Irak-ABD müzakerelerinin merkezindeki 5 madde
Irak-ABD ilişkileri son dönemde inişli çıkışlı bir seyir izledi. 3 Ocak’ta, Bağdat Havalimanı yakınlarında İranlı General Kasım Süleymani ve Haşdi Şabi Komutan Yardımcısı Ebu el-Mühendis’in ölümüyle sonuçlanan ABD hava saldırısının ardından Irak Meclisi, düzenlediği oturumla ABD güçleri de dahil ‘tüm yabancı güçlerin ülkeden çıkarılmasını’ öngören kararı onayladı. İki ülke arasındaki gerginliğin tırmanmasına neden olan meclis kararından bu yana taraflar bugün başlayacak müzakerelerde ilk kez doğrudan yüz yüze gelmeye hazırlanıyor.

ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, mayıs ayında yaptığı açıklamada Irak-ABD Stratejik Diyalogu’nun 10 Haziran’da başlayacağını ilan etmişti. Pompeo, bugün gerçekleşmesi beklenen görüşmelerde ABD’yi Dışişleri Bakanlığı'nın en kıdemli diplomatlarından David Hale'in temsil edeceğini belirtmişti.
Pompeo açıklamasında şu ifadeleri kullanmıştı;
“Irak, Kovid-19 salgının şiddeti ve düşmekte olan petrol gelirleri nedeniyle ekonomik çöküş riski tehdidi altında. Hükümetimizin DEAŞ'ı yenmek ve ülkeyi istikrara kavuşturmak amacıyla elde ettiğimiz kazanımların tersine çevrilmesini durdurmak için birlikte çalışması önemlidir. İki ülke arasındaki tüm stratejik konular; ABD kuvvetlerinin Irak’taki geleceği ve bağımsız Irak'ın en iyi nasıl destekleneceği de dahil olmak üzere pek çok başlık gündemde olacaktır.”
Şarku’l Avsat’ın bir kopyasını edindiği ABD hükümet raporlarına göre Washington bu yılın sonunda veya önümüzdeki yılın başında Irak’a yaklaşık 720 milyon dolar tutarında yardım paketi sunma kararı aldı. Raporlara göre 600 milyon doların Savunma Bakanlığı eliyle DEAŞ ile mücadelede askeri eğitim programlarına ve askeri yardımlara, 120 milyon doların da Dışişleri Bakanlığı eliyle diğer bazı programlara ayrılmasına karar verildi.
ABD, 27 Nisan’da Irak’a İran’dan elektrik ve doğalgaz satın almaya devam edebilmesi için 30 günlük muafiyet tanıdı. Akabinde muafiyet süresi yaz aylarında 4 ay daha uzatıldı. Bazı çevreler, ABD’nin Irak’a yönelik bu adımlarını Washington’ın Bağdat ile eski defterleri kapatma ve iyi ilişkiler kurma çabası olarak değerlendirdi.
ABD merkezli Al-Monitor gazetesine göre Irak ve ABD arasında bugün başlayacak müzakerelerin merkezinde şu 5 maddenin yer alması bekleniyor:
1- Güvenlik maddesi: Bu başlık altında DEAŞ terör örgütü ile mücadele ele alınacak. Nitekim ABD liderliğindeki DEAŞ Karşıtı Koalisyon, örgütün doğup genişlediği 2014 yılındaki hataların tekrarlanmasını önlemek için Irak makamlarıyla var olan koordinasyonu artırma ihtiyacı duyuyor.
2- ABD’nin Irak güvenlik kurumlarında reform yapması: Iraklı askeri güçlerin eğitilmesi gündemde olcak. ABD ve Irak arasındaki askeri ilişkiler sağlam ve köklü bir temele dayanıyor.
3- Bölgesel ve küresel krizlerin çözümünde Irak’ın rolü: ABD terörle mücadele, kara para aklama, organize suçlar ve sınırların güvenliği gibi bölgesel ve küresel krizlerin çözümünde Irak’ı bölgesel bir ortak ve güvenlik merkezi olarak görüyor. Bu nedenle krizlerin çözümünde gereken faaliyetlerde Irak Başbakanı Mustafa el-Kazımi’nin destek vermesi bekleniyor.
4- Mali destek: Irak ekonomisine zarar veren özellikle koronavirüs salgının etkilerini atlatabilmesi için Bağdat yönetimine mali yardımlarda bulunma.
5- İran’ın Irak’taki nüfuzu: Irak, kendi geleceğinin İran’ın ülkenin siyasi ve ekonomik hayat üzerindeki etkisinin zayıflatılmasına bağlı olduğunu biliyor. Aynı zamanda ülke topraklarının ABD ve İran arasında bir çatışma alanına dönüşmemesi gerektiğinin de farkında. Irak açısından İran tehlikesi ‘çözülebilecek’ değil ‘iyi yönetilmesi’ gereken bir meseledir. Nitekim Irak’ın kendisini İran ile çatışma konumuna getirmesi düşünülemez. ABD’nin de bunu anlayışla karşılaması ve İran’la başa çıkma noktasında Irak’la birlikte en etkili yollar üzerinde çalışması gerekebilir.
Eski ABD Başkan Yardımcısı Dick Cheney’in Ulusal Güvenlik Danışmanı John Hannah, ABD merkezli Demokrasileri Savunma Vakfı’nın (FDD) internet sayfasında yayınlanan makalesinde İran’ın ABD yaptırımlarını atlatmak için sistematik bir biçimde Irak ekonomisini sömürdüğünü, bu nedenle Washington’un Irak siyasetini yeniden gözden geçirmesi gerektiğini belirtiyor.
Hannah makalesinde, 2003’ten günümüze ABD ve Irak arasındaki durumu ‘istikrarsız’ ve ‘sürdürülebilir olmayan’ şeklinde niteliyor.
ABD’nin Irak’a diplomatik desteğinin yanı sıra yaptığı milyonlarca dolarlık askeri ve ekonomik yardımlara rağmen durumun her yıl daha da kötüleştiğini belirten Hannah, makalenin devamında şu ifadeleri kullandı:
“Bu yardımlar, ‘Irak’ın zamanla Ortadoğu’nun güvenliği ve istikrarını koruma noktasında ana ortak haline gelmesi’ varsayımına dayanıyor. Bunun yerine Irak hükümeti bugün sürekli ters yönde istikamet alıyor. Bu nedenle gelecekte düzenlenecek Stratejik Diyalog, bu yıkıcı gidişatın tersine çevrilmesi ve Irak ile birlikte kalmayı öngören ABD’nin uzun vadeli ortaklığının kurtarılması açısından son fırsat olabilir. Bu kaçırılmaması gereken bir fırsattır.”
Son güncellenme: 08:17:52