İran ajansından ‘Öcalan’ ve ‘süreç’ analizi

Mehr Haber Ajansı, Türkiye’de MHP lideri Devlet Bahçeli’nin çağrısı üzerine başlayan ve PKK lideri Abdullah Öcalan’ın örgüte yönelik çağrısı ile devam eden sürece ilişkin dikkat çeken bir analiz paylaştı.

04.03.2025, Sal - 09:05

İran ajansından ‘Öcalan’ ve ‘süreç’ analizi
Haberi Paylaş

İran’ın yarı resmi Mehr Ajansı, Türkiye’de MHP lideri Devlet Bahçeli’nin çağrısı üzerine başlayan ve PKK lideri Abdullah Öcalan’ın öegüte yönelik çağrısı ile devam eden sürece ilişkin dikkat çeken bir analiz paylaştı.

Yazıda, PKK’nin kurucusu ve 1999’dan beri cezaevinde tutulan lideri Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat günü yayımladığı açık bir bildiride, örgüt üyelerine silahlarını bırakarak dağılmaları yönünde talepte bulunduğu hatırlatıldı.

Öcalan, bu kararın tarihsel sorumluluğunu üstlendiğini belirterek, 40 yılı aşkın süredir devam eden ve en az 40 bin kişinin hayatını kaybettiği silahlı mücadelenin sona ermesi gerektiğini vurguladı.

Yazıda, son on yıllarda, Türkiye ile PKK arasındaki çatışmalarda en az 40 bin kişinin hayatını kaybettiği ve bu sürecin devam etmesinin tarafların gücünü tüketme riski taşıdığı vurgulandı.

Mehr Ajansı’nın analizine göre, Öcalan’ın bu çağrısı, “PKK’nin sonuçsuz kalan silahlı mücadelesinin ve bölgesel güçlerin oyununda bir piyon haline gelmesinin” bir yansıması.

Yazıda, “Öcalan'ın bildirisi, yalnızca Türkiye ve Irak'taki Kürtleri değil, aynı zamanda Suriye ve İran sınır hattındaki grupları da doğrudan veya dolaylı olarak etkileyecek” ifadelerine yer verildi.

PKK’nin yürütme komitesi, Öcalan’ın talebini kabul ederek tek taraflı ateşkes ilan ederken, analistler geçmişte benzer girişimlerin tam başarıya ulaşmadığını hatırlatıyor.

“Çağrı PKK’ye bağlı grupları zayıflatabilir”

Yazıda Abdullah Öcalan, Kürt milliyetçiliğinin (Pan-Kürtçülük) önde gelen figürlerinden biri olarak tanımlanıyor.

1978’de Marksist teorilerden esinlenerek PKK’yi kuran Öcalan, 1984’te özerklik talebiyle silahlı mücadeleyi başlattığı, örgütün zamanla “Irak, Suriye ve İran’da” çeşitli kollar oluşturduğu ve bu ülkeler tarafından terör örgütü olarak sınıflandırıldığı belirtildi.

Analize göre, Öcalan’ın bu çağrısı, kendisine bağlı grupların yönünü değiştirebilecek veya tabanlarını zayıflatabilecek bir etkiye sahip.

“Öcalan Nobel Barış Ödülü’ne aday olmak istiyor”

Mehr News’e göre Öcalan, Soğuk Savaş döneminde ABD ve Sovyetler Birliği arasındaki rekabetten yararlanarak Moskova’nın desteğini alabileceğini ve NATO üyesi Türkiye’yi zayıflatabileceğini umuyordu.

Ancak ajans, yıllarca süren mücadelenin ardından Öcalan’ın, uluslararası ve bölgesel düzendeki değişimler nedeniyle bu stratejinin artık PKK’nin varlığına zarar verdiğini gördüğünü belirtiyor.

Öcalan, silahlı mücadelenin yerine sivil ve siyasi bir mücadeleyle Kürt haklarını savunmayı tercih etmiş görünüyor.

Alternatif bir görüşe göre ise, hayatının son yıllarında “barış mirası” bırakmak ve Nobel Barış Ödülü’ne aday olmak istiyor.

PJAK ve YPG üzerindeki etkisi

Yazıda, Öcalan’ın çağrısının “İran’daki PJAK ve Suriye’deki YPG” gibi PKK ile bağlantılı gruplar üzerinde belirsizlik yarattığı iddiasına yer verildi.

Öcalan’ın etkisi yüksek olsa da, bazı grupların ondan bağımsız hareket etmeyi tercih ettiği iddiasına yer verildi.

Demokratik Suriye Güçleri (DSG) Genel Komutanı Mazlum Abdi’nin çağrıyı “olumlu” karşılamakla birlikte, YPG’nin dağılmasının veya silah bırakmasının söz konusu olmadığını açıkladığı hatırlatılıyor.

Ajans, bu çağrının PJAK içinde bölünmelere yol açabileceği öngörüsünde bulundu.

“Türkiye, Doğu Akdeniz’de daha etkili bir konuma geldi”

Ajans, “bölgesel ve uluslararası gelişmeler çağrıyı nasıl şekillendirdi?” başlığı altında sürecin bölgedeki gelişmelerle bağlantılı olduğuna dikkati çekti.

Yazıya göre, 7 Ekim 2023’teki Aksa Tufanı Operasyonu sonrası Ortadoğu’daki dengeler değişti.

Türkiye, Esad hükümetinin çöküşü ve İdlib’deki muhaliflerin yükselişiyle Doğu Akdeniz’de daha etkili bir konuma geldi.

Ajans, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Öcalan’ı bu bildiriyi yayımlamaya ikna ederek Kürdistan Bölgesi ve Rojava’daki örgüt yapısına darbe vurmayı hedeflediğini öne sürdü.

Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın Şam ile iş birliği sinyalleri ve Türk hava kuvvetlerinin Kürdistan Bölgesi’nde PKK hedeflerine yönelik yoğun bombardımanları, bu stratejinin bir parçası olarak değelendirildi.

Çağrıya bölgeden ve dünyadan destek

Öcalan’ın, bu gelişmeler ışığında silahlı mücadeleyi bırakıp politik alana yöneldiği tespitine yer verildi.

Yazıda İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü İsmail Bekayi’nin Öcalan’ın çağrısını, “terörizmin durdurulması ve Türkiye’nin güvenliğinin güçlendirilmesi” açısından olumlu bulduğu kaydedildi.

Irak Dışişleri Bakanlığı’nın, çağrıyı bölgedeki istikrar için “önemli bir adım” olarak nitelendirdiği ve Kürdistan Bölgesi Başkanı Neçirvan Barzani’nin de barışçıl çözümleri desteklediklerini ifade ettiği hatırlatıldı.

Yine Almanya Dışişleri Bakanlığı’nın “terörizm ve şiddet döngüsünü kırmak için tarihi bir fırsat” olarak gördükleri ve Türkiye’deki Kürtlerin haklarının tanınması gerektiği yönündeki açıklaması hatırlatıldı.

Sonuç

Mehr Ajansı, yazının sonuç bölümünde, Öcalan’ın çağrısını, “40 yıllık silahlı mücadelenin başarısızlığı ve PKK’nin uluslararası güçler tarafından bir araç olarak kullanılmasının bir sonucu” olarak yorumluyor.

Buna göre, bölgedeki hızlı değişimler ve güç dengelerindeki kaymalar, Öcalan’ı silahlı mücadeleden vazgeçip kültürel ve politik alana yönelmeye itti.

Ancak Kürt meselesinin, Öcalan ile sınırlı olmadığı ve bölgedeki aktörlerin çıkar savaşlarının bu sorunu şekillendirmeye devam edeceği ifade ediliyor.

 

Bu haber toplam: 6607 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:14:00:56
Bu gönderiye hiç yorum yapılmamış! İlk yorum yapan kişi olmak ister misin?
Nerina Azad
x