Remzi Kartal ses kaydına ne dedi?-Ezgi Başaran
Her gün ülkenin başka bir kirli yanıyla karşılaşıyoruz.
Her gün ülkenin başka bir kirli yanıyla karşılaşıyoruz. Ne desek, ne kadar desek miadı birkaç saat, etkisi ve ağırlığı tüy kadar. Çünkü sonra başka bir korkunç gerçeği öğreniyoruz. Dün gece itibariyle bu korkunç gerçek Paris cinayetiyle ilgiliydi. Cinayetin katil zanlısı olan Ömer Güney’in bir ses kaydı YouTube’a düştü. Güney 2 şahısla -MİT mensubu olduğu iddia edilen- bir sözlü öldürme talimi yapıyor, Sakine Cansız’ın da arasında bulunduğu 3 PKK’li kadının öldürüldüğü derneğe hangi yollardan girip nasıl cinayetler işleyeceğini anlatıyor kayda göre.
* * *
Anlaşılan tek kerelik bir cümbüş cinayet de değil planlanan. “Önce ‘Nedim’i ve Heval Soro’yu, sonra ‘Abram’ı indirmek lazım” diyor.
(Burada bir parantez açalım: Sesi internete yükleyenler, ‘Abram’ diye duyulan sesi, ‘Ablam’ diye yazarak, o meşum gün dernekte olan ve hayatını kaybeden Sakine Cansız’ı anlamamızı istiyorlar. Sonra değil, ilk seferde o öldürüldü. Cinayetin çarşısı hayatın pazarına böyle denk gelmiş olacak. Fakat ses, anlaşılır biçimde ‘Abram’ diyor.)
Ses kaydından Güney’in MİT mensubu olduğu iddia edilen kişilere bir kişinin daha hedef gösterildiğini anlıyoruz: Kongra-Gel Başkanı Remzi Kartal.
Sık olmasa da Kartal’ın Paris’teki derneği zaman zaman ziyaret ettiğini biliyorum. Onunla röportaj yapmak üzere Nisan 2013’te Brüksel’e gittiğimde birkaç saat önce Paris’ten dönmüş olduğunu hatırlıyorum. Yani Güney, hem derneğe girip çıkanları hem de örgütün Belçika’da yaşayan liderlerini sahiden yakın takibe almış olmalı.
Bu ses kaydı örgütün Avrupa kanadı tarafından sahih kabul ediliyor bugün. “Güney’i tanıyan 5-6 kişi tarafından kayıttaki sesin ona ait olduğu teyit edilmiş” vaziyette.
Bu noktada kayıttaki hedeflerden biri olarak geçen Remzi Kartal’la görüştüm. Ses kaydıyla ilgili yorumu kısa ve özdü: “Ses kaydını dinledim. Ömer Güney talimatı MİT’in verdiğini söylüyor. Ya bu doğrudur ya da MİT, Ömer Güney ve Paris cinayetiyle ilgili tüm bilgileri kamuoyuna sunmalıdır.”
* * *
Öcalan’ın Paris cinayetinin hemen ardından kendisiyle görüşen MİT ekibine sert bir tavır takındığını ama sonra birden fazla defa çözüm sürecinde MİT’in güvenilir olduğunu düşündüğünü BDP’li heyetlere ifade ettiğini hatırlayalım. “Sakine demek biz demek” sözlerini de...
Bu durumda ne düşünmemiz lazım? Bir kez daha cemaat-AKP kavgasında tarafların hayli tehlikeli bir Makyevelizmde kaybolduğunu... Pamuk ipliğine bağlı çözüm sürecinin iyice çatallı bir yola girdiğini... Kürt siyasi hareketinin zaten sıfır olan devlete güveninin eksilere vurduğunu... Devletin çözüm süreci namına “Bir yandan masaya oturalım, bir yandan örgütün kilit adamlarını vurdurtalım” türü yan stratejiler üretmiş olabileceğini. Yazık geldiğimiz şu noktaya...
Nerina Azad
Bu haber toplam: 1056 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:05:43:12