuda Türkiye destekli gruplarla açık çatışmaya girdi.

Bu parçalanmışlık ortamında IŞİD kabusu ortaya çıktı ve tüm dış güçlere müdahale için yeni bahaneler verdi. Böylece silahlar Esad rejimine değil, birbirine yöneldi.

8 Aralık 2024’te Heyet Tahrir el-Şam, şüpheli bölgesel ve uluslararası destekle Şam’ı ele geçirdi; siyasi muhalefet ise zayıflamış, içten içe tükenmiş ve hiçbir geçiş rolüne hazır değildi. Heyet, devlet kurumlarına sert cihatçı bir ideoloji dayattı.

Demokratik güçler ise birlik sağlayamadı ve sahayı karanlık bir akıma bıraktı. Böylece Suriye rüyası belirsiz bir geleceğe dönüştü.

Filistin... İyileşmeyen Bir Yarada Bölünme

Filistin’de ihanet yıllardır meseleye yük olmuş durumda. 2007’de Hamas’ın Gazze’yi ele geçirmesi ve Fatah’ın oradan çıkarılmasıyla büyük bir bölünme yaşandı.

Batı Şeria’daki Filistin Yönetimi, Mahmud Abbas liderliğinde müzakere ve güvenlik koordinasyonuna yöneldi; Hamas ise silahlı direnişte ısrar etti ama iç eleştirilerle karşılaştı.

Gazze halkı ağır ablukayla ve ekonomik çöküşle karşı karşıya. İki hareket birbirlerini suçluyor, taraftarları karşılıklı hainlik söylemleri kullanıyor.

Arap ülkeleri bile ikiye bölündü: Katar ve Türkiye Hamas’ı desteklerken; Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan Filistin Yönetimi’nin yanında duruyor.

İsrail ise bu bölünmeyi pazarlıkların önündeki bahane olarak kullanıyor.

7 Ekim 2023’teki “El-Aksa Operasyonu” operasyonu bölgedeki dengeleri kökten değiştirdi ve eski soruları daha da acılaştırdı: Filistin’i kim temsil ediyor? Kim kaderlerini belirliyor?

Kürt Meselesi... Birden Çok Kürdistan

Kürtler, sınırların çizildiği Suriye, Irak, Türkiye ve İran’da parça parça yaşamak zorunda kaldı. Birliği ve ortak bir projeleri yok. Ancak bu halk da bölünme lanetinden kurtulamadı.

Irak’ta Barzani liderliğindeki Kürdistan Demokrat Partisi ile Talabani ailesinin önderliğindeki Kürdistan Yurtseverler Birliği iktidar mücadelesi veriyor; dış politikadaki tercihleri farklı.

Suriye’de ise Kürt Ulusal Konseyi ile PKK’nin desteklediği Demokratik Birlik Partisi (PYD) arasında çatışmalar devam ediyor.

Türkiye’de ise devletle süren çatışma ve siyasi ile silahlı kanatlar arasındaki bölünme durumu karmaşıklaştırıyor.

27 Şubat 2025’te PKK lideri Abdullah Öcalan, hapishaneden yaptığı çağrıda partinin feshedilmesini, silahların bırakılmasını ve ulus-devlet hayalinden vazgeçilmesini istedi. Bu çağrı Kürtler arasında derin tartışmalara yol açtı.

Dış Etkiler ve İç Yanıcılık

Her yerel anlaşmazlığın arkasında dış destekçiler var; Türkiye, İran, İsrail, ABD, Rusya, Körfez ülkeleri tüm sahnede.

Bu güçler çatışmayı kışkırtıyor, rotayı değiştiriyor ve kendi çıkarlarına uygun temsilciler yaratıyor.

Sonuç

Halklar ve siyasi güçler birliği bir lüks değil, varoluşun ve stratejik zorunluluğun şartı olarak anlamalıdır.

Bölünme, hayallerden güçlü olmaya devam ettiği sürece Suriye’de, Filistin’de ve Kürdistan’da umutlar ertelenecek, hatta yok olacaktır.

(Diaa Iskandar-Raseef22)

Bu haber toplam 1141 kişi tarafından görüldü.
Son güncellenme: 18:07:11