"Bu operasyonları destekliyoruz.
Hükümete yakın çevrelerin ihaleleri rüşveti konuşuluyordu. Bunların soruşturulması için parlamentoda gündeme getiriyorduk ancak bu ciddiye alınmıyordu. Operasyonun siyasi amacını bu aşamada tartışmak istemiyoruz."
Ankara ve İstanbul'da yürütülen soruşturmalarda bakanların çocukları ve üst düzey bürokratların gözaltına alınmasını değerlendiren BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, "Yürüyen şey temiz eller operasyonundan çok bir siyasi rekabete benziyor. Halen bu ülkede açlıktan soğuktan ölen yurttaşlar vardır. Halen bu ülkede milyonlarca çocuğun ayağında giyecek ayakkabısı yoktur. Ama 5 milyon doları ayakkabı kutusunda saklayan genel müdürler vardır" dedi.
BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, gündeme ilişkin gazetecilerle bir araya geldi. İstanbul’da yürütülen yolsuzluk operasyonlarını desteklediklerini belirten Demirtaş, "Bu operasyonları destekliyoruz. Hırsızlık, yolsuzluk, ahlaki çöküntü nerede varsa üstüne gidilmelidir. Ucu kime dayanırsa dayansın gereği yapılmalıdır. Siyasi yönü bir yana ortada hırsızlık varsa hesabı sorulmalıdır.
Hükümete yakın çevrelerin ihaleleri rüşveti konuşuluyordu. Bunların soruşturulması için parlamentoda gündeme getiriyorduk ancak bu ciddiye alınmıyordu. Operasyonun siyasi amacını bu aşamada tartışmak istemiyoruz. Bakan, işadamı, bürokrat yakınlarının usulsüzlüklere bulaştığı yönünde ciddi iddialara var. Hükümete düşen bu iddiaların soruşturmasını ve güvenliğini sağlamaktır. Soruşturmanın önünü kesmek zan altında bırakır.
Vatandaşa simit hesabı yapan bir başbakan bunların hesabının sorulmasına izin vermeyecek mi?. Bakan da olsa çocukları da olsa gereği yapılmalıdır. Kimin ismi geçerse geçsin fezlekeler derhal parlamentoya getirilmeli. Dokunulmazlıkların kaldırılmasını BDP olarak destekliyoruz. Gerekirse 550 milletvekilin dokunulmazlığını kaldıralım. Yolsuzluklar ciddi bir şekilde soruşturulsun" şeklinde konuştu.
‘CEMAAT-AKP KAVGASI BİZİ İLGİLENDİRMEZ’
Operasyonu yürüten emniyet müdürlerinin görevden alınmasını eleştiren Demirtaş, "Ortada hırsızlık yapıldığına dair ciddi iddia var iken soruşturmayı yürüten emniyet amirlerini görevden almak soruşturmaya müdahaledir" dedi.
Bakanların gerekirse istifa etmeleri ve dokunulmazlıklarının kaldırılarak şeffaf hale getirilmesi gerektiğini kaydeden Demirtaş, "Kim bu olayı kapatmaya çalışırsa izin vermeyeceğiz. Parlamentoda derhal araştırma komisyonu kurulmalıdır. Bu daha buzdağının görünen yüzüdür.
Türkiye’nin her yerinde bu tür çirkinlikler vardır. Cemaat-AKP kavgası bizi ilgilendirmez. Biz milletin parasını çalanlardan hesabını soruyoruz. Van’da üşüdüğü için elektrikleri kesilen Vanlıların konteyner hakkı yok diyen bir devlet diğer taraftan trilyonları götürenleri koruyamaz. 34 çocuğu savaş uçağıyla katleden devlet, trilyonları kaçakçılıkla götürenleri koruyamaz. Hükümet soruşturmaya müdahale etmemeli. Namusu, vicdanı, ahlakı olan herkes savcısıyla, hakimi ve siyasetçisiyle bu yolsuzlukların peşine düşmelidir"diye konuştu.
Operasyonlarla ilgili hükümetin sessiz kalma tavrını da eleştiren Demirtaş, "Hükümet yolsuzluklardan rahatsızsa iki gündür neden sesiz kaldı. Hükümet bir an önce çıkıp bu operasyonun önünü açtığını açıklaması lazım. Yürüyen şey temiz eller operasyonundan çok bir siyasi rekabete benziyor. Halen bu ülkede açlıktan soğuktan ölen yurttaşlar ardır. Halen bu ülkede milyonlarca çocuğun ayağında giyecek ayakkabısı yoktur. Ama 5 milyon doları ayakkabı kutusunda saklayan genel müdürler vardır. Artık AKP açısından halka hesap vermenin saatleri başlamıştır" şeklinde konuştu.
‘ÖKÜZ ÖLDÜ ORTAKLIK BOZULDU’
Hükümet ve cemaat arasında yaşanan gerilimin çözüm sürecini etkileyebileceğini kaydeden Demirtaş, “Cemaat resmi bir organizasyon ve yasal bir organizasyon değil.
Cemaat üyesi dediğimiz kişinin bir yere kaydı yok. Hangi savcı, hangi vali cemaatçidir, bunu bilemeyiz. Bunları atayan hükümettir. ‘Bu süreci cemaat bozuyor, hükümet mağdurdur’ yaklaşımını kabul etmiyoruz. Olup bitenlerin sorumlusu hükümettir. Cemaat onların kontrolünde koalisyon yaptığı bir sivil güçtür. Hamisi AKP’dir. Onların yapacağı olumsuzluk AKP’ye mal olur. Cemaat kim bilemeyiz, sivil bir yapıdır. Bu haliyle çözüm sürecinin de her gün zora girdiği doğrudur. Bunun temiz eller operasyonuna dönüşmesini bekliyoruz.
BDP tavrını hak ve adaletten yana koymuştur. Cemaatinde yolsuzluklara karıştığı olmuş olabilir. Biz cemaat ve AKP’den yana tavır koymak zorunda değiliz. Savcı ve polis operasyonu dikkatli yürütmüş. Haberim yoktu, komplo yapılmış demek doğru değil. Operasyonu kapatmaya çalışmak kapatmaya çalışanları da beraberinde götürür" dedi.
Yolsuzluk soruşturmasının başında bulunan Savcı Zekeriya Öz’ün görevden alınmasını, soruşturmaya müdahale olarak algıladıklarını ifade eden Demirtaş, "Zekeriya Öz kendi atadıkları savcı. Kendi isot tarlalarına girince bağırmaya başladılar. Hükümetin bu işlerden el çekmesi lazım. Öküz öldü ortaklık bozuldu.
Cemaat ve hükümet bugüne kadar rantı paylaşılıyordu. Bu gerilim hayıra vesile oldu. Siyasi sonucu ne olur bizde yakından takip ediyoruz. AKP artık eskisi gibi rahat olmayacaktır” dedi.
‘KÜRDİSTAN VARDIR VE 4 PARÇAYA BÖLÜNMÜŞTÜR’
BDP Van Milletvekili Özdal Üçer’e kınama cezası verilmesini eleştiren Demirtaş, “Parlamentonun aldığı karar iç tüzüğü aykırıdır. Parlamento çatısı altında bu gerçeği örtebilirler. Ancak Kürdistan bir gerçektir. Kürdistan tarihi, sosyolojik ve coğrafik bir gerçektir. Meclis Başkan vekilinin tutumunu da ben kınıyorum. Onların memuru değiliz.
Hadlerini bilsinler. Onların yetkisi neyse BDP’nin de yetkisi odur. Kürdistan vardır ve 4 parçaya bölünmüştür. Suriye, Irak, Türkiye ve İran’dır. Bu gerçekliği ifade ettik diye bizi linç edeceklerse geçti o günler. Bunlar resmi olarak kabul edilinceye kadar siyasi olarak savunmaya devam edeceğiz" dedi.
Anayasa Mahkemesi kararlarına rağmen BDP’li tutuklu vekillerinin tahliye edilmemesini eleştiren Demirtaş, "Yerel mahkemeler verdikleri kararlarla hukuksuz iş yaptıklarını kamuoyuna açıklamış oldular. Özel yetkiler mahkemeler bugüne kadar asla adalet dağıtmadılar. Bizde adalet beklemedik. Özel yetkiyle kurulmuş, çoğu zaman bakanlık ve hükümetle bilgi alışverişi yapan bu tür mahkemelerin adalet dağıtması imkansızdır. Fakat bu kadar göz göre göre kanunsuzluğun olacağını tahmin etmiyorduk. Bu kadar açık suç işleme idaresinin mahkeme tarafından gösterileceğini beklemiyorduk. Bu kararı verenler kendilerine mahkeme diyenler, bu halkın evlatları ağır bedeller ödedi ama her zaman kazandı. Bu halkın çocuklarını yargılayan yargıçlara tavsiye ediyorum, Mazlum Doğan’ın savunmasını okusunlar. Onu yargılayanlar bu dosyanın kapatılacağını sanıyorlardı. Bugün Mazlum Doğan’ın belediyelerde 100 düşüncesi var. Direnerek özgürlüğümüzü kazanacağız. Bu özel yetkili mahkemeler ve cezaevlerinin yerine de müze yapacağız. Mahkeme süsü verilmiş siyasi organizasyonların adalet dağıtmayacağını anlamış durumdayız. Tutuklu vekillerimiz tahliye olsalar bile adaletlerine inanmıyoruz" dedi.
Bir heyetle birlikte bugün Federal Kürdistan Bölgesi'ne gideceklerini belirten Demirtaş, "Öncelikle Kürt siyasi hareketleri arasındaki gerilimlerin ortadan kaldırılmasını arzuluyoruz. PYD ile KDP görüşmelerinin sürmesini de olumlu buluyoruz. Görüşmelerde ertelenen Kürt ulusal konferansının gerçekleşmesi için yeniden görüşmelere başlayacağız. Ayrıca zaman bulursak ve şartlar uygun olursa Öcalan’ın Kandil’e yazdığı mektubun cevabını almak ve son gelişmeleri değerlendirmek üzere Kandil’e gidebiliriz" şeklinde konuştu.