Diyarbakır’da 750 kurumdan çağrı: Kürtçe resmi dil olsun

Diyarbakır’da Kürt Dili İçin Toplumsal İnisiyatif öncülüğünde bir araya gelen 750 kurum, platform, inisiyatif, parti ve topluluk, yayımladıkları ortak deklarasyonla Kürt dilinin resmen tanınmasını ve eğitim dili olmasını talep etti. “Kürtçeye statü, Kürtçe eğitim” sloganıyla açıklanan deklarasyon, MED-DER önünde geniş katılımla duyuruldu.

Açıklamada “Statuya Kurdî – Perwerdehiya bi Kurdî” pankartı açılırken, siyasi parti temsilcileri, sivil toplum örgütleri ve çeşitli topluluklar yer aldı.

“Devlet Kürtçeyle barışmalı”

Açıklama öncesi Zazaki konuşan DEM Parti Kültür ve Sanat Komisyonu Eşsözcüsü Cemile Turhallı Balsak, sürece uygun adımların atılması gerektiğini belirterek Kürtçenin resmî ve eğitim dili olması için yasal düzenleme çağrısı yaptı. Turhallı, “Devletin Kürtçeyle barışması gerekir. Meclis’teki sansür son bulmalıdır” dedi.

Deklarasyonun Kurmancisi DEM Parti Kültür ve Sanat Komisyonu Eşsözcüsü Heval Dilbahar, Zazaki metni Diyarbakır Kürt Enstitüsü Yöneticisi Suzan Vejan, Türkçe metni ise ÖHD Diyarbakır Şube Eşbaşkanı Muhittin Muğuç tarafından okundu.

Deklarasyondan Öne Çıkanlar

Metinde, tüm dillerin insanlığın ortak değeri olduğu vurgulanarak, Kürtçenin yok sayılmasının, yasaklanmasının ve asimilasyon çabalarının “insanlığa karşı suç” niteliği taşıdığı ifade edildi. Kürt dilinin ulusal ve uluslararası tüm kurumlarca resmen tanınması gerektiği belirtildi.

5 Temel Talep

750 kurum adına Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nden şu talepler sıralandı:

-Kürt dili resmen tanınmalı ve anayasal statüye kavuşturulmalı.

-Kürtçe, okul öncesinden üniversiteye kadar tüm eğitim kademelerinde eğitim dili olmalı.

-Orijinali Kürtçe olan yer ve nesne adları iade edilmeli.

-Kürtçenin önündeki tüm yasal ve fiili engeller kaldırılmalı.

-Kürt dilinin sürdürülebilir özgürlüğü için Kürt kimliği anayasal güvence altına alınmalı.

“Demokratik ve barışçıl toplum için adım atın” çağrısı

Açıklamanın devamında, devlet kurumları ve yetkililer, bu taleplerin hem anayasal hem de yasal olarak güvence altına alınmasına davet edildi. Ayrıca tüm toplumsal kesimlere, Kürt dilinin korunması ve geliştirilmesi için mücadeleyi büyütme çağrısı yapıldı:

“Kürt dilini tüm mücadele, çalışma ve yaşam alanlarının dili haline getirme zamanı gelmiştir.”

Deklarasyon, Kürtçenin kamusal alanda özgürce kullanılabilmesi için geniş bir toplumsal dayanışma çağrısı ile son buldu.