İsrail-İran gerilimi: Saldırı yok ama yanlış anlaşılma riski yüksek

İsrail savunma yetkilileri, İran’ın yakın bir saldırı planladığına dair işaret bulunmadığını, ancak politik açıklamaların yanlış anlaşılmasının kriz yaratabileceğini belirtiyor.

5 Ekim 2025 - 10:44
5 Ekim 2025 - 10:44
 0
İsrail-İran gerilimi: Saldırı yok ama yanlış anlaşılma riski yüksek

7 Ekim sonrası, İsrail savunma kuruluşları her türlü uyarı ve tehdidi ciddiye alıyor; özellikle geçmişte doğru tahminleriyle bilinen siyasi figürlerin açıklamaları yakından izleniyor. Eski Savunma Bakanı Avigdor Lieberman, Cuma günü X platformunda yaptığı açıklamada, “İran ile mücadelenin sona erdiğini düşünen herkes ciddi şekilde yanılıyor” dedi. Lieberman, Tahran’ın askeri savunmasını hızla yeniden inşa ettiğini, nükleer tesislerindeki çalışmalarını hızlandırdığını ve olası bir sürpriz saldırıya hazırlandığını iddia etti. İsraillileri Sukkot tatili boyunca dikkatli olmaya çağırarak, “Ailenizle kutlayın ve eğlenin, ama sığınaklara yakın olun. Bu hükümete güvenemeyiz — yalnızca İsrail Savunma Kuvvetleri ve kendimize güvenebiliriz” ifadelerini kullandı.

Ancak İsrail’in üst düzey savunma kaynakları, Ynet’e verdikleri demeçte İran’ın İsrail’e saldırmayı planladığına dair herhangi bir istihbarat işareti bulunmadığını belirtti. Aynı kaynaklar, İsrail’in şu an İran’a karşı önleyici bir saldırı planlamadığını da doğruladı.

Lieberman’ın endişeleri tamamen asılsız değil: Yetkililer, İran’ın hava savunma sistemlerini yeniden kurmaya çalıştığını ve Çin, Rusya ve muhtemelen Kuzey Kore’den yardım talep ettiğini söylüyor. İran ayrıca balistik füze üretimini canlandırmaya çalışıyor, ancak ilerleme yavaş. İsrailli uzmanlara göre, uzun menzilli füzeler için gerekli olan özel sanayi makinelerine hâlâ erişim yok.

Buna karşın, İran’ın uranyum zenginleştirme çalışmalarını mevcut seviyelerin ötesinde yeniden başlattığına veya nükleer silah programını yeniden canlandırdığına dair bir işaret yok. İsrail istihbaratına göre İran hâlâ yaklaşık 400 kilogram yüzde 60 zenginleştirilmiş uranyum stokuna sahip; teorik olarak bu malzeme bir basit nükleer patlayıcı veya “kirli bomba” için kullanılabilir, ancak böyle bir proje yürütüldüğüne dair bir belirti yok.

İsrailli yetkililer, asıl riskin İran’ın Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (IAEA) denetçilerini sınır dışı etmesiyle sınırlı istihbarat erişimi olduğunu belirtiyor. İran, bölgesel nüfuzunu korumak için Lübnan’daki Hizbullah, Irak’taki Şii milisler, Yemen’de Husi güçleri ve Gazze’de Hamas’ı desteklemeye devam ediyor. Bu durum, Tahran yönetiminin öncelikli olarak vekiller ve füze gücü aracılığıyla bölgesel güç dengesini sürdürmeye odaklandığını gösteriyor.

İsrailli analistler, İran’ın lideri Ali Hamaney’in henüz nihai bir karar vermediğini, bugün bile nükleer silah geliştirilmesini emretse, gerekli altyapı ve personelin yeniden oluşturulmasının en az bir yıl süreceğini tahmin ediyor.

Şimdilik İran’ın üç ana stratejik programı — füze, vekil güçler ve nükleer geliştirme — erken veya sınırlı aşamada. Radar ve erken uyarı sistemleri yetersiz; Suriye’deki ileri pozisyonlarının çoğunu kaybetmiş durumda. Bu kırılganlık, Tahran’da paranoyayı artırıyor ve yetkililer, Batı ve İsrail diplomasisinin geçmişteki sürpriz saldırıları öncesinde olduğu gibi bir aldatmaca olduğunu düşünüyor.

İsrail’de savunma yetkilileri, politik açıklamaların yanlış yorumlanmasının “yanlış hesaplama”ya yol açabileceğini vurguluyor. Yani söylem üzerinden istemeden bir tırmanış yaşanabilir. Yetkililer, hem koalisyon hem de muhalefet politikalarını ve ABD Büyükelçisi Mike Huckabee gibi sert açıklamalar yapan diplomatları temkinli olmaya çağırıyor.

Şimdilik İsrail’in vatandaşlarına mesajı sakin bir dikkat: İran ile savaş ihtimali görünmüyor, ancak hassas bir bölgede, birkaç kelime bile dengeleri değiştirebilir.

Bu haber toplam 816 kişi tarafından görüldü.
Son güncellenme: 12:47:30