Bilindiği üzere kendisine “iyi, demokrat, mağdur, ilerici, haklı, kapsayıcı, Muaviye karşıtı, hesap sorucu, modernist” diyenlerin sonu gelmez. Kürdlerin meselesi “iyiler ve kötüler” arasında seçim yapmak demek değildir. “Kendini ve karşıtını” nasıl ve neye kıyasla tanımladığı ya da gösterdiği ile değil; pratikte Kürdün haklarını öne çıkarana, sorunlarını anayasal olarak gidermeyi önerene ve “giderene” iyi, adil ya da demokrat demeliyiz.
HDP, BDP, Azadi Partisi, DDKD, İÖP, KKP, KDP (Kürt Demokratlar Platformu), KDP-T’den oluşan ve kendilerine ‘Kürdistani İttifak Çalışması’ diyen grup, HDP’ye destek çağrısı yaptığı açıklamada “Türkiye bu siyasi tutumuyla, eskinin denenen ve sonuç vermeyen Kürt sorununda güvenlikçi politikasında diretmesi, bir çıkmaz sokaktır.” ifadesi ile HDP’nin sahiplenildiği ve savunulduğu açıkça belirtilerek, HDP’ye yapılanın Kürdlere karşı yapıldığı ilan edilmiştir.
Statü ve haklar eksenli politikalar, eğitim, ekonomik, sosyal sorunlarla ilgili öneriler ve görüşmelerde temsilci ve muhatap olan; meselenin tarihselliğine ve güncel gereksinimlere dair yeterli bilinç taşıyan, mevcut yasalar ekseninde Kürd hassasiyetlerinin gerçekçi ve yapıcı biçimde gözetileceğini ilan eden; şiddet, terör ve illegaliteyle uzlaşmazlığını, ilişkisizliğini ve geçit vermezliğini açıkça belirten; şeffaf, tarafsız, denetlenebilir, hesap verebilir, sürdürülebilir bir temsil yapılanması tartışılmalıdır.
Rüzgarın Hatıraları mı? Filmin teması rüzgar ile sağlanmış. Anılar birer yapraktır, çimendir, çalıdır, steptir ve onların kımıltısı asla kesilmez. Bilinçaltı ya da arka plan denen şey bir rüzgardır ama canlı bir rüzgardır; sizinle birlikte hep var olacaktır. Bazen yavaşça, bazen sertçe dalgalanır ama asla dinmez, yok derecesinde hafifler ama bitmez, gitmez. Film, \'kişiyi rüzgarıyla\' sağlam tartışıyor, örtüştürüyor, görselliyor; tek olumsuz tarafı, Karadeniz sahneleri boyunca tartışma kendini tekrar ediyor.