İsrail, Dürziler ile Bedeviler arasındaki çatışmaya neden dahil oldu?

Suriye'nin güneyinde Dürziler ile Bedeviler arasındaki çatışmaya İsrail neden dahil oldu? İsrail'in amacı sadece Dürzilere destek vermek mi?

23 Temmuz 2025 - 13:18
23 Temmuz 2025 - 13:18
 0
İsrail, Dürziler ile Bedeviler arasındaki çatışmaya neden dahil oldu?

Suriye'nin güneyindeki Süveyda vilayetinde Dürzi gruplarla Sünni Bedevi aşiretleri arasında 13 Temmuz'da başlayan ve İsrail'in de dahil olması ile devam eden çatışmalar, sağlanan ateşkesle şimdilik sona erdi.

Suriye Devlet Başkanı Ahmed Şara, geçen Perşembe günü yaptığı açıklamada yaklaşık 360 kişinin hayatını kaybettiği çatışmaların son bulduğunu, ayrıca hükümet birliklerinin bölgeden çekildiğini söyledi.

Ancak Londra merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi adlı sivil toplum kuruluşunun verdiği bilgiye göre İsrail, güneydeki Süveyda bölgesinde hava saldırılarını hafta sonu sürdürdü. Gözlemevi, İsrail'in Pazartesi gecesi birkaç köy arasındaki önemli yolları savaş uçakları ve insansız hava araçlarıyla bombaladığını bildirdi.

Bölgedeki şiddet olaylarına İsrail'in Dürzilerden yana müdahil olması, uluslararası kamuoyunda da yeni bir tartışma başlattı. Gözlemciler, İsrail'in yalnızca Dürzi toplumunu koruma amacıyla hareket etmediği görüşünde.

İsrail tampon bölge mi oluşturmak istiyor?

Washington merkezli Ortadoğu Enstitüsü'nün Suriye Girişimi Başkanı Charles Lister'in verilerine göre, İsrail bugüne kadar Suriye'ye yaklaşık 1000 hava saldırısı düzenledi. Lister, Beşar Esad'ın devrildiği Aralık 2024'ten itibaren İsrail'in Suriye hükümetinden bir karşılık gelmemesini fırsat bilerek ülkenin yaklaşık 180 kilometrekarelik bir bölümünü işgal ettiğine dikkat çekti.

İsrail ile Suriye resmi olarak 1967'den bu yana savaş halinde. İsrail, o yıl Suriye'nin stratejik önemdeki Golan Tepeleri'ni işgal etmiş, 1981'de ise bölgeyi fiilen ilhak etmişti. Ancak uluslararası toplum, Golan Tepeleri'ni halen İsrail işgali altındaki Suriye toprağı olarak görüyor. ABD ve İsrail dışında hiçbir ülke bu ilhakı tanımıyor.

İki ülke arasında 1974'te varılan ateşkes anlaşması kapsamında, Birleşmiş Milletler denetiminde askerden arındırılmış bir bölge oluşturulmuştu. Esad'ın devrilmesinden sonra İsrail, bu hattı aşarak bazı askeri birliklerini bölgeden çekti.

ABD merkezli RANE risk analiz şirketinin Ortadoğu analisti Ryan Bohl, Bloomberg'e yaptığı değerlendirmede İsrail'in Suriye'nin güneyinde gayriresmi bir tampon bölge oluşturmaya çalıştığını ifade etti. Mart ayında İsrail Başbakanı Netanyahu, Suriye'nin güneyinin askerden arındırılması yönündeki taleplerini yinelemişti.

Londra Regent's Üniversitesi'nden uluslararası ilişkiler uzmanı Profesör Yossi Mekelberg de DW'ye yaptığı analizde, son saldırıların Şam hükümetine "İsrail'in Suriye'deki gelişmeleri dikkatle izlediğini" gösterme amacı taşıdığını dile getirdi. Mekelberg, "Mevcut İsrail hükümetinin temel sorunu, şiddet dışında başka bir çözüm yolu görememesi" tespitini yaptı.

İsrail iç siyasetinin gölgesindeki gelişmeler

Uzmanlara göre İsrail'in Suriye'ye yönelik son saldırılarının zamanlaması da dikkat çekici.

Netanyahu, Çarşamba günü hakkında devam eden yolsuzluk davası kapsamında yargıç karşındaydı. Aynı zamanda, koalisyon hükümetinden iki muhafazakar partinin ayrılması sonrası hükümet zayıflamış durumda. Ülkede 2026 başında erken genel seçim ihtimali gündemde.

ABD ve Avrupa ülkeleri, İsrail'e Gazze'deki savaşı sonlandırması yönünde baskı yaparken İsrail kamuoyu ise Gazze'de hâlâ Hamas tarafından tutulan rehinelerin serbest bırakılması için hükümete çağrıda bulunuyor. Netanyahu, Gazze'deki operasyonlar nedeniyle hem uluslararası kamuoyunun hem de İsrail halkının tepkisiyle karşı karşıya kalmış durumda.

Mekelberg'e göre Netanyahu, Suriye'deki gelişmeleri dikkatleri iç siyasetteki krizlerden başka yöne çekmek için kullanıyor. "En azından bir cepheyi sıcak tutarak 7 Ekim saldırılarına rağmen kendini hâlâ 'Güvenliğin Teminatı' olarak sunmaya çalışıyor" diyen Mekelberg, bunun Netanyahu'nun karakteristik yaklaşımı olduğunu ifade etti.

"İsrail, güçsüz bir Suriye istiyor"

İsrail'in zayıf ya da parçalanmış bir Suriye hedeflediğini belirten Ryan Bohl, böylece bu ülkenin kendisine bir tehdit oluşturamayacağını düşündüğünü belirtiyor.

Uluslararası Kriz Grubu Suriye analisti Nanar Hawach da aynı görüşü paylaşıyor. DW'ye konuşan Hawach, "Şam son çatışmalardan zayıflayarak çıktı. Askeri olarak geri adım attı ve devletin dışındaki bazı toplulukların güvenini kaybetti" ifadelerini kullandı.

Hawach, geçici devlet başkanı Ahmed Şara'nın Dürzi azınlığı koruma vaadinin inandırıcılığı konusunda da şüphelerini dile getirdi. Hükümete bağlı bazı birliklerin Dürzi sivillere kötü muamelede bulunduğuna dair güvenilir raporların olduğunu belirten Hawach, hükümetin kendi güvenlik konseptini sorgulayıp sorumluları hesap vermeye zorlamadığı sürece, Dürziler dahil olmak üzere azınlık topluluklarının merkezi yönetime olan güvenini yeniden tesis etmenin zor olduğunu söylüyor.(DW)

 

Bu haber toplam 1465 kişi tarafından görüldü.
Son güncellenme: 19:23:24