Fidan’ın açıklamaları AK Parti’de krizi tetikledi: Erdoğan sonrası güç mücadelesi mi?

Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın KAAN savaş uçağı projesiyle ilgili açıklamaları, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Washington ziyareti sonrası siyasette geniş yankı uyandırdı. Fidan, ABD yaptırımlarının motor temininde krize yol açabileceğini söyleyerek, “alternatif arayışlarına” gidilebileceği mesajını verdi.

Ancak bu çıkış, yalnızca projeye ilişkin teknik tartışma olarak kalmadı. Gazeteci Barış Terkoğlu’na göre, AK Parti içerisinde “sert tepkilere” neden olan açıklamalar, partideki güç dengeleri ve Erdoğan sonrası döneme dair soruları da gündeme getirdi.

Savunma stratejisinde çıkmaz

Türkiye’nin milli savaş uçağı KAAN’ın 2028’de hizmete girmesi planlanıyor. İlk partinin ABD yapımı F-110 motorlarıyla uçması öngörülürken, 2032 itibarıyla yerli motor entegrasyonunun tamamlanması hedefleniyor. Ancak ABD’nin uyguladığı CAATSA yaptırımları, motor tedarikini belirsiz hâle getirdi.

Muhalefet kanadından CHP’li Namık Tan, “KAAN’ın kısa vadede F-35’in yerini almasının imkânsız olduğunu” savundu ve ABD’de bekletilen 6 adet F-35’in Türkiye’ye verilmesi gerektiğini belirtti.

İçeride sert tartışma

AK Parti’de Fidan’ın çıkışına yönelik eleştirilerin, parti içi güç mücadelesiyle bağlantılı olduğu değerlendiriliyor. İktidar kulislerinde, “Erdoğan sonrası kimin öne çıkacağı” tartışmasının giderek daha görünür hâle geldiği konuşuluyor.

Öte yandan, son dönemde savunma sanayii şirketlerine yönelik casusluk ve yolsuzluk soruşturmaları, tartışmayı daha da derinleştirdi. Fidan’a yakın isimlerle anılan bazı şirketler hakkındaki davalar, muhalefet tarafından “devlet içinde çıkar gruplarının savaşı” olarak yorumlanıyor.

Analistler, KAAN krizi üzerinden başlayan bu tartışmanın, önümüzdeki dönemde yalnızca savunma politikalarını değil, aynı zamanda Türkiye’deki siyasi dengeleri de şekillendirebileceğini vurguluyor.