Kürtçenin devlet kurumlarından dışlandığını açıklayan Kürt Dil Platformu, Kürtçe’nin tüm siyasi çekişmelerden bağımsız olarak bir kültür ve yaşam dili olarak kabul görmesini istedi.
Kürt kimliğinin ve dilinin hala Anayasal güvenceye alınmamasının eşitlik, adalet ve demokrasi kavramlarıyla bağdaşmayan bir tutum olduğunu söyleyen Kürt Dil Platformu Sözcüsü Şerefxan Cizirî, “Kürtler, Türkiye’de bütün kurumlarında kendini, kendi diliyle yaptıkları kültürel faaliyetleri görmek istiyor” dedi.
Kürt Dil Platformu (Platforma Zimanâ Kurdî), Türk Dil Kurumu’nun (TDK) Kürtçe’ye ilişkin çalışmalar yapması talebiyle, Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti’nde basın toplantısı düzenledi.
Kürt Dil Platformu Sözcüsü Şerefxan Cizirî, TDK'nın şimdiye kadar sadece bir Türkçe-Kürtçe sözlük yayımladığını ancak bunu da yeterli görmediklerini dile getirdi. Cizirî, Kürt kimliğinin ve dilinin hala Anayasal güvenceye alınmamasının eşitlik, adalet ve demokrasi kavramlarıyla bağdaşmayan bir tutum olduğunu söyledi.
‘KÜRTLER KÜLTÜREL FAALİYETLERİNİ GÖRMEK İSTİYOR’
Cizirî, “Kürtlerin eşitlik duygularının insan hakları ve demokrasi temelinde güçlenmesi, doğal olarak kültür ve kimlik haklarının kabulünü görmeye başlamalarıyla mümkündür. Elbette ki, kültürel ve kimliksel varlığın en önemli belirtisi olan dilin önemini siz dil uzmanlarına anlatma niyetinde değiliz, amacımız adalet ve vicdanın dilini konuşturmaktır. Kürtler, Türkiye’de bütün kurumlarında kendini, kendi diliyle yaptıkları kültürel faaliyetleri görmek istiyor. Başka bir ifadeyle, kültürel ve kimliksel varlığının kabulünü, kültürel faaliyetlerle ve özellikle diliyle görmek istiyor” dedi.
‘KÜRT DİLİ ÜZERİNE ÇALIŞMALAR YAPILMALI’
Kürtlerin dillerini korumak ve gelecek nesillere aktarmalarının onların en doğal hakları ve Türkiye’nin de en temel görevlerinden biri olduğunu ifade eden Cizirî, “Platform olarak, Kürtçenin devlet kurumlarından dışlandığını, Kürtçe üzerine bilimsel eserlerin resmi kurumlarca yapılmadığını, yapılmak istenenlerin yasaklandığını de üzülerek takip etmekteyiz. Tüm siyasi çekişmelerden bağımsız olarak Kürtçenin bir kültür ve yaşam dili olarak kabul görmesi amacıyla; Türk Dil Kurumu'nda Kürt dilinin çalışılmasını ve bu dil ile yapılmış eserlerin yayımlanmasını istiyoruz” diye belirtti.
Öte yandan TDK’ya gönderilen mektupta, 10 madde sıralandı ve şunlar ifade edildi:
"1. Kurumunuzun Diyarbakır’da Kürtçe şubesinin açılması ya da Ankara’daki merkezde Kürtçe kürsünün açılmasını,
2. Kürtçe uzmanların istihdam edilmesini,
3. Kapsamlı Kürtçe sözlük çalışmasının yapılmasını,
4. Etimolojik Kürtçe sözlük çalışmasının yapılmasını,
5. Kürtçe, tarama-sözlük çalışmasının yapılmasını,
6. Kürtçe deyimler ve atasözleri çalışmasının yapılmasını,
7. Dijital Kürtçe sözlüğün yayımlanmasını,
8. Uluslararası Kürtçe Sempozyumu’nun düzenlenmesini,
9. Üç ayda bir Kürtçe dil bilgisi dergisinin çıkarılmasını,
10. Kürtçe gramer alanında yapılan eserlerin yayımlanması istiyoruz."